Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '07

 
Kategori
Mizah
 

Testosteron ve türban

Hayatta çok önemli şeyler var. Bizler ama, gündelik sorunlarla boğuşmaktan, bu gibi şeyleri genelde gözden kaçırıyoruz. „P.M. Sorular ve Cevaplar“ bilim dergisinin Temmuz 07 sayısından aşağıdaki haberleri derledim ve bu sayfaları tıklayanları, bu çok yararlı bilgilerden mahrum bırakmak istemedim.

Tehlikeli Güzellik:

„Almanya’da Stiftung Öko-Test tarafından yapılan araştırmada saç boyalarında aromatik Amine (Phenylendiamin ve Toluylendiamin) bulundu ve bu unsurların kanser ve alerji yapıcı olmalarından şüpheleniliyor. South Carolina üniversitesi, 15 sene boyunca saçlarını boyayan kadınların, diğerlerine nazaran üç defa daha kanser tehlikesine maruz olduklarını söylüyor. En kötüsü de, çok kullanılan bir tabii boya olan kına’da da Lawson ismi verilen tehlikeli bir madde bulunduğunun tesbit edilmesi. AB’nin bilim komisyonu, kına’nın kalıtımı etkilediğini düşünmekte.“

Dergi, „beyaz saçlarınızla yavaş yavaş barışsanız iyi olur“ diyor. Ben de saçlarımı boyuyorum. N’apcaz kızlar?

İnsanlar beyaz saça özendirilsin diyeceğim ama, saçlar beyaz kalırsa kim bu işten para kazanır ki? Tamam buldum: „Beyaz saça uygun makyaj“ sloganıyla birkaç büyük güzellik malzemesi firması bu işe el atarsa yırttık. Birkaç reklam filmi, birkaç beyaz saçlı manken, dizi ve film yıldızı, derken beyaz saç „in“.. Bakarsın hepimiz bembeyaz oluvermişiz!..

Müjde, türban modası çıktı:

„Saç bandları dün idi. Bugün türban moda!“ diyor dergi. „Bu çok göze çarpıcı baş süsü Paris’ten Milano’ya kadar bütün podyumları fethediyor. Türban kelimesi aslında Farsça’dan geliyor ve türban 1950 lerde Holywood ünlüleri Joan Crawford ve Gloria Swanson tarafından da kullanıldı. Ama onlar aslında herhalde azalan saçlarını gizlemek istediler. Günümüzde ise türban, Guantanamo ve karikatür kavgaları gibi konuları hatırlatıyor. Bu durumda nasıl olup da bir moda hiti olacağı süpheli. Ünlü modacı Miuccıa Prada ise, türbanı moda dünyasına sokmakla politik bir mesaj vermek istediklerini söylüyor. O da şu: İslamci teröristlerin batılıların kafasında yaratmış olduğu korkutucu imajı değiştirmek!“

Haydi buyrun bakalım, türbana yine büyük görevler düşüyor. İslamiyeti batılıların gözünde sevimli kılmak filan gibi. Tutarsa! ( Burada sözü edilen, sarık şeklinde başa dolanan cinsi)

Bütün dünyada türbanı yayma derneklerinin kurulmasını, türban sarma kurslarının açılmasını, türban kliplerinin çekilerek dağıtılmasını, dünya gazetelerinin promosyon olarak türban dağıtmasını öneriyorum.

İdeal çift bulundu:

Xhanthippe ve kılıbık: Pennsylvania Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre, kibar tabiriyle kuvvetli karakterli, amiyane tabiriyle şirret kadınlar ve kibar tabiriyle çekingen, amiyane tabiriyle kılıbık erkekler en ideal çiftleri teşkil ediyorlarmış. Bunun da müsebbibi meşhur erkeklik hormonu „Testosteron“ imiş. Dergiden alıyorum: „Sokrates’in karısı Xhanthippe’in çok kavgacı olduğu ve kocasına hayatı zehir etmek için herşeyi yaptığı söylenir. Ama buna rağmen karı koca çok iyi geçinmişler. Saldırganlık ve sözünü geçirme yeteneğini destekleyen erkeklik hormonu Testosteron , kadınların vücudunda da az miktarda olmak üzere imal edilir. Araştırmacılar, bedeninde bu hormondan normalden fazla miktarda bulunan bir kadının, bu hormona az miktarda sahip bir erkeği, sırf onun tepesinde boza pişirmek için mi seçtiği konusunu bilmek istediler. Yapıla çok sayıdaki denemelerden sonra gerçek anlaşıldı: Tam tersi doğru idi. Kadının pantalon giydiği (mecazi anlamda) çiftlerin, birbiriyle çok iyi anlaştığı, iyi bir konuşma kültürüne sahip olduğu ve anlaşmazlıkları yapıcı biçimde çözdüğü ortaya çıktı. Her ikisinde de az miktarda Testosteron hormonu bulunan çiftler de birbirlerine iyi birer partner oluyorlardı. Ama erkeğin Testosteron’unun fazla olduğu çiftlerde durum kritik oluyordu. Araştırmanın yazarı Catherine Cohan şöyle diyor: Erkeklik hormonunun fazla olması, ille de kötü bir netice demek değil. Bu yüzden meydana gelen fazla enerji, beraberliğin aleyhine değil, lehine kullanılırsa. Bunu ise, kadınlar erkeklerden daha iyi yapıyorlar.“

Şimdi anlaşıldı. Yahu sabah akşam karılarını döven adamların kabahati yok. Bütün suç Testosteron’da! Erkeklik fazlaysa döveceksin mecburi. Adamcağızlar ne anlasın fazla enerjiyi beraberliğin lehine kullanmaktan filan? Bunları okuyunca benim aklıma bu çeşit evliliklerin yararına olacak çok güzel bir fikir geldi: Kocalarından şiddet gören kadınlara Testosteron takviyesi! Adamda 10 ölçek mi var, gidip yaptıracaksın bir Testosteron iğnesi, sende o saat 20 ölçek!

Boşanmalar da azalır, kadın evleri de boşalır, hatta töre cinayetleri bile önlenebilir, cümle alem rahat eder.

Işıklı yarınlara!... Kalın sağlıcakla!

 
Toplam blog
: 165
: 1414
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Uzun yıllardır yurt dışında yaşıyor. İsviçre'de Adalet Bakanlığı'ndaki mesleği yanında tiyatro ya..