Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '14

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Tiyatronun gücü

Tiyatronun gücü
 

görsel internetden alıntıdır


25 Aralık 2014 Cumartesi günü saat 20.30 da Ege Üniversitesi Atatürk Eğitim Kültür Merkezi’nde Levent Kırca’nın başrolünü oynadığı “İçerdekiler” isimli tiyatro oyunu vardı. Şimdi ne var bunda diyeceksiniz.

Ben tiyatro aşığı bir insanım, her ne kadar sık gidemesem bile, gönlüm her zaman tiyatrodan yanadır. Herhalde ben çocukken öğretmenlerimizin bizleri toplu olarak tiyatroya götürdüklerinden dolayı tiyatro sevgisi erken yaşta içime işledi. Daha sonraları kendim de zaman zaman tiyatroya gitmişimdir, en moralimin bozuk olduğu anlarda gittiğim müzikal tiyatroların bana çok iyi geldiğini fark etmişimdir.

Cumartesi akşamı eşimle beraber tiyatroya gitmek için bilet almıştık ama birkaç gündür o kadar çok hastaydım ki, boğazlarım şişmiş, gözlerim, şişmiş, sürekli durmayan bir burun akıntısı vardı. Evdeki rutin işler yüzünden hasta olsam bile bir türlü dinlenemiyordum. Benden önce eşim ve oğlum hastalanmış, onlar iyi bir bakımla atlatmışlardı. Ben sürekli ayakta olunca hastalığın şiddeti arttı, bağışıklık sistemim çöktü, vücudum ateş bile çıkaramadı. Ateş çıkaramayan hastalardan daha çok korkmak lazım zira bağışıklık sistemleri çöküyor ve gerekli ilaçları almadıkları zaman (antibiyotik gibi) vücut hızla septisemiye(kan zehirlenmesine) giriyor.

Eşim “İstersen gitmeyelim, daha beter olursun gidip gelirken, bak sağanak yağmur da yağıyor.” Dedi. Ben “Hayır, nasıl olsa arabayla gideceğiz,  ne olursa olsun gideceğim” dedim. Yanıma antibiyotiğimi aldım. Sürekli akan burnum için rulo kağıtları koyacağım bir poşet, bir çöp poşeti ve boğaz kurumasına karşı suyumu da aldım zira sürekli öksürüyordum.  Boynumun altındaki gıdı kısmı, yüzüm, gözüm, burnum şişlikten iki misli görünüyordu. Sürekli açık durumda olan saçlarımı topladım yine de fön çekilmediği için gür ve uzun olan saçlarımın salkım saçaklığını önleyemedim.

Evet, sonunda koltuğa oturdum, sahne açıldı. Koltuklar birkaç koltuk hariç doluydu. Ben çok mutluydum tiyatroya geldiğim için hele Levent Kırca gibi bir sanatçıyı izlemek insana daha çok haz veriyordu. Zaman zaman oyun içinde slayt gösterileri vardı, öksürüklerim ve hapşırıklarım iyi ki slayt gösterilerindeki volümü yüksek seslere denk geliyordu ve fazla fark edilmiyordu. Yakınımdaki seyirciler ise kibarlık edip seslerini hiç çıkartmadılar. Kolay mı hanımın biri bir yandan burnunu çekiştiriyor, bir yandan öksürüyor ve hapşırıyor. Tiyatro seyircisi için bu durum hiç çekilir şey değildi.

Evet, oyun bitti ve eşimle ben evimize geldik. Sonuçta ne mi oldu? İki büyük bardak sıcak çay içtim, ev kaloriferli olmasına rağmen yattığım odada ki sıcak klimayı açtım zira vücudum üşüme krizine girmişti enfeksiyonun etkisinden, sabaha kadar çalışan sıcak klimanın ve kaloriferin verdiği ısıyla ancak sabahleyin kendime gelebildim, üşüme krizinden kurtulabildim.

Bana o gün düğün dernek var, balo var, dünyanın en güzel eğlencesi var deseler hiçbir yere götüremezlerdi ama tiyatro aşkı benim için farklı bir şeydi, iyi ki gitmişim. Bu arada Atatürk Kültür Merkezi’nin girişindeki resim sergisini de gezmiş oldum.

Herkese sağlıklı ve güzel günler dilerim.

Sibel Koçarslan

 
Toplam blog
: 627
: 3456
Kayıt tarihi
: 11.06.11
 
 

Kendi halinde yaşayan doğa tutkunu, sıradan bir vatandaş. İnsanların dış güzelliğine değil iç güz..