Telefon çevirme şeysi

Teknoloji son yıllarda o kadar hızlı ilerledi ki, üç beş yıl öncesinin son moda ürünlerini, bugünlerde biraz da sadakatla kullanacak olsanız, özellikle de gençler arasında adınızın dinozora çıkmayacağının garantisi yok.

 

Duman, güvercin, telgrafın telleri, telsiz, telefon falan derken geldiğimiz noktaya bakın. Hani, ''Geldiğimiz noktaya bakın'' derken dahi tedirginim. Sanki son noktayı vurgularken bile, 'az önce' modası geçen bir şeyi 'son teknoloji' imiş gibi yazacakmışım hissine kapılıyorum

 

Üniversiteyi bitirdikten kısa bir süre sonra Kadıköy Altıyol'da bir iş yeri açmıştım. Açılışa davetli olup da gelemeyenlerden, ''Nazik davetinize teşekkür eder, başarılar dilerim'', ''Muaffakiyetler sizinle olsun'' tadında telgrafları getiren 'postacı' abilere ödediğim, hizmetleriyle ilgili duyduğum minnetin nakti karşılıklarının acısını, hala bugünmüş gibi hatırlarım. 

 

Telgraflar gün içinde bir süre sonra iki haneli sayılarla ifade edilince, postacılara bahşiş ödemelerini nakitten ayniye çevirmeyi dolaylı teklif edip, ''Abi çikolata almaz mıydınız?'' diye sormaya başlamamızın ardından, telgraflar nedense artık hanın girişindeki posta kutusuna bırakılır olmuştu...

 

İlerleyen yıllarda da Üsküdar'da, ailenin 'reşit' olan herbir ferdinin ayrı ayrı, ''normal, hızlı, acil, yıldırım'' dereceleri ile PTT'den gerçekleştirdiğimiz 'ev telefonu' taleplerinin onuncu yılında, hala bir sonuç alamamış olduğumuzdan, bizden beş yıl önce başvurup da bu on beş yıllık zorlu sürecin sonunda isteğine kavuşan komşumuzun telefonu kullandığımız günleri unutmak da mümkün olabilir mi?

 

Sonra, 80'ler ile birlikte altyapı yatırımları birdenbire hızlanıvermiş ve evlere yazılan bütün telefonlar da aynı anda 'çıkmaya' başlamışlardı. Hatta bir ara kimi evlerde iki üç telefon birden olmuştu ki artık insanlar bu sefer de görmemişliklerine boyut atlatarak, 'güzel numara'lar peşinde koşmaya başlayınca, işin tadı kaçıvermişti.  

 

Kısacası, ''Evde bir telefon olsun''dan, ''Ay tamam telefon var da, numarası güzel olsun da bari daha kolay akılda kalsın''a geçiş ile teknolojik ilerleme işi halkımız tarafından iyice sulandırılıyordu. 

 

O aralarda, evlerden yükselen ''Bireyk bireyk, arkadaş arıyorum bireyk'' seslerinin de, çağdaş haberleşmeye doğrusu ayrı bir hava kattığını da eklemeden geçemeyeceğim.

 

                                              *****

 

Adlandıramadığımız kimi 'şey'lere, aparat deyivermek ne de kolayımıza gelir değil mi?

 

Yani bir yerde iskambilde joker ne ise, cümle içinde  de 'aparat' aslında aynı işlevi görür.

 

Cümlenin tamamlanıp da anlamlı bir bütün haline gelebilmesi için gerekli sözcüğün yerine geçip, o bir türlü tam olarak tanımlayamadığımız 'nesne'ye mana katan sihirli bir sözcüktür 'aparat'.

 

İşte bu yüzden de, ben evdeki bir sandığın  dibinde bulduğum bu şeye, telefon çevirme şeysi demek yerine telefon çevirme aparatı demenin daha doğru olduğuna karar verir gibi olduysam da, doğrusu biraz tedirgin olmadım da değil.

 

Şimdilerde, dokunmatik ekranlı cep telefonlarının 'aparat'ı olan teenage kardeşlerime, ben bu şeyin işlevini nasıl olacaktı da anlatabilecektim?

 

''Bak genç dostum, bu var ya bu, işte bu elimde tuttuğum acayip nesne, eskiden manyetolu telefonlar ile tuşlu telefonlar arasındaki bir zaman diliminde kullanılmıştı. 

 

Telefonun üzerinde sert plastikten mamul, sıfırdan dokuza kadar rakamları ihtiva eden daire üzerine sıra ile yerleştirilmiş rakamların bulundukları deliklere bu aparat sokularak numaralar çevrilirdi ki, kadınların ince narin parmaklarının ucundaki uzun tırnaklarına bir zarar gelmesin. 

 

''Bu mucize alet, o zamanlarda uzun tırnaklarının kırılmasını önlemek için numarayı çevirirken kalem kullanan kadınların bu ihtiyaçlarını karşılamak için, kaleme ikame olarak üretilmişti'' desem acaba gençlerden kaç kişi beni anlardı?

 

İşte, sırf bunu merak ettiğim için de kaleme aldım bu yazıyı, tabii aparatın görselini de ekleyerek, bunca laf salatasının arasına.

 

http://www.kaantika.com/?pnum=54&pt=Telefon+%C3%A7evirme+%C5%9Feysi