Taksim Taksim 1 Mayıs

Durup dururken restleşme icat etmede üstümüze yok doğrusu. 1 Mayıs bayram olsun istediniz, Resmi Gazetede yazdı: 1 Mayıs resmen tatil. 27.04.2009 09.15 tarihli resmi gazete yayınlandı ve 1 Mayıs'ın, 'Emek ve Dayanışma Günü' olarak tatil edilmesi hakkındaki kanun değişikliği, yürürlüğe girdi. Ama olsun ruhumuzda restleşme genleri var, DİSK ve KESK, son sözünü söyledi: '1 Mayıs'ta Taksim'deyiz'... Neyin ve kimin son sözü bunlar. Biri işçilerin en büyük öbürü memurların kendi deyimleri ile ”Kamu emekçilerinin” en büyük sendikal örgütü. DİSK Genel Başkanı Çelebi ile KESK Genel Başkanı Evren, İstanbul Valiliği'nin izin vermemesine rağmen 1 Mayıs'ta binlerce kişinin Taksim'de olacağını açıkladı. Buna karşın TÜRK-İŞ, Vali 'Taksim OLMAZ' deyince, 'O zaman Kadıköy' dedi. Alın size bir restleşme mevzu daha hangi tutum daha sağlıklı. Diğerleri tarafından eminim ki işbirlikçi olarak suçlanacak TÜRK-İŞ’ in tutumu mu yoksa diğerlerinin yani kendi deyimleri ile emekçi dostlarının taksim diye restleşen ısrarlı tutumu mu?

Geçmişe dönüp bir bakalım, 1 Mayıs 1977’de Taksim’de ne oldu: TÜRK işçi sınıfı tarihine "Kanlı 1 Mayıs" olarak geçen 1 Mayıs 1977 Taksim mitinginde çıkan olaylarda 36 kişi öldü, 126 kişi yaralandı.

1 Mayıs 1977 sabahı, Türkiye’nin her yanından akın akın gelen ve sayıları 500 bini bulduğu tahmin edilen işçiler Taksim Meydanı’nı duldumuş, miting gün boyunca sürmüştü. Olaylar, saat 19.00 sularında, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’ in konuşmasının sonuna yaklaşıldığı sırada başlamıştı.

Duyulan bir el silah sesinin ardından, alana hakim noktalardan kitlenin üzerine ateş açılınca ortalık mahşer yerine dönmüştü. Ölenlerden yalnızca beşi silahla vurulmuş, biri panzerle ezilmiş, geri kalanlar ise Kazancı Yokuşu’nun girişinde birbirlerini ezmişti.

Dönemin CHP’li İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsyan da polis tarafından coplanmıştı. İktidarın korkusu aynı olayların tekrarlanması olasılığına yönelik bir korku ise belki haklıdır. Yok, sendikaların dediği gibi meydanı kaptırma korkusu taşıyorlarsa, onca yılın ardından çalışanına hala güvenmediği anlamı çıkar ki, takdir edersiniz ki buda hiç şık bir yaklaşım olmaz.

Gönül isterdi ki çalışanlar “Taksim taksim” bölünecek yerde milletvekilleri ve bakanları ile coşku ile bayramlarını kutlasınlar. Bu yıl olmadı ama umalım gelecek yıl böyle olsun.

Son sözüm: Örgütlü mücadelelerinde tüm kamu çalışanlarının bayramını kutluyor. Rehberlerinin Atatürkçü düşünce olmasını diliyorum.