Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Takvim "mavi" olsun diye...

Takvim "mavi" olsun diye...
 

Bazı işler var ki, özel yetenek ister. Onların hiç okulu filan yoktur. Özünüzde bir yetenek vardır, bir de içine usta - çırak ilişkisi katarsanız başarılı olusunuz. Örneğin duvarın kenarına oturmuş ayakkabı boyacısı, elindeki fırçaları, ayakkabı boyama sandığının tahtası ile üzerine kaplanmış metal parçalarına vurmak suretiyle öyle güzel tempolu bir ses çıkartır ki, hani neredeyse “Arkadaş, ayakkabıyı kaça boyuyorsun, al şu paraya, sen tempo tutmaya devam et, ben iki göbek atayım” diyeceğiniz tutar. Bu bir yetenektir. Herkes yapamaz…
Aklıma geldiği gibi birkaç örnek sıralayacak olursak, sol ayağı ve eli ile herkes iş göremez. Beyniniz ona göre çalışmalı. O bir ayrıcalık, bir yetenektir. Sol ayağı ile topa vurup, kalenin çatalına topu takmak her babayiğidin harcı değildir. Yetenek ister.

Dediğim gibi, bu ve benzeri yeteneklerin okulu yoktur. Kişinin yeteneğine bağlıdır.
Diğer taraftan bazı tanımlamalar vardır, onlar size verilir. Örneğin “Doktor” olmak için doktora yapmalısınız. Mühendis olmak için, mühendis mektebinden mezun olmalısınız.

Bu ve benzeri mesleklerin “Okulu” vardır ve oraları bitirip “Diploma”yı almanız gerekir.

Ya da, Cumhurbaşkanı olabilmek için 40 yaşını bitirmiş, üniversite öğrenimi görmüş ve TBMM genel kurulunda 367 oyu ilk turda, olmadı diğer turlarda yeteri kadar oy almanız gerek. O zaman size “Cumhurbaşkanı” sıfatı verilir, siz almazsınız. TBMM Başkanı olmak için, meclis salt çoğunluluğunun oyunu almanız gerek. Başbakan olmak için Cumhurbaşkanının görevlendirmesi ve mecliste de 276 oyu almanız gerek.

Gibi…

Bu görev unvanları size verilir. Bunları da okulu yoktur. Şartları yerine gelirse, bu unvanları yerine getiren herkes taşıya bilir.

Örneğin, sokaktan geçen her hangi bir adamı tutar “Vali” yaparsınız.

Olur, ama sokaktan geçen bir adamı Kaymakam yapamazsınız. Onun belli şartları, olmazsa olmazları vardır. Muhtar olmanız için en az ilkokul mezunu olmanız ve ilaveten sandıkta da en çok oyu almanız gerekir. Anca size o zaman “Muhtar Emmi” derler…

Bu unvanlar, tanımlamaların isminizin ön tarafında bulunması için ya yetenek gerek, ya da şartların yerine gelmiş olması…

Örneğin insanın isminin başına “Devler adamı” sıfatının gelebilmesi için de okula veya diğer yasal şartlara gerek yoktur.

İsminizin başına “Devlet adamı” sıfatının eklenmesi için bir çamda “Kertiğiniz” olması gerekir.

Yani önünüzde duran çam ağacına, kişisel yeteneğiniz, eğitiminiz, deneyiminiz ve iradenizi koyarak bir “kertik” atarsınız ki, tarih sizi yazar, hem de isminizin başına “Devlet adamı” tanımlamasını koyarak yazar.

Yani “Devlet adamı” sıfat, birileri tarafından size verilmez. O sıfatı siz “alır”sınız…

“Devlet adamı” sıfatının bir üstü de “Lider”lik sıfatıdır. Ona “Devlet Adamı ve Lider” denir.Bu sıfatı almak da kolay değildir. Bu sıfat da “verilen” sıfatlar arasında değildir. Alınan sıfatlar arasındadır. Bu sıfatı alabilmenin belirgin koşulu “Çağ” atlamaya yardımcı olmaktır.

Örneğin İstanbul’u fethedersiniz, bir çağ kapanır öteki çağ açılır.

Ya da, bir imparatorluğun, devletin külleri arasından yeni bir devlet çıkarırsınız. 16 devlet sizden önce yıkılmış olur, siz aynen 17. devleti kurarsınız. Millet, sizin arkanıza dökülür gelir. Size “Lider” sıfatını verir gibi görünse de siz onu hak edersiniz, alırsınız…

Kısaca tanımı “Devlet adamı” veya “Lider” sıfatı için öncelikle “İrade” gerekir. Onun ardından da elbette ki yetenek, bilgi ve deneyim çok önemlidir.

Bunları “Niye” mi yazdım…

Sadece blog sayfamdaki takvimin “1 Haziran 2007” yi gösteren bölümü “Mavi” olsun diye… Yarın veya yetiştirebilirsem bu gün, Kuzey Irak’ta yaşanan son durumu ve devir teslimi yazacağım.

Bakalım bizim “Devlet adamlarımız” bu konuda ne yapmışlar, göreceğiz…

01 HAZİRAN 2007

Fotoğraf: Yeteneğe örnek olarak Kayseri Ağırnas Kasabasından Mimar Sinan'ın DTCF önündeki heykeli...

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..