Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Şubat '16

 
Kategori
Güncel
 

Toplumsal Virüsler

Toplumsal Virüsler
 

Bir toplumda bir şeyler kötü gidiyorsa sadece bir şeyi değiştirerek sorun çözülemeyebilir. Sorunun doğru teşhis edilmesinden tutun da doğru tedaviye kadar bir sürü yol yöntem olması sorunu çözmeye çalışanların bu sorunun gerçekten çözmek istemeleri, bunun haricinde gerçekte istemek yetmez, bu konuda uzman olmaları da gerekir.

Öncelikle ideal toplum konusunda tarafların anlaşmaları gereklidir. Öyle ki sizler toplumda sorun var diye bunu çözmemiz gerektiğini düşünmekle sıkıntıyı çözemeyiz. Öncelikle siz doktor olsanız, hasta size gelmezse siz onu tedavi edemezsiniz. Aynı şekilde siz yeteri kadar konunuzda uzman değilseniz hastayı tedavi ediyorum derken hastayı öldürebilirsiniz. Hastanın hastalığının farkında olması da yetmez, can-ı gönülden tedaviye inanması gerekir. Toplum insana benzer. Doğar, büyür, gelişir, serpilir, yaşlanır ve ölür. Kimi insan erken ölür, kimi insan geç ölür.  Büyüme esnasında yaşanan sıkıntılar, yanlış beslenmeler, kazanılan doğru yaşam alışkanlıkları toplumu uzun süre sağlıklı bir hayata hazırlarken bu herkese nasip olmayabilir.  Bazen de erken yaşlarda vücuda virüs girer ki kişi ölmese bile sürünmeye mahkûm olur.

Virüsler derken, çok gürbüz bir delikanlıyı, bir yiğidi, bir dilberi çok kısa zamanda yere serebilir. Bu virüsler elbette anladığımız anlamda virüsler olmasa da işlev açısından topluma yaptıkları aynı şeydir. Ancak genç ve tecrübesiz bir toplum bu virüslerin farkına genellikle varamaz. Bu virüsleri anlamak için dış dünya gerçekleri toplum tarafından bilinip algılanması gerekir. Hâlbuki görmüş geçirmiş âlim sınıfı o ülkenin sınırlıysa ve her şeyden önemlisi bu âlim sınıf toplumdan yeteri kadar saygı görmüyorsa bu durumda başına olmadık kazalar gelebilir.

90’lı yılların bitimine doğru Ecevit-Bahçeli koalisyonunun sağlık bakanı “Osman Durmuş” idi. Günlerden bir gün deprem oldu. Deprem için yapılan yardımlar için çok fazla istekli olmadığı için çokça eleştirildi, yerden yere vuruldu. Aynı şekilde Oktar Babuna isimli bir doktorun genç yaşta ilik kanserine yakalandığı ve kan örnekleri ile uygun ilik aramak için günlerce kan bağış kampanyaları düzenlendi. Hatta durum öyle bir hal aldı ki, insanlar kapalı spor salonlarına sığmadı. Adamcağız birinci olaydan ve ikinci olaydan ötürü vatan haini ilan edildi. Hâlbuki birçok çocuğun yabancı istihbarat birimleri ve organ mafyasınca kaçırıldığı sağlıklı çocukların hafif yaralı olarak hastaneye giden insanların daha sonra kaybolduğu belirtildi. Aynı şekilde söz konusu beyefendinin bir gruba ait olarak çalıştığı Amerika’ya giden kan raporlarının bir daha dönmediği gözlendi. Genetik araştırması sonucu ne ve neler olduğunu hala anlayabilmiş değiliz. Ruslara göre söz konusu deprem de Amerikalıların denediği bir teknoloji ile oluşturulmuş yapay bir depremdi. Ama delikanlı gençti, tecrübesizdi. Atalarını unuttuğu gibi Kur’an-ı Kerimden alacağı nice dersler vardı ama okumadı, okutulmadı, anlayamadı. Anlayamaması sağlandı. Katiline, virüsüne, şehvetine arzusuna âşık oldu.

Bu aşk forewer dedi. Şeytanına aşık olanın yönü neresi. Bu ülkede hastanede baygın yatan insana tecavüz eden insanlar da bu hastalıklı toplum bünyesinin ürünleri. Şaşırmayalım, ukalalık da yapmayalım, birbirimize mesafeleri kaldıralım. Sorunu biz hep beraber çözelim. Başkalarının çözdüğü sorunlar hastalığı sadece katladı, bizleri ilaç bağımlısı yapmaya dolaylı köle olmamıza yaradı. Ne bekliyorduk ki?

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..