Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '09

 
Kategori
Okullar
 

Tercih meselesi

Tercih meselesi
 

tercih


Lise giriş sınavlarının değişmesiyle birlikte oks’nin yerine gelen sbs’nin(seviye belirleme sınavı) sonuçları açıklandı. Böylece yüzlerce genç, iyi bir lise için puanlarının yettiği 12 okulu yazarak hayallerini kurdukları liselerin kapılarını araladılar. O gençlerden birisi de benim. İyi bir hayati bir üniversite iyi bir lise ilkesiyle geçen bir senenin sonunda, yavaş yavaş meslek seçimine kadar giden yolu araladık. Bu 12 liseyi seçmek kolay olmadı tabiki. İlgi alanları, meslek tercihi gibi hususlar göz önünde alındığında oldukça zor bır tercıh oldu benim için. Kuşkusuz sosyal bilimler lisesi ilk tercihti. Edebiyat’a, yazmaya ve yabancı dile olan düşkünlüğümden dolayı. Öğretmenlerim pek istemediler aslında oraya gitmemi. İleride benden doktorluk, mühendislik bekleyen ailem ise ‘Sen matematiği sevmiyor muydun ?’’ diyerek şaşkınlıklarını dile getirdiler. Nedense matematiğin yada sayısalın ayrıcalığı var insanlarda. Küçüklüğümden beri en sevmediğim soru olan ‘Büyüyünce ne olacaksın ?’’ klasiği benim için bir kabustu. Kimi zaman karşımdaki insan verdiğim cevabı beğenmez, üstüne üstlük onun istediği mesleği seçmek zorundaymışçasına bana tavır alırdı. Bir keresinde bu soruyu soran bir amcaya karşı yanıtım ‘’yönetmen’’ olmuştu. Benden doktorluk bekleyen amca için bu soru hayalkırıklığı oldu tabiki. Şaşırdı ve birkaç klasık cümle söyledi. ’’Doktor ol, doktor. N’ apacaksık yönetmen olup, sinemada para yok, sürünürsün, polis ol, öğretmen ol ''

Tabi bundan ders çıkaran ben bir daha ki amcalarda istenilen cevabı verdim. Doktor, polis.
Meğer insanlar ne kadar da kamu meraklısıymış. Bu amcalara inat doktorluk yada polislik tercih edeceğim en son meslekler arasına girdi. Tabi ömrümün uzun bir kısmını askerlerle geçiren ben için askerlikte asla tercih etmeyeceğim mesleklerden birisiydi. Yanlış anlaşılmasın tamamiyle kişisel bir şey benimkisi, her mesleğe saygım sonsuz. Gelen tüm baskılara rağmen sosyal bilimler lisesi ilk tercihim oldu. 2.tercihim olan öğretmen lisesiydi. Bir edebiyat öğretmeni olur çıkarım dedim kendi kendime. Ama bizim halkımız boş durur mu?
Akrabalar, öğretmenler ve tüm tanıdıklar karşı geldi deliler gibi çok sevdiğim edebiyata. Matematik öğretmeni ol dediler. Ne kadar da meraklıymışız meğer matematiğe. Birden onlara kulak verip matematik öğretmeni olarak bir okula atandığımı düşündüm. Sayılarla ömrüm geçmekte ve gitgide sanattan ve edebiyattan uzaklaştığımı hissettim. Ve muhtemelen okulun genç, yalnız ve derin edebiyat öğretmeninin teneffüslerde okuduğu Edip Cansever kitaplarından dolayı, genç ve güzel olan diğer öğretmenlerinin ilgisini çekerek imtiyazlı duruma geldiğini düşündüm. O marjınal yaşamlı edebıyat hocasını çok kıskandım. Hayali bile kötüydü. Ne olursa olsun sevdiğim bir meslek olmalıydı artık.
Bıkmadan, usanmadan yıllarca çalışabıleceğim bir meslek. Saatlerce kitap okuyup, yazı yazmaktan hoşlanan mazoşist ben bir dergide karın tokluğuna çalışabılırdım. Ama hastane ile evi arasında sıkışan zengin bır doktor olmayı becereceğimi sanmıyorum. Yıllar sonra o hastenede keşke dememek için yüreğimin sesini dinledim ve sosyal bilimler lisesi 1. tercihim olarak seçtim. Bundan 5-6 yıl sonrasını görmek gerçekten zor. Hayatın size ne getireceği belli olmaz. Önemli olan geriye dönüp keşke dememek. Ve bende keşke dememek için yüreğimin sesini dinledim.

 
Toplam blog
: 4
: 601
Kayıt tarihi
: 31.05.09
 
 

94 Antalya doğumluyum.. Lise 1 öğrencisiyim.. Sinema, edebiyat, fotoğraf ve tiyatroyla yakından ilgi..