Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '11

 
Kategori
Deneme
 

Ters düşünce kalıplarından kurtulmalıyız

Ters düşünce kalıplarından kurtulmalıyız
 

Düşünce kalıbı olur mu? (Sabahattin Gencal)


Bazı yazıları zaman zaman okumaya çalışıyorum. Her okuyuşta apayrı bir değerlendirme yaptığım söylenemezse de farklı değerlendirme yaptığım, en azından değişik tatlar aldığım olur.

Zülfü Livaneli’nin bazı yazılarını zaman zaman okurum. Biraz önce, Vatan Gazetesinde 09. 10. 2008’de yayınlanan Hayata Dair 1 başlıklı yazıyı okudum. Bu yazıyı ilk okuyuşumda da beğenmişim ki şimdiye dek sakladım.  

Başarı, güzel sanatlar, bedii zevk, romanlar, kitaplar … konularına değinen bu konulardaki temel kavramların uzun vadelerde ters yüz edilemeyeceğinden söz ediliyor. Ama bazı zamanlarda toplumların insani gelişimin dışına düştüklerini de ekliyor. Açık deyişle kavramların çok ters biçimde zihinlere yerleştirildiğini ima ediyor. İşte sözü edilen yazıdan  örnek bir paragraf.

“Zamanımızda “başarı denilen virüs” öylesine yayıldı ve herkesin içine yerleştirildi ki, insanları böyle bir yaşamın tersinin mümkün olduğuna bile inandırmak güçleşiyor.

Sanki “başarılı olmak” gereği her zaman ve herkes için geçerliymiş gibi algılanıyor.

Artık günümüzün romancıları, şairleri, düşünürleri, bilim adamları bile “başarı” peşinde koşuyorlar.

Herkesi, Amerikalıların kafalarımıza soktuğu “kazanan” ve “kaybeden” kavramlarına göre yargılıyoruz.

Peki Yunus Emre başarılı olmak için mi yazmıştı şiirlerini, Mevlana sema dönerken “başarı” peşinde miydi?

Çarmıhta can veren İsa kazanan mıdır, kaybeden mi?

Ne demişti Peygamber: “Her şeyi kaybeden, her şeyi kazanır.” Zülfü Livaneli

Vatan, 09. 10. 2008

Bugünler Tv programlarındaki yarışmalarda başarı sms ile tespit ediliyor. Her yerde de aşağı yukarı böyle olmuyor mu? Yazılarda bile tıklanmaya bakmıyorlar mı? Tıklananlar seçilmiyor mu? Taraftarlık öne çıkmıyor mu?

Livaneli’nin yazdığı gibi  Amerikalıların kafalarımıza soktuğu kavramların sonucu mu bu durumlar. Sebebi Amerika mı, kapitalizm mi bilmem; ama temel kavramlarda kafamızın karışık olduğu kesin.

Peki, ne yapmamız gerekir? Toplumun bu andaki kriterlerini göz ardı edip doğru bildiğimizi yapmaya çalışabilir miyiz? O da çok zor görünüyor. Ancak büyük sanatçılar, büyük bilim adamları zoru başarabilir. Sabırla, özenle çalışmaları sürdürmek gerekir.

Bu gerekir, merekirli düşüncelerin gereğini Livaneli’nin sözü edinen yazısını okuduğum zaman yapsaymışım şimdi böyle yakınır mı olurdum. Allah ömür verirse sözü edinen yazıyı daha sonra da okumaya çalışacağım…

Bahane üretmekte birebiriz. Toplumumuzun içinde bulunduğu durumu bahane etmek, böyle yakınmak yerine iyiye, güzele, doğruya işaret etsek daha iyi olmaz mıydı? Aynı yazıda ne diyor Livaneli:

“Dünya uzun vadede güzeli, doğruyu, iyiyi arar.

Belki çok acı çekilir, çok kişi bu yolda kırılır ama eninde sonunda iyi, güzel ve doğru olan kazanır.”

Arayacağım, arayacaksın, arayacaklar; olumsuz düşünce kalıplarından kurtulmanın başka yolu yok.

 

Sabahattin Gencal, Başiskele – Kocaeli, 13. 12. 2011 

 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..