Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '13

 
Kategori
Sosyoloji
 

Taraf olmak, adaleti gözetememektir!

Taraf olmak, adaleti gözetememektir!
 

'Ben tarafsızım' dediğimde, beni adalate, iyiye, güzele karşı da tarafsız sanırlar.
Tarafsızlık anlayışım bu değil.
Adaletin, iyinin ve güzelin her zaman tarafıyım.
Tarafsızlık anlayışım: bir dinin, bir milliyetin, bir kültürün, bir ideolojinin, bir cemaatin, bir partinin destekçisi, savunucu ve taraftarı olmamaktır.

Taraf olanlar, adaleti gözetemezler.
Yani adaletsizlik, taraf olanın kendi tarafındansa, görmeyebilir, hissetmeyebilir veya görmezden gelebilir.

Bir din taraftarı, desteklediği dinin kökenindeki, geçmişindeki veya günümüzdeki savunucuların yaptığı adaletsizliği görmeyebilir. Örnek: İsrail'in masumları öldürdüğünü gören bir bir Müslüman, El Kaide'nin hedefindeki masum insanları görmez..

Bir milliyetçi, kendi milletinin geçmişindeki güzel şeyleri göklere çıkarırken, kötü şeyleri görmezden gelebilir. Örnek: 1915'te Ermeniler'e yapılanları görmezden gelir bir Türk milliyetçisi, aynısını Kürt sorununda da gösterir, kabullenmez.

Bir ideoloji savunucu, 'devrim için her şey mübah' anlayışını benimseyerek, baştan düşmüştür, adaletsizliğin içine ve bunun adaletsizlik olduğunu da düşünmez. Örnek: Rusya'da Sovyet idaresi devam ederken, Rusya'ya özlem duyan ve onu göklere çıkarır bir solcu; halbuki, Sovyet Rusya'sında iyi iş varken, kötü işler de ayyuka çıkmıştı; ama bir savunucu bunu göremez.

Bir cemaat savunucusuna göre ise, en doğru kendileridir, yanlışları olmaz. Örnek vermeye gerek yok sanırsam.

Bir parti savunucusu ise, -buna kesinlikle örnek vermek isterim- bir Ak Parti destekçisi, partisinin yanlışlarını pek göremez, göremediği için de eleştirmez; eleştirenlere ise bardağın dolu tarafına bakmayı önerir. Bir CHP'li içinde durum hakeza aynıdır; CHP tarihindeki olumlu işler gururla anılırken, olumsuz işler görmezden gelinir, kabul edilemez.

Taraf olmanın adaleti gözetemediğine dair bir örnek daha vermek isterim:
12 Eylül 2010 referandumuna kadar Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun direksiyonunda ulusalcılar vardı; referandum sonrası direksiyona muhafazakarlar geçti.
İki tarafın da birbirinden farkı yok, ikisi de görüşleri çerçevesinde tutum sergiliyor.
Biri başörtülü kadınlar aleyhine kararlar alırken, öteki palayla eylemci kovalamanın hak olduğunu görüp, palalı hayvanı serbest bırakabiliyor.

Taraf olupta adaleti gören yok mu derseniz, elbette vardır ama çok azdır; yok denecek kadar hem de...

Sonuç, taraf olanlar, adaleti gözetemeyebilir.


-Mustafa Yıldırım - 17.07.2013

 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..