Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '07

 
Kategori
Tiyatro
 

The Sound of Music…(Müziğin sesi)

The Sound of Music…(Müziğin sesi)
 

Londra’da bir müzikal bu. Dün akşam ailecek seyrettik, biletlerini aylar öncesinden almıştık. Yoksa bilet bulmak gerçekten zor. Londra Palladium’da idi. Buraya dünyadan ve Türkiye’den bir çok turistin sadece müzikalleri izlemeye geldiğini biliyorum. Tabi ekonomik yönden karşılayabilenlerin.

Bir gün böyle müzikalleri ülkemizde de izleyebilmek mümkün olsa, büyük bir turist akımına uğrayabilirdi bizim ülkemiz de. Fakat sanata verilen değer o kadar az ki, bizde de çok yetenekli sanatçılar olduğu halde, parasal sorunlar yüzünden sadece müzikli oyunlar yapılabiliyor. Onlar da sadece bir kaç hafta sürüyor.

Yine de size The Sound of Music’ten biraz bahsetmek istiyorum. Londra rüzgarını getirebilmek ve sizinle de paylaşmak için.

Rodgers ve Hammerstein isimli Broadway müzikallerinin yaratıcıları, 1951 yılında, Maria Von Trapp’ın hayat hikayesinden yola çıkarak bu müzikali yazmışlar.

Konusu kısaca şöyle; Avusturya’da ,Maria adlı bir kız, rahibe olacak iken, baş rahibe tarafından, Kaptan Von Trapp’ın evine dadı olarak gönderilir. Burada Kaptan’ın 7 çocuğuna bakmakla yükümlüdür. Kaptan bir süre sonra Maria’ya aşık olur ve evlenirler. İkinci dünya savaşı yıllarıdır, Almanların Avusturya’yı işgali başlamıştır.

Eski bir denizci olan Kaptan’ın Alman Ordusuna katılması emredilince, bunu gururuna yediremeyen Kaptan, ailesi ile birlikte İsviçre’ye kaçar.

Bu müzikal beyaz perdeye de uyarlanmış ve baş rolünde Julie Andrews oynamıştı.

Türk televizyonlarında çok kez gösterildi.

Tiyatroda izlemenin keyfi bir başka oluyor. Başrollerinde Connie Fisher ve Alexander Hanson var. Connie Fisher, geçtiğimiz aylarda, İngiliz televizyonunda Pop Star’a benzeyen fakat bu müzikalin starını belirleyen bir yarışma ile Maria olmak için seçildi. Fakat sokaktan gelme bir şarkıcı değil. Tiyatro okulu mezunu. Sahnede çok başarılı.

Şarkılar ve ritimler çok güzel ve akılda kalıcı. Çocuk oyuncular da oldukça başarılı.

Tiyatronun o büyülü ortamına bir kez daha ailem ile birlikte girdiğim çok mutlu oldum. Sanat gerçekten ruhumuzun gıdası. Ömrünüzün uzadığını hissediyorsunuz adeta...

Biz yemek yemeye bir şey bulamıyoruz diyenlere de sözüm yok, ama sigara ya da alkol kullanıyorsa, o parayı tiyatro, sinema ya da diğer kültür ve sanat aktiviteleri için verse, kendisine çok daha yararlı olur.

Sanat içinde kalmanız dileğiyle...

 
Toplam blog
: 48
: 2038
Kayıt tarihi
: 26.12.06
 
 

1964 doğumluyum. İşletme Fakültesi'ni bitirdikten sonra Londra'ya yerleştim ve halen burada yaşamakt..