Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '10

 
Kategori
Siyaset
 

Tansu Çiller'e iade-i itibar!

Tansu Çiller'e iade-i itibar!
 

Prof. Dr. Tansu Çiller


Merak edenleriniz olabilir. Tansu Çiller'in siyasete dönüşüne neden bu kadar önem veriyoruz ve yazılar yazıyoruz diye? Bu, aslında gerçekçi nedenlere dayanıyor. Bu nedenleri, AKP yönetimini ve meclis içi muhalefetin şu anki aczini sağlıklı değerlendirirsek kolaylıkla bulabiliriz.

Adalet ve Kalkınma Partisi 8 yıllık iktidarında çok önemli şeyler yaptı, bir çok alanda Türkiye'nin önünü açtı. Dün tartışılamayan, tabu olan bir çok şey bugün tartışılıyor oldu. Statüko yanlıları, AKP döneminde hezimete uğradı. Her şeyden önce, körü körüne muhalefet yapmayıp bunu kabul edecek, Sezar'a hakkını teslim edeceğiz.

Statüko yanlıları hezimete uğruyordu ama bu sefer AKP, statükoyu temsil etmeye başlıyordu. Devleti küçültmekten bahseden başbakan ve bakanlar kurulu, polis teşkilatını güçlendirmeye başladı, kadrolaşmaya tam gaz devam etti, sosyal politikaları abartarak popülizme gaz verdi, vermeye de devam ediyor.

Demokratikleşmeden, özgürlüklerden ve insan haklarından bahseden siyasi erkan, öğrenci olaylarına, sivil toplumun çağrılarına, "Yanıyorum, yangınıma çare bul" diyen bir çok kesime sırt dönmeye, onların taleplerini küçümsemeye ve hatta onlara karşı şiddeti savunmaya başladı.

İktidar ekonomik alanda bir çok tekeli kırdı, rekabetin önünü açtı; ama tarım ve hayvancılık gibi başka bir çok alanda geldiğimiz nokta içler acısı.

Ve bunların çözümü için artık politika üretilemiyor. İktidar yoruldu, yıprandı. İyi gittiği alanlarda daha ileriye gidemez, kötü gittiği alanlarda da çözüm üretemez noktaya geldi.

Örneğin bir AB projesi yürümüyor, İsrail'le ilişkilerde istenen özürler, tazminatlar alınamıyor; Kürt sorunu yerinde sayıyor, Ermenistan'la sınırlar hala kapalı, Azerilerle ilişkiler hala limoni, Heybeliada Ruhban Okulu hala açılmamış, Alevilerin talepleri hala yerine getirilmemiş, Hrant Dink cinayeti hala çözülmemiş, Deniz Feneri hala muallakta.

Ve en pahalı benzini ödüyoruz. Alım gücümüz göreceli artmış olsa da borçlarımız, kredilerimiz, ödeyemediğimiz faziler de o ölçüde arttı.

Ve ne hazindir ki ne CHP, ne MHP, ne de BDP yorgun ve yılgın iktidara alternatif olabilecek politikalar yürütebiliyor. Alternatif politikayı geçtim halka umut veren, heyecan veren bir yaklaşımları yok. Devlet Bahçeli, matematiksel formüllerle tebessüm ettiriyor bizi, hepsi bu. Kemal Kılıçdaroğlu partide kendi ekibini kuramamış, hala kurultayla, listelerle boğuşuyor.

İşte, merkez sağın son şansının önemi burada karşımıza çıkıyor. Yılgın AKP'ye, hala sosyal demokrat olamamış bir CHP ile, etnik milliyetçilik çerçevesinde yüzen MHP ve BDP'nin merhem olamayacağı görülüyor. İşte dün, 9. Cumhurbaşkanı Demirel'İn evinde görüşen DP Lideri Cindoruk ve eski başbakan Yılmaz, kendi açılarından büyük fedakarlık ederek Tansu Çiller'e dolaylı çağrıda bulundular. Teşekkür ediyorum. Daha da net bir çağrı beklentimiz vardır şimdi. Tansu Çiller, kamuoyu önünde resmi olarak genel başkanlığa davet edilmelidir.

Biz, bu yazıları yazarken Tansu Çiller'in geçmişte hiç hatası olmadığını iddia etmiyoruz. Aksine, hatalarını bir bir yazıyoruz. Körü körüne bir sevda ya da körü körüne bir düşmanlık, kimseye bir yarar getirmeyeceği gibi sağlıklı bir zemin üzerinde durmamızı da engeller.

Çiller'in hataları olmuştur, o hataların bir kısmı toplumu yaralamıştır, tıpkı Ecevit'in, Erdoğan'ın, Baykal'ın hataları gibi.

Ama Çiller'e bu toplum; Ecevit'e, Erdoğan'a, hatta muhalefet lideri olarak Baykal'a tahammül ettiğinin, verdiği kredinin onda birini dahi vermemiştir.

Neden şimdi olmasın?

90'lı yıllarda medyasından, ordusuna, Demirel'inden, Yılmaz'ına bir çok kişi ve kurumun alaşağı etmek için uğraştığı Tansu Çiller, 8 yıllık sabrının meyvesini dün en büyük karşıtı olan 3 merkez sağ liderinin onayı ile almıştır. Bir nevi itibarı iade edilmiştir.

AKP, CHP, MHP, BDP dörtlüsüne karşı barajı geçebilecek, Tansu Çiller'den daha güçlü bir isim önerebileniniz varsa onu da değerlendirebiliriz. Görüyoruz ki yok.

Şu da bir gerçektir ki Demirel, Yılmaz ve Cindoruk'un "Gel" dediği bir Çiller'e, toplum "Gelme" demeyecektir.

Ve Çiller de bu çağrılara sırtını dönmeyecektir, dönemez. Tarih, kimi ne şekilde ve nasıl yazacağını en iyi bilendir çünkü. Çiller de bunun farkındadır diye umuyoruz, ya da belki de değildir.

 
Toplam blog
: 78
: 1198
Kayıt tarihi
: 12.10.10
 
 

Alice'in harikalar diyarındaki cennet bahçesinden sesleniyorum sizlere. Burada önyargı, olur olma..