Toplumsal sorumluluklarımızın farkında mıyız?

Bu yazıyı okumadan önce başlık üzerinde biraz düşünmenizi öneririm...

Yaşanan değişim sonucunda sosyal yapı gittikçe karmaşıklaşmış, değişimle birlikte insan ilişkileri de karmaşık hale gelmiştir. Dar çevrelerde yaşantısını sürdüren bireyler, şehirleşmeyle birlikte kalabalıklar arasında kaybolmuştur. Kendi çevrelerinde sorumluluk sahibi olan bireyler, kentlerde toplumsal sorumluluklarından ziyade bireysel sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan insanlara dönüşmüşlerdir. Artık kişiler kendi dünyacıkları içinde mutlu ve güvenli yaşamanın yollarını aramakta, bunun ötesinde toplumsal kaygılar taşımamaktadırlar.

Toplumsal düzeninin devamından herkes sorumludur ve birilerinin bu sorumluluğu yerine getirmesi gerekir. Herkesin sorumlu olduğu konularda zaten birilerinin gerekeni yapacağına inanarak, sorumluluğu hep başkalarından bekleyen ve suya-sabuna dokunmadan yaşayan insanlar her geçen gün daha da çoğalmaktadır. Sonuçta karşımıza herkesin sorumlu olduğu ama hiç kimsenin yapmadığı; üstelik bir de bundan diğerlerini sorumlu tuttukları bir sosyal yaşantı çıkmaktadır.

Bu ülkede beş milyon okuma-yazma bilmeyen insan vardır. Başta 650.000 öğretmen olmak üzere okuma bilen herkes aslında bu cehaletten sorumluluk duymalıdır.

Bu ülkede açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca insan vardır ve her geçen gün çöp toplayanların sayısı artmaktadır. Karnı tok yatan herkes, karnı aç olanların sorumluluğunu hissetmelidir.

Muhteşem bir tarihe ve devlet geleneğine sahip güzel ülkemizde saymakla bitmeyecek sorunlar vardır.

Bu sorunların aşılması için kutsal kurtarıcılar beklemek, hep birilerinin ardından yürümek, hiçbir şey yapmadan arada bir yapılanlara alkış tutmak en büyük sorumsuzluktur.

Eminim hepinizin hayatında hoşnut olmadığınız şeyler vardır. Bunları düzeltmek için hiç bir şey yapıyor musunuz?

Ömrünüzde bir kez olsun toplum adına birilerinden yapması beklenen ama kimsenin yapmadığı bir şeyi yapınız.

Öğretmen misiniz? Hiç karşılık beklemeden okuma-yazma bilmeyen birine okuma-yazma öğretininiz.

Ev Hanımı mısınız? Kendine bakamayan bir yaşlının ev işlerine yardım ediniz.
Şoför müsünüz? Yolda gördüğünüz bir engelliyi yada yaşlıyı gideceği yere kadar arabanıza alınız.

Doktor musunuz? Yatalak bir hastayı karşılıksız evinde muayene ediniz.
Varlıklı mısınız? Birkaç yoksul öğrenciye burs veriniz. Birkaç açı doyurunuz. Bir fakiri giydiriniz.

Aile misiniz? Yetiştirme yurdunda bir çocuğa şefkat gösteriniz.

Genç misiniz? Bir yaşlının elindeki poşeti taşımasına yardım ediniz. .

Hayat yolunda rastladığınız taşların üzerinden atlamayınız, kaldırınız. Gün gelir bu taş sizin de düşmenize neden olabilir!