Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Teğet ve krizin faydaları-19 (krizin teğet geçtiği zenginlerimiz! ne kadar zenginimiz var?)

Teğet ve krizin faydaları-19 (krizin teğet geçtiği zenginlerimiz! ne kadar zenginimiz var?)
 

ZENGİN'İN PARASI ZÜĞÜRTÜN ÇENESİNİ...


Biliyorsunuz, ekonomik krizin etkilediği iki kesim vardır.

Bunlardan birisi; krizin teğet geçtiği kesim. Diğeri de; krizden direk etkilenen kesim.

Bildiğiniz gibi bu ülkeyi yönetenler her zaman zengini sevmişlerdir! Ülkeyi yönetmek, zengini sevmek anlamı taşır. Ayrıca her iktidar, mutlaka kendi zenginini yaratmıştır. Hele o iktidar bir dönemden fazla yönetimde kalmışsa, yarattığı kendi zenginlerinin sırtları bir daha yere gelmez!

2001 yılındaki kriz anında ülkeyi üçlü bir koalisyon hükümeti yönettiği için, krizin etkileri bu kadar hissedilmemiş, ABD’den ithal edilen Kemal Derviş bakan yapılarak, ekonominin başına getirilmiş, o da oluşturduğu bir çok üst kurul sayesinde ekonomiyi rayına sokmuştu.

Kemal Derviş ve arkadaşları, yeni bir siyasi oluşum içine girince, MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, tam olgunlaşmamış rantı(!) Derviş’e yedirmemek için, erken seçim kararı alarak, bugünkü iktidarın iş başına gelmesine vesile olmuştu.

O zamanki kriz anında; çalışanlar ve emeklilerin haklarının korunması için aylık enflasyon oranında maaşlara zam yapılarak, bir nevi çalışanlar ve emekliler krizin etkisinden korunmaya çalışılmıştı.

O zamanlar, böylesine rekorlar kıran işsizliğimiz, ekonomimizde küçülmemiz yoktu. Hele sanayi üretiminde bu kadar daralma hiç yaşanmamıştı. En büyük daralma, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından, rahmetli Bülent Ecevit’in üzerine fırlatılan Anayasa kitapçığında görülmüştü!

Bugün ülkemizin yaşadığı baskıları, o zamanda da yaşıyorduk. Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye teslim edilip, Ecevit’in iktidarın başına geçmesi sağlanmış, sonrada istekler peş peşe gelmişti. Zamanın iktidarı, tıpkı bugün olduğu gibi o isteklere boyun eğmişti!

Nerden nereye geldik? Oysa amacımız, kriz anlarında, krizi fırsata çevirenlerden bahsetmekti.

Türkiye’de krizi iki kesim fırsata dönüştürdü. Bunlardan birisi Bankacılık sektörü! Halktan topladıkları paraları, halka verdikleri faizin 11 puan üzerinde devlete veya kendine güvenen(!) kişilere satarak, öylesine yüksek karlar elde ettiler ki! Bugünlerde açıklanan banka karlarını gören halkın ağzı bir karış açık kalıyor!

Gelelim krizi fırsata dönüştüren diğer kesime: Bu kesim her zaman yağ gibi suyun üstüne çıkmayı başaran, ülke ekonomisi hakkında her zaman söz sahibi olan, zamane zenginlerinden başka kimseler değil.

Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu (BDDK), nun yayınladığı Türk Bankacılık Sektörü 2009 yılı Haziran ayı bültenine göre;

Ülke zenginlerimiz şöyle sıralanıyor:

Tasarruf mevduatı 10 bin liraya kadar olanların sayısı 8 bin 716 kişi veya kurum.

Tasarruf mevduatı 10 bin-50 bin lira arasında olanların sayısı 17 bin 842 kişi veya kurum.

Tasarruf mevduatı 50 bin-250 bin lira olanların sayısı 26 bin 577 kişi veya kurum.

Tasarruf mevduatı 250 bin-1 milyon lira arasında olanların sayısı 16 bin 231 kişi veya kurum.

Evet, tasarruf mevduatı bir milyon lira ve üzerinde olanların sayısı ise 19 bin 55 kişi veya kurum.

Bu kişilerin toplam mevduatı 88 milyar 421 milyon liraya ulaşıyormuş.

Yurt içindeki bıyıklı, bıyıksız Türklerin toplam mevduat ise 216 milyar 306 milyon liraymış.

Bu rakamlara göre; tasarruf mevduatları bir milyon liranın üzerinde olan 19 bin 55 kişi veya kurumun toplam mevduat içindeki payları yaklaşık yüzde 40.9 muş.

İşte krizin teğet geçtiği, krizden yararlanan, krizi fırsata dönüştüren kesim!

İstatistikî rakamlara baktığınızda dikkatinizi çeken bir olay var mı?

Mevduat miktarı azdan çoğa doğru giderken, mevduat sahibi kişilerin sayısı da, azdan çoğa doğru gidiyor. Yani mevduat yükseldikçe, kişi veya kurum sayısı da artıyor.

73 milyonluk bir ülkede, 19.055 kişi veya kurumun bir milyonun üzerinde mevduata sahip olmaları, ülkedeki sermayesizliğin en büyük göstergesi! Sermayenin tabana yayılmadığı, gelir dağılımındaki adaletsizliğin had safhada olduğunun bir göstergesi. Sermaye birikimi olmayan bir ülkenin krizden bu kadar etkilenmesi de gayet doğal!

Bu rakamların diline göre; 7 yıllık AKP iktidarının sırf kendi zenginini yarattığı görülüyor.

Oysa halka neler anlatılmamıştı!

Yaratılan ekonomik mucizenin bir çok değişik öyküsü, her gün gazete sayfaları ve televizyon ekranlarına yansıtılmıştı!

Yukarıdaki verilere bakarak bu mu? Dediğinizi duyar gibi oluyorum. Evet, bu! İtirazı olan varsa bir adım öne çıksın ve kendini Silivri yerleşkesinde tatile hazırlasın!

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..