Toplumsal hoşgörü ve demokrasi kültürü

Toplumsal bunalımların, kavga ve dövüş ortamının yegane doğuş sebebi, tesis etmeyi bir türlü başaramadığımız demokrasi kültürü ile sevgi ve toplumsal hoşgörü eksikliğidir.

Demokrasi uzun yılların birikimiyle biçimlenmiş bir yaşam ve düşünce kültürüdür, yönetim biçimidir. Bu kültürün temeli hoşgörü ve anlayışa dayalıdır. Demokrasi kültüründen yoksun toplum bireylerinin birbirlerine karşı hoşgörü, anlayış ve sevgi göstermesi mümkün değildir.

Toplumsal yaşamın her alanında kişilerin birbirine yaklaşımını, demokrasi tabanlı hak ve fırsat eşitliği düşüncesi belirler. Toplumun sahip olduğu düşünce sistemi, bireylere ya da toplumsal kesimlere yönetimde ne kadar söz hakkı tanıyorsa yaşamla ilgili konularda da o kadar hak ve fırsat tanır.
Gerek yönetimde gerekse yaşamsal konularda kısıtlama ve engellemelerle karşı karşıya kalan kim olursa olsun kendisine uygulananı başkasına uygulamada hiçbir sakınca görmeyecektir. Bu da, iktidarı ele geçirenlerin kendileri gibi düşünüp inanmayanlara karşı baskıcı bir anlayış takınmalarına sebep olacaktır. Kavga ve kamplaşmaların sinsi bir düşman gibi bir toplumun içine yerleşmesi de bu şekilde ortaya çıkan karşılıklı sürtüşmelerle söz konusu olur.
Ülkemiz içinde son günlerde yaşanan kavga ve kamplaşma sürecini engellemek yada yok etmek, toplumsal bir yaklaşım olarak bireyler arasında saygı, hoşgörü ve anlayışı tesis etmeye, idari bir yaklaşım olarak da toplumun bütün kesimleri için geçerli olabilecek bir özgürlük anlayışını yerleştirmeye bağlıdır.

Ülke bireyleri olarak topyekün yapılması gereken; demokrasiyi bir yaşam ve düşünüş kültürü olarak sosyal yaşamımızın içine sokmak hoşgörü, anlayış ve saygıyı tesis ederek toplumsal uzlaşmayı sağlamaktır. Bunun gerçekleşmesi son günlerde yaşadığımız tartışma ve ayrışma yaratan olaylara kısa sürede son vereceği gibi yenilerinin ortaya çıkmasını da engelleyecektir.

Birbirini hoşgörü ile kabul eden, farklılıklara saygı gösteren ve başkalarını anlayışla karşılayan bireylerin oluşturduğu bir toplumun ferdi olmak onurunu yaşamak istemek herkesin hakkıdır!