Teknolojide bir "MARKA" olabilmek..!

Güven herşey de esastır. Sevgide, aşkta veya dostlukta. Tarafların birbirine inanmadığı herhangi bir ilişkide sürekli olmak diye bir kavramdan bahsetmek sözkonusu olamaz. İşin insanı boyutunda oldukça öne çıkan bu kavram aslında ticaretin vazgeçilmez kurallarından da biridir.

Hatırlayınız, Bosch markasının kurucusunun güzel bir sözü vardı:

"İnsanları güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim..!"

Aslında bu kişi bu sözü tamamen insanları çok sevdiği veya insanların güven duygusuna çok önem verdiği için söylediğini zannetmiyorum. Arka planda aslında yine ticari kaygılar var. Çünkü güven diyerse para da gider. Herhangi bir insan kalitesine güvenmediği bir şeye bir daha para vermez.

Peki bu güven duygusunu oluşturmayı ve de daha önemlisi korumayı becerirseniz ne olur. Kayınvalidemin evinde çekilen bu fotoğraf bunu çok güzel anlatıyor. Resimde neler var:

-Radyo kaset çalar-Sony,
-Dijital fotoğraf makinası-Sony DSC T1,
-Cep telefonu-Sony Ericson T630,
-Cep telefonu-Sony Ericson K530i

ve bu fotoğrafı çeken de benim Sony DSC-P10' um. Japonya' da doğan bir marka binlerce kilometre ötede bir ailenin en güvendiği markalardan biri olmuş ve kendisine birden çok alanda yer bulmuş. Yani uluslarasası bir marka ve bir güven sembolü olmuş.

Hoşcakalın..!