Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Toplum mühendisliği

Toplum mühendisliği
 

İnsanlarda benzer ve farklı özelliklerin bulunabilmesi genelde kalıtsal mirasın taşıyacıları olan genlere bağlanır. Kalıtsal özelliklerin sadece bir kısmı yaşamın tattırdıkları ile yeniden biçimlenir ama bir özelliğin tamamiyle değişmesi epey zaman gerektirir. Soyaçekim olarak isimlendirilen ve insanların atalarına benzemelerini ifade eden süreçte net teşhisler koymak mümkün değildir. Mesala bir çocuk karakter ve fiziksel özellikler bakımından tıpatıp annesine, babasına benzemez. Bireysel özelliklerin bir kısmı bireyin çevresindeki şartların etkileşimiyle şekillenir. Buradaki ayırıcı çizgi kalıtsal özelliklerin belirdiği doğum öncesi ve çevresel faktörlerin oluştuğu doğum sonrası dönemdir.

Toplumu oluşturan birey özelliklerinden hareketle acaba toplumu yorumlamak ve tanımak mümkün müdür? Mesala Türk toplumu hayatın şu renginden zevk alır ya da şu konudaki hassasiyeti had safhadadır denilerek toplumun değişmez ya da değişime karşı dirençli alanları tanımlanabilir mi? Diğer yandan toplum şu alanlardaki değişime pozitif reaksiyon vermektedir denilebilir mi? Ya da net bir tanımlamanın yapılamayacağı, dönemsel şartlar ve küresel anlamda egemen unsurların esas belirleyici hususlar olduğu söylenebilir mi? Buradan hareketle bir fotoğraf çekme veya şekillendirme açısından toplum mühendisliği uygulamasından yararlanılabilir mi? (Yazımda toplum mühendisliği; akıl ve bilimsel bilginin kullanılarak toplumda yeni bir yapılandırmanın hayata geçirilebileceği iddiası anlamındadır.)

Sosyoloji biliminin eserlerine bakıldığında bir kısım bilginin tamamen siyasal görüşler doğrultusunda bir çerçeveye oturtulduğu görülüyor. Mesala Türk toplumu denilince bunun Osmanlı öncesi ve sonrası, İslam öncesi ve sonrası, Mezopotamya ve Asya dönemi veya Şamanizm devri gibi kısımları vardır. Peki günümüzdeki toplumsal nitelikler hangi döneme aittir. Sözkonusu dönemlerin her birine atıf yapan pek çok eser ve düşünce vardır.

Kimisi İslam sonrası Türk toplumunun tamamen değiştiğini kimisi ise bazı şekilsel ve görsel unsurları taşıyan etiketin değişmesine rağmen başat unsurun binlerce yıllık geleneğe dayandığını, şamanist özelliklerin bulunduğunu ifade eder. Türk toplumunca sahiplenilen İslam yorumunun farklı olduğu ve toplumsal genler dolayısıyla Arap türü bir İslam yorumunun topluma egemen olamayacağı kimilerince ifade edilerken diğerleri ise İslam ve Türkü bir tutar.

Kimisi Türk toplumunun sahip olduğu milliyetçilik anlayışını toplumsal genler aracılığıyla binlerce yıl öncesine bağlar, kimisi ise yakın tarihte bir imparatorluğun çöküşünün yarattığı ruhsal yıkımın devam eden etkilerine yorar bu durumu. Birileri ise genelleştirilen milliyetçiliğin aslında toplumun marjinal bir kesimine ait olduğuna işaret eder.

Kimisi Cumhuriyetin kuruluş felsefesi ve temel ilkelerinin toplumca benimsendiğini ve böylece batılı bir yaşam tarzının kısa sürede özellikle kentlerde egemen olabildiğini söyler, kimisi ise zaten toplumun genel eğilimlerinin bu olduğunu ve modernleşme sürecinin daha eskilere dayandığını ifade eder kimisi ise yakın tarihteki baskılarla mevcut yaşam standardının zorunluluktan idame ettirildiğini ileri sürer.

Bu iddia ve önermelerde dayanak noktası olarak ne kadar eskiye gidilirse toplumsal genlerin, ne kadar yakın bir tarihe veya belli bir projeye yaslanılırsa toplum mühendisliğinin rolü ortaya çıkar.

Toplum mühendisliğinde sınırlar çizilir, hedeflenen bir model ortaya konulur ve araçlar kullanılarak hedefe ulaşılmaya çalışılır. Bu model uygulamalarının sonuçları; toplumun niteliklerine yatkınlık derecesi, geniş bir zaman diliminde uygulanabilirlik, ekonomik gelişmişlikle desteklenme, eğitimle içselleştirilebilme ve dış ortamın elverişliliğiyle paralel şekilde ele alınır. Aslında bu şartların tamamiyle birarada olması halinde acaba toplum mühendisliğinden bahsedilebilir mi? Zaten olağan olarak devam eden bir evrim sürecinin aşaması mıdır sözkonusu olan?

Uygulamaların hangisi toplum mühendisliğidir hangisi toplumun talebidir veya hangisi zorunluluğun icabıdır. Burada değerlendirmeyi yapanın beslendiği dünya görüşü yine ana etken olmaktadır.

Peki sonuç nedir? Bireyin karakteri ve varlığının ne kadarlık kısmı kalıtsal özelliklere ve taşınan genlere bağlıdır.? Toplumsal evrimin ne kadarı toplumsal genlerden ne kadarı toplum mühendisliğinden etkilenir? Sonuç ve cevap mı? Yazıyı ikinci paragraftan itibaren yeniden okumalı.

 
Toplam blog
: 28
: 1654
Kayıt tarihi
: 22.08.06
 
 

İstanbul'dan tarih, ekonomi, siyaset ve kültüre ilgi duyan, güzel bir dille ifade edilen, edebi v..