Tasarruf - refah ilişkisi ve AKP

Eğer bir ülkede tasarruflar kritik seviyelere kadar düşüyorsa, bu durum, o ülke insanlarının tasarruf edecek bir durumlarının kalmadığının, yani refah düzeyinin de kritik seviyelere kadar düştüğünün bir göstergesidir.

İşte, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hane halkı kullanılabilir gelir araştırması, AKP iktidarının 10. yılında 75 milyon ülke nüfusunun içinde bulunduğu ekonomik durumu çok çarpıcı bir biçimde gözler önüne sermekte.

Bu araştırmaya göre:

30 milyon kişinin milli gelirden aldığı pay sadece % 16,4

Üst gelir grubundaki 30 milyon kişinin milli gelirden aldığı pay ise % 80,4

75 milyon kişiden sadece en üst gelir grubundaki 15 milyon kişinin tasarruf gücü var.

Onların altındaki 15 milyon kişi çok az tasarruf edebiliyor.

Bu iki grubun altındaki 30 milyon kişi, geliri ile geçimini ancak sağlayabiliyor. Yani hiç tasarrufu yok.

En alt gelir grubundaki 15 milyon kişinin tasarrufu ise negatif. Yani yaşayabilmek için borçlanmak zorunda.

Tüketici kredisi, kredi kartı ve satıcı kredileri ile borçlananların alt gelir grubundan olması bu durumu açıkça göstermekte.

Tüketici kredisi kullananların % 52,8 ‘i ücretliler.

Tüketici kredisi kullananların % 38,8 ‘inin aylık geliri 1000 TL‘nin altında.

% 25 ‘inin geliri 1000-2000 TL arası.

% 12 ‘sinin geliri 2000-3000 TL arası.

TÜİK’ in yaptığı bu araştırma ülke nüfusunun toplam Kredi Kartı borçlarındaki anormal artışı ve 8 milyon kişinin de ödeme güçlüğü içinde bulunmasını çok net bir biçimde açıklıyor.

İşte siz bu durumda tasarruflar giderek düştüğü için, istediğiniz kadar tasarruf arttırıcı tedbirlere başvurun, insanların tasarruf edecek hiçbir durumları olmadığı için, bu tedbirlerin de hiçbir etkisi olmayacaktır.

10 Yıllık AKP iktidarının 75 milyonluk ülke nüfusunun önemli bir kısmının ekonomik durumuna bir kör kuruş dahi hayrının olmadığını daha önceki yazılarımda da belirtmiştim.

TÜİK ‘in bu araştırması bu durumu açıkça gözler önüne sererken, işin daha da vahimi, ülke nüfusunun önemli bir kısmı yaşamını sürdürebilmek için her geçen gün borç batağına biraz daha batmakta.

10 yıllık AKP iktidarında gelir dağılımındaki bu anormal çarpıklığı düzeltmek için hiçbir niyet ve çabanın olmaması, değerli ekonomi büyüklerimizin bu konuyu kendilerine hiç dert etmediklerini, bu da ülke nüfusunun önemli bir kısmını oluşturan aylıkçı kesimin ekonomik olarak ezilmesine bilinçli bir şekilde göz yumulduğunu açıkça göstermektedir.

Görüldüğü gibi 60 yıldır ülkeyi yönetenlerin zihniyeti hep aynı zihniyet olduktan sonra, ne gömleklerdeki ne de parti tabelalarındaki değişiklikler de, hiç bir şey ifade etmiyor.

AHMET ELDEN