Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '09

 
Kategori
Güncel
 

Tarımda neler oluyor?

Tarımda neler oluyor?
 

Hepimiz çok iyi biliriz ki, insan yaşamı için olmazsa olmaz şeyler su, hava ve gıdadır. Geri kalan her şey yaşam kalitesini yükseltecek ayrıntıdır. Temel yaşam ögeleri açısından bakıldığında ülkemiz kıskanılacak bir coğrafyadadır. Tek sorun bunu bizim, özellikle yöneticilerimizin ne kadar algıladığıdır. Gıda konusuna bu konunun olmazsa olamazı tarımımıza bir göz atalım. Dünyada tarım üretimi anlamında kendine yeter birkaç ülkeden biri olduğumuz gerçeği her ne kadar çoktan tarih olmuşsa da bu gün geldiğimiz nokta, hızla açlığa doğru gittiğimizi gösteriyor.

Resmi rakamlara göre son 5 yılda 2 milyon çiftçi tarımdan çekilerek, büyük kentlerin varoşlarında yeni bir hayatın kapısını çaldı. Yıllarca "Dünyada kendi kendisine yeten yedi ülkeden birisiyiz" diye övünen Türkiye, artık tarımda net ithalatçı konumunda. İşin acı yönü, Türkiye'nin kendi verimli topraklarında rahatlıkla üretebileceği tarım ürünlerini, ithâl etmek zorunda olması...

İşte resmi rakamlar eşliğinde son durum...
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre; geçen yıl 6.4 milyar dolar tarım ürünleri ithalatı yapan Türkiye, bu alanda 2.5 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. Ulaşılan bu rakam 86 yıllık Cumhuriyet tarihinin tepe noktası olarak dikkat çekiyor.

Bu durumu tamamıyla kuraklık gerekçesine dayandırmak mümkün değil. Zira 2007 yılında da Türkiye'de kuraklık yaşanmasına rağmen, tarım ürünleri ihracatı 3 milyar 724 milyon dolar, buna karşılık ithalat 4 milyar 640 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmişti. Dış ticaret açığı ise 1 milyar doların altında (916 milyon dolar) kalmıştı.

Yine TÜİK'in verilerine göre; geçen yıl kuraklığın da etkisiyle rekolte düşüşlerinde 'dramatik' rakamlara ulaşıldı. Normal ürün yıllarına göre kırmızı mercimekte yüzde 80; arpa, soya fasulyesi ve yeşil mercimekte yüzde 40; pamuk, çiğit ve zeytinde yüzde 25; kuru fasulyede yüzde 20; buğday, ayçiçeği ve nohutta yüzde 10 rekolte kaybı yaşandı.

Bu kötü gidişi kuraklığa bağlamak, sadece göz boyamak ve en hafif deyimle halkla alay etmektir. Girmeye çalıştığımız AB ülkelerinin, dostumuz ve müttefikimiz (!) ABD nin, çiftçisini nasıl koruduğu, nasıl teşvik ettiği ortada iken, hükümetlerimizin akılalmaz tarım ve ithalat politikaları sonucu, çiftçi ürtim yapamaz olmuş, yukarıda belirttiğimiz gibi büyük kentlerin varoşlarına sığınarak yaşamını idame ettirmeye çalışır hale gelmiştir.

Örneğin Çin gıda kartellerinin elinde oyuncak olmamak için dünyanın çeşitli yerlerinde toprak kiralayıp tarım yapmaya uğraşırken, bizim çiftçimize tarımı adeta yasaklamak, hangi akla, vicdana, politikaya uyar anlamak mümkün değildir.

Şu tablo çöküş hakkında yeterli fikir verecektir umarım;

Yıl İhracat İthalat Dış Ticaret Dengesi

Yıl İhracat İthalat Denge

1996 2.153 2.166 -13

1997 2.354 2.417 -63

1998 2.357 2.125 232

1999 2.058 1.649 409

2000 1.659 2.123 -464

2001 1.976 1.409 567

2002 1.754 1.703 51

2003 2.121 2.535 -414

2004 2.542 2.757 -215

2005 3.329 2.801 528

2006 3.481 2.902 579

2007 3.725 4.641 -916

2008 3.928 6.392 -2.464

Özellikle 2008 ve 2009 daki ithalat rakamları sizlere ne düşündürüyor bilmiyorum.

Esen kalın. 9/3/2009

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..