Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '11

 
Kategori
Güncel
 

Tatlıses suikastı ve düşündürdükleri

İbrahim Tatlıses Türkiye'nin çok önemli bir figürü. 

Bunun nedeni üzerine düşününce onun şarkıcı/yorumcu yönü ilk sırada gelmiyor bana. 

Herhalde onun gibi toplumun geniş kesimleri tarafından yorumculuğu beğenilen çok şarkıcı olmuştur. Ama onların hiçbiri onun kadar bir figür haline gelmemiştir. 

Onu figür yapan, her figür için olduğu gibi kendine has özelliklere sahip olmasıdır. Bunlara baktığımızda, kişisel başarı ve başarısızlıklarının yarattığı bileşkeli ve engellenememiş hayat tarzı ön plana çıkıyor. 

Hakkında olumlu olumsuz çok dedikodu var. Olumluyu sayacak olursak, hala 60 yaşına kadar alanında birinci sınıf düzeyde olması onun kişisel başarısıdır, bu çalışma, zeka, istidat, uğraşı ve yaptığı işe önem vermenin sonucudur. Başarısız diyorlar ama öyle olsa bile pek çok alanda iş yaparak ortaya ürün koymaya çalışması başarısıdır. 

Ama öte yandan içinde tacizden, rakip sanatçıların önünü kesmeye, tehdite, yaralamaya, mafyacılığa, kadına şiddete tonla iddianın olduğu bir dedikodu ile çevrili. Ne kadarı doğru ne kadarı yanlış hiç fikrim yok, ama bunların onu çevrelediği kesin. 

Bütün bunlardan dolayı bazı kesim insanlar onun başına gelen suikasti hak etti diye yorumladı. Hemen söylemek lazım ki, başına geleni hakettiğini düşünmek için cani ruhlu olmak lazım. Hele ki aslını astarını bilemediğiniz olaylar yüzünden bu yorumu yapmak daha da kötü. 

Başkasına karşı haksızlık yapmayan ve suç işlemeyen hiçbir yaşam tarzı diğerinden daha üstün ya da iyi değildir. 

Mesela kitaplar yazmış bir ünlü filozof ile Tatlıses arasında hiç fark yoktur. Hayatta yapılacak tonla açık uçlu yaşam tarzı vardır. Kimi şunu yapar kimi bunu yapar. Dağda çoban sığır gütmezse, filozofun karnı nasıl doyacaktı? Peki çoban ile filozof yer değişseydi, sanıyor musunuz ki, -kişisel kaderlerinin cilvelerini bir kenarda tutacak olsak- sonuç farklı olacaktı? 

Hiç kuşkusuz farklı olmayacaktı, eski çoban-yeni filozof, ürünler ortaya koyacak ve eski filozof-yeni çoban sığırları aynı şekilde güdecekti. 

İnsanlar arasında yaptığı işten dolayı ayrım yapmak insanoğlunun henüz aşamadığı bir iki yüzlülüğüdür. 

İnsanoğlu içerikli bir yapıdır bununla birlikte. Bir kişi A türünden müzik içinde doğmuş büyümüşse, ona duygusallık veren, onu romantik yolculuğa çıkaran A türü müzik ya da yaşantıdır. Ancak o açıdan insanar tercih ve seçim yapma hakkına sahiptir. Ben şahsen Tatlıses'in müziğinden hiç hoşlanmadım, estetik zevk almadım, onun yaşam tarzını da hep rahatsız edici buldum. Ama ben hoşlanmadım diye onu ne daha aşağı görebilirim, ne de yaptıklarından dolayı -suç olmadıkça- başına gelene müstehaktı diyebilirim. Ne de beğenilerimin dışında olsa dahi kişisel başarı ve başarısızlıklarını söylemekten kaçınabilirim. 

Her türlü yaşantı, varolması mümkün olduğu için vardır ve saygı duymak, eşit görmek insanlık görevidir. 

Tatlıses'ten hoşnut değilseniz, onu yaratan koşullardan hoşnut olmamanız gerekir. Ona saldıracağınız yere, onu yaratan koşullara saldırmanız lazım. 

Daha asil ve insanca olan odur. 

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..