Teşekkürler Sayın Başbakan

Yazacağım konuya ilişkin başlık “Bekir Coşkun’un ya ağzına biber sürelim ya da tekrar sünnet ettirelim!” olacaktı, yukarıdaki gibi oldu. Çocukları, bizim memlekette bu iki seçenekten biriyle korkuturlardı.Fotoğraf da Bekir Coşkun olacakken zorunluluktan Recep Tayyip Erdoğan’a dönüştü.

Baştan alırsak, ne diyordu Başbakan Erdoğan, “Gül benim cumhurbaşkanım değildir” diyen Bekir Coşkun’a: “Bunu diyenler TC vatandaşlığından çıkmalı. Cumhurbaşkanı kim olursa olsun, hepimizin cumhurbaşkanı. Senin değilse çık vatandaşlıktan, git kimi seçersen seç. Buranın vatandaşısın, cumhurbaşkanı senin cumhurbaşkanın, başbakan senin başbakanın...”

Ben işte buradan sonrasını farklı yazacağım. Bekir Coşkun’un ne yanıt verdiğini ve bu yanıtla ilgili bir çok makale ve blog yazıldı zaten. Ama birkaç gazeteci görüşünü buraya taşımak gereği duydum:

Ali Sirmen(Cumhuriyet) “Başbakandan demokrasi beklemek saflık olur. Bu, ‘ ya sev ya terket’ anlamına gelen bir davranış biçimidir. Demokrasiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu, başbakanı demokrat olarak görenlerin, AKP’nin seçim zaferinin demokrasinin zaferi olduğunu söyleyenlerin ne kadar budala olduğunu da kanıtlamıştır.”

Hürriyet Gazetesi

Sedat Ergin(Milliyet) “Vatandaşlıktan atmayın, sürgüne gönderin” makalesinin başlığı, benim için yeterli oldu.

http://www.milliyet.com.tr/2007/08/22/yazar/ergin.html

Emre Aköz(Sabah) “Bekir Coşkun bizimdir” diye başladığı makalesinde; Kavga eden iki kişiyi ayırır ya hani birisi, sonra ya kollarını tutar dayak yiyenin ya da bir başka şekilde, bir taraftan giydirmeye devam eder... Aköz’de bu yolu seçmiş.

Sabah Gazetesi

Örnek çok, bu kadarla yetineyim...

Konu gündemde kalmaya devam ederken , bir başka itirafı gündemden düşürdü veya gölgeledi (milliyet.com.tr'de bile haber kalktı). O da yine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Ilımlı İslam olmaz’ sözleri ve devam eden açıklamalarıydı. Karambolde kaybolmaması için söylediklerinin altı çizilecekleri buraya not düşmem gerekiyor. Esas teşekkürümün sebebi hikmeti de buydu işte: “Ilımlı İslam yakıştırmaları çok çirkin. Bu bir defa dinimize saygısızlıktır. İslamın ılımlısı, ılımsızı falan olmaz. İslam İslamdır, o kadar.” Bu kadar basit! Aylardır yazana, çizene, söyleyene inanmayana bizzat kaynağından yanıt. Artık 'ne anlama geldiğini bilmiyoruz' da demezler umarım.

Bir teşekkür daha var sayın Erdoğan’a, o da Bekir Coşkun’un sevgili eşi Andree’yi tanımamızı sağlaması. Fransız vatandaşı olmasının dışındaki niteliğini, bu olayı Ertuğrul Özkök’ün makalesinde yorumlamadaki asaletle öğrendim: “Ben Fransız asıllı bir Türk vatandaşıyım. Bu topraklarda öleceğim. Fransa’nın Ankara Büyükelçisi’nin bize teklif ettiği Fransa pasaportunu reddettik. Çifte vatandaşlığı bile kabul etmedik. Bu sözler gururumu çok rencide etti. Cevabım şu: Hayır Sayın Başbakan, bir yere gitmiyoruz. Buradayız.”

Hürriyet Gazetesi

Bir de, ne yanda olunması gerektiğine karar vermeyi kolaylaştıracak, “Gidecek yerim yok”u okumak sanıyorum en iyisi olacak!

Hürriyet Gazetesi