Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '12

 
Kategori
Dünya
 

Tarihte vicdansız toplumlar

Tarihte vicdansız toplumlar
 

İNSAN BİR KERE İBLİS OLMAYI GÖRSÜN ŞEYTANINI HEMEN DEVREYE SOKAR!...


Kendi akıllarıyla doğruları bulamayanlar, başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırlar!"

Başkalarının geçmişinde yayılmacılık var, sömürü var, kendi çıkarı için suçsuz yerde insanların kanını emme var. Osmanlıyı hesaba katmazsak, yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde böyle bir gelenek var mı ki, bu vampirlerle birlik olup müslüman kanı akıtıyorsunuz?

Atatürk, Türkiye'nin dış strateşisini "Yurtta sulh cihanda sulh" prensibiyle ortaya koymuştu. O ki, daha iyi bir dış stratejiniz yoktur, hiç olmazsa geçmişinize saygı duyunuz ve aynı stratejiyi korumaya devam ediniz.

ABD, ingiltere ve israil'in ortak stratejisinden bize ne? Var mı bir çıkarımız? Yok! O halde, başkalarının çıkarı için, tarih boyunca birlikte yaşadığımız halkları arkadan vurmak niye?

*

Başbakanımız, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi'nin eş başkanlığına atandığını gururla anlatıyor! Daha sonra sıranın bize geleceğini kavrıyamıyor musunuz? Dünyayı yedikleri halde doymayanlar, bizi yemekten mi çekinecekler?

*

Dün; "Kuzey Irak'ta kurulacak bir 'Kürdistan', 'kırmızı çizgimiz' dedik. Kuruldu, toplum olarak sineye çektik. Çünkü, hükümetimiz, halkını buna alıştırmak için resmen birilerinden görev üstlendiğini açıklamıştı!... 

Şimdi, "Suriye'nin bölünmesi kırmızı çizgimizdir" diyerek, zaman kazanmaya çalışıyoruz! oysa el oğlu bayrağını bile dikti topraklarına!...

*

Güneydoğu komşumuz olan Irak'ın sınırını değiştirmek için neredeyse elimizden gelen her türlü yardımı gösterdik ve başardık: Yeni bir Kuzey Irak/Kürdistan sınırımız oldu.

Şimdi Suriye sınırını kaldırmak, yerine Güney Kürdistan ile sınır olmaya yardım ediyoruz!...

Herhalde hükümetimiz bu değişikliklerden bir çıkar umuyor. Ama şunu söylemek gerekir ki kesinlikle böyle bir çıkarımız olmayacaktır. Tam tersine, süreç içinde sıra içimize sınır çizmeye geçilecektir. Aslına bakarsanız, geçildi bile:

"Yerel yönetimler" adıyla hükümetimizle birlikte muhalefet de son hızla bu sürece yardım etmekte!

Yerel yönetimler için demokrasimiz çok mu gelişmiş? Peki, o zaman, hükümetin KCK tutumunu nasıl açıklamalı? İktidarca bir aldatmaca mı bu yoksa? Zira, bu ikisi aynı çuvalı paylaşamazlar da!...

*

İnsan iblis olmayı görsün, şeytanını hemen devreye sokar. CİA şeytanının içinde işimiz ne? CİA ajanları, Suriye muhalifleri hakkında bilgilerin çoğunu MİT görevlilerimizden aldıklarını söylüyorlar. İleride halkımıza bunun hesabını verebilecek miyiz? Türkiye, başka bir ülkenin iç işlerine ne zamandan beri karışmaya başladı? Geleneklerimizde hiç böyle terslikler var mıdır?

*

Kapitalist sermayenin, kardeş kanı akıtmak gibi bir derdinin olmadığını tarih bize öğretmedi mi? Nedir bu, kapitalistlerle kol kola girilmeler; sözüm ona "Tek din" adı altında müslümanlığı esas amacından saptırmalar? Diyanet Başkanımız, müslümanlıkta böyle bir âdetin olmadığını söylemiyor mu?
 
Ulemaya inanacaksak, işte Ulema fetvası: "Müslümanlıkta 'Medeniyetler Birliği' diye bir şey olamaz" "Bir müslümanla bir hıristiyan hiçbir zaman bir tutulamaz" diyor, Diyanet Başkanımız.

*

"Suriye'de bir sınır ülke kurulamaz" diyorsunuz. Öyle, Kuzey Irak'ta da kurulamaz diyordunuz!...

İnsanoğlunun zavallılığının en büyük kanıtı nedir biliyor musunuz: "Felaket kapıya dayanana kadar umursamamazlığı!..."

Metrek göze batmış, göz çıkmış, hâlâ gözün yerinde durduğunu söylüyorsunuz. Halkını kandırmanın vebalinden nasıl sıyrılabileceksiniz?

*

Din, mezhep, anlayışına dayanarak "ulus" kavramını zayıflattınız da ne oldu? Tarihin sisli bulutlarını tekrar canlandırarak, emperyalist güçlerin eline bir koz daha verdiniz. Yarın bir gün, Osmanlıya uyguladıkları "toprak kapma" yarışına girerlerse ne yapacaksınız? TSK' ni de - ülkeye sahip çıkma - amacından saptırdığınıza göre!...

*

Bir toplumu "Ulus" kavramından soğutmak, o toplumu ileriye değil geriye -cemaat - yaşamına götürür. Çağımızda "cemaat yaşamı"nı sadece kapitalist sermayeye dayalı dev şirketlerden oluşan emperyalist/yayılmacı ülkeler ister.

Çıkar kavgalarını "çıkar savaşları"na dönüştüren sanayi toplumları, vicdani değerlere önem vermiyorlarsa, biz de mi ülke olarak vermeyelim? Bizim geleneğimizde böyle bir vicdansızlık yoktur.

*

Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi, her zaman mazlum ülkelerin yanında yer almıştır. Çıkarı için hiçbir ülkeyi arkadan vurmamıştır, bundan sonra da vurmaz!

*

ABD Başkanı Reagan; Gorbaçovla İzlanda'nın başkenti Reykavik'te "silahsızlanma" için bir araya geldiklerinde, TV'de Amerikalara hitaben, "Ey amerika halkı, çıkarınız için silahsızlanmaya EVET demedim" diyerek topu, Amerika halkının üstüne attı ve o halk da, bu yanlışa alkış tuttu.

Bizim, mazlum ülke insanlarının birbirlerini öldürmeleri için onlara silah satarak, onların kanları üzerinde kurulan bir zenginliği isteyecek kadar vicdansız bir halkımız yoktur. Ama, Amerika'nın vardır!...

*

Unutma ey ülkem; "İnanmasalar da, çıkar karşılığı bir başka anlayışa yardım eden toplumlar ACIMASIZ olurlar'.."

Alaettin Morgül/ 27.07.2012 

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..