Tepeli guguk kuşu

Evde iş yapıyorum. Telaşlıyım! Fakat bir yandan da sessizlik içinde etraftaki seslere karşı hassasım. Mekanik bir ses geliyor kulağıma. Tıpkı bir elektrikli aletin çıkarabileceği tek düzelikte ve ritmik bir şekilde. Bütün elektrikli aletleri kontrol ediyorum gergin bir şekilde. Herhangi bir tehlike söz konusu değil. Biraz daha rahatlamış bir biçimde sese odaklanmaya devam ediyorum. Dışarıdan bir makineden gelebileceğini düşünerek verandaya çıkıyorum. Ses Argos’u da rahatsız etmiş, durmadan havlıyor. Argos’ un yanına gidiyorum, onu sakinleştirmek için yanına çöküyorum. Ses sanki daha yakından geliyor gibi, bir de başımı kaldırıyorum ki; tepeli bir guguk kuşu! Ya da başka bir kuş, bilemiyorum! Sesi tıpkı mors alfabesi. Filmlerde tanık olduğum telgraf seslerini anımsattı bana.

Daha neler anımsatmadı ki… Rahmetli dedem saatçiydi benim. Dayılarım da. Dedemin evinde ve dükkânında birçok “ guguklu saat “ bulunurdu. Çocukluğumda bayılırdım onlara. Sonra o saatlere yönelik izlediğim filmler, derken baktım ki ben yine melankoliye saracağım; hemen oradan çıktım.

Bugün her şeyin sahicisine tanık olduğum bir yerde yaşıyorum. Bu fırsatı bana yaşattığı için Yüksek Gücüme minnet doluyum!