Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Tipitip gibi

Tipitip gibi
 

Tipitip


Sakız çiğneyen herkes bilir, benim kuşağımdakiler hatırlar, çocukluğumuzun ekmek paralarından artan parayı kaybettim diyerek o parayı iç ettiğimiz zamanlarda bakkaldan alınan yegâne sakız. Bizim için çikletten öte farklı anlamlar içeren, hayatımıza etki eden önemli bir şekerli sakızın adı olan TİPİTİPin karikatürlerini heyecanla okur ve biriktirdiklerimizle ne alacağımız hayallerimizi süslerdi. Hatta en büyük zenginliğimiz ise kaç adet sakızı aynı anda ağzımızda çiğnediğimizdi.

Kent Gıda Sanayi adlı şirketin 1974 yılından itibaren ürettiği “karikatürlü” bazuka sakızın markası ve bu çikletin paketlerinden çıkan karikatürlerin uzun burunlu, büyük gözlüklü, papyonlu, yuvarlak şapkalı çizgi kahramanıydı. Karikatür kahramanının yaratıcısı karikatürist Bülent Arabacıoğlu olup daha sonraları Karikatürler çok sevilince çizgi filmi de yapılmıştı. İlk Tipitip çizgi filmlerini Şener Şen seslendirmişti.

“Maceralarında Tipitip sevimli, neşeli fakat her işi eline yüzüne bulaştıran beceriksiz bir aile çocuğu olarak canlandırılır.”Tipitip karakterinin görünümü zamanla değişmiş, papyon yerine kravat takmaya başlamıştır. Tipitip maceralarının yeni kahramanları karısı Tipitoş, kızı Tipicik ve köpekleri Tipitop olmuş.

Bir dönemin efsane sakızından Sakız firmasının meşhur tiplemesi çıkan koca burunlu, gözlüklü Tipitip artık nostaljik bir figür haline gelse de hâlâ ününü koruyor. Tipitip’in yaratıcısı çizeri, karikatürün bu kadar popüler olmasını göze sevimli gelmesine bağlıyor: “Yaptığı sakarlıklar, olaylara kendine göre bulduğu pratik çözümlerle de iyice beğeni topladı” Karikatürist ve grafikerken yaratmış, “10 farklı taslak çizimle” üretici firmanın karşısına çıkılmış, aralarından Tipitip karakteri seçilmişti. Toplantıdaki “Amma tip olmuş”, “Tipe bak”, “Tipi de tip olmuş” laflarıyla adı kendiliğinden çıkmış oldu. Ayrıca, çocuklardan gelen mektuplarla, “Tipitip’in” bir rol model olarak çok sevildiği görülmüş.

Şimdi bu kadar söz neden sarf edildi diye düşünüyorsanız?

Yaşamımızın kendisi TİPİTİP gibi oldu hissini yaşamaya başladım.

Şöyle bir etrafımıza bakalım Lütfen;

Sosyal ilişkilerimizi irdeleyelim, insan diyaloglarına kulak kabartalım, inançların ne kadar inandırıcı olduğu, uygulamaların görsel şölene dönüştüğü, akçeli ilişkilere direkt bağlandığını, psikolojik, felsefi, sosyolojik alandaki düşüncelerin var olup olmadığı, erdem, onur, ahlak, sevgi ve saygı gibi insani kavramların hayatta olup olmadıklarını öğrenelim. Ailelerimize, Apartmanımıza, çevremize, çocuklara, gençlere, diğer yetişkin kuşaklara bakalım. Haberleri, magazini inceleyelim. Ne bileyim ilk ve Orta Öğretime ve Bilim yuvası Üniversitelere bakalım, merkezi sınav uygulamalarının uygulanmasına ve sonuçlarına dair analizlerde bulunalım. Siyasetçilerin söylediklerine kulak verelim, yazarların yazdıklarını okuyalım, hiçbir üretmeyen sözde iş adamlarının ne yaptıklarını gözlemleyelim.  Uluslar arası ilişkilerimizi konuşalım. Demokrasimizin ileriliğini anlamaya çalışalım. Çalışma hayatına, işçilere, sendikalara, taşeronlara bakalım. Doğanın vahşice kat edilmesini seyredelim. Sanatın çirkin olup olmadığını, içine tükürülüp, tükürülmediğini resmeyleyelim. Sivil kültürün kültürsüzlüğünün sonuçlarını izleyelim. Turizmin bacasına bakalım.  Kentlerin dokusunun bozulmasını, tarihin yok edilişini kaydedelim. Eğitime, Güvenliğe, Hukuka, Mühendisliğe, Tıpa, Tarihe, İlahiyata, kısacası tüm sosyal ve fen bilimlerinin disiplinlerinin uygulamalarını yorumlayalım. Kamu ve Özel sektörün anlayışını anlayalım.

Ve topyekûn, toplumumuza genel bir panorama ile ufki olarak baktığımızda ben TİPİTİP gibi bir karikatür manzara görüyorum.

Yanlış mı görüyorum?

Yoksa benim zihnim mi bulandı, gözlerim mi bozuldu?

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..