Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '06

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Tanrı, en iyi arkadaş !

Tanrı, en iyi arkadaş !
 

Dua ederken veya bir şey dilerken hiç yüreğinizin ısındığını hissettiğiniz oldu mu ?

İşte o dilek gerçekleşecektir. Çünkü oraya koyduğunuz enerji sizin ve Tanrı'nın birleştiği titreşimin ısı boyutudur.

Tanrı her an sizledir. Çığlık çığlığa sorduğumuz sorulara cevap bulamadığımızda, çaresiz ve yapayalnız hissettiğimizde, sığındığımız ilk yer neresi ?

O sizin en iyi arkadaşınız, ana babanız, kardeşiniz, siz istemediğiniz sürece sizi hiç terketmeyecek olan sevgilinizdir . O halde Ona duacı olun. Bu duaya onun değil sizin ihtiyacınız olduğunu zaten biliyordunuz.

O bizi yalnız özel anlarımızda duymaz. O her anımızda yanımızdadır. Ama ses çıkarmaz. Herşeyi bilir ama müdahele etmez. O saf bilinç halidir. O bizim de özgür irademizle hayatta yaptıklarımızın bilincinde olmamızı ister. Birçok insanın anlayamadığı şey işte budur. Birçok insanın Tanrı'dan umut kesmesine neden olan budur. Ne yazık ki belki biraz Tanrının da bizden..

Dua sadece gecenin bir vakti sessizlikte yatağa yattığımızda veya secde ederken gerçekleştirilen bir şey değil. Dua camide diz çökmekten, kilisede mum yakmaktan da öte bir şey. Dua etmek bir ayin de değil, çünkü yaşamın her anı bir ayin.

Düşünün ki aldığımız her nefesle Tanrı'nın enerjisini içimize çekiyoruz. Tanrı'nın bizim varolmamız için sevgiyle yarattığı havayı içimize alıyoruz. Bizim içimize aldığımız Onun ta kendisi. Onun enerjisi. Şimdi tekrar düşünün. Doğduğumuz andan itibaren nefes alıyoruz. Eğer Dua etmek bizi korumasını ve yanıtlamasını istediğimiz için O'nunla konuşabilmek gibi birşeyse Onunla doğduğumuzdan beri konuşuyoruz zaten ! Her nefes alış verişimizde Tanrı'ylayız. O halde her nefes alışverişimizde dua ediyoruz...

Bir günde ortalama 8-9 saat uyuduğunuzu varsayalım. Günün kalan 15-16 saatinde ne yapıyorsunuz ? Diyelim ki iştesiniz. Veya evde oturuyor, alışverişe çıkıyor, yemek hazırlıyorsunuz. Belki arkadaşlarınızla buluşup geziyor, eğleniyor, yemeğe çıkıyorsunuz. Belki bir sinemaya, bir konsere gidiyor, belki de bir kitap okuyorsunuz. Sohbet ediyor, televizyon seyrediyorsunuz, belki spor yapıyor, belki şimdiki gibi internette beni okuyorsunuz.

Peki tüm bunları yaparken nefes almıyor musunuz?

Tanrının dileklerinizi kabul etmediğini düşünüyor musunuz hala ?

Dualarımızın neden gerçekleşmediğini bilmem hala gerek var mı anlatmaya ?
Tanrı'yla her an iletişim içinde olduğumuzu farkedemiyoruz da ondan !

Zikir "Allah'ı anmak " anlamına geliyor. Onu yeterince zikredebiliyor muyuz ? Onun niteliklerini ve bize bahşettiklerini yeterince anıyor muyuz ? Onu yeterince anlıyor muyuz ?

Yaşamın her anında onunla olun.

O bizi sevgisinden yarattı. Onu her an sevgi ve şükranla zikredelim.

Dua bir yakarış değil bir teşekkür olmalı! Size her zaman en iyiyi verdiğine olan inancınız tam olmalı !

"Tanrı'yla Dostluk " kitabının yazarı Neale D. Walsch hayat boyunca şu duayı tekrarladığını söylüyor :

"Bu problemi benim için zaten çözmüş olduğunu anlamama yardım ettiğin için şükür sana Tanrım ! "

Tanrı sizin en iyi arkadaşınızdır.

Bunu farkettiğimizde hayatınızın değişeceğini anlamanızı istiyorum. Değişmek isterseniz.
Evren sonsuz bir xerox dur. Ve Tanrı ondan istediğimiz mesajların cevabını bize sürekli yollar.

Ancak Ona varma yollarını açık tutun. Yollar tıkalıysa mesajlar gitmesi gereken yere ulaşmayabilir.

Mine Kavalalı

 
Toplam blog
: 103
: 2248
Kayıt tarihi
: 26.07.06
 
 

 Hacettepe Üniversitesi'nde Psikoloji okudu. İ.Ü. Gazetecilik mezunudur. Öğrencilik yıllarında İn..