Toplumun morali ne zaman yükselir?

İnsanoğlu için moral, yaşantısındaki önemli unsurlardan biridir. Sağlık ve huzur, moralle birleştiğinde bu dünyada güzel biçimde yaşadığımızı düşünürüz. Bu bize ayrı bir güç verir. Son günlerde moral ifadesi çok kullanılır oldu. Ortalıkta bir moralsizlik hakim. Bir tek işadamlarının (iş kadınları dahil) morali iyi gözüküyor.

Geçmişimize baktığımızda, işverenlerin ve siyasetçilerin dışında genel de her kesimin moralinin bozuk olduğunu düşünüyoruz. Yüksek enflasyonlu 1990’lı yıllar, anarşinin azdırıldığı 1970’li yıllar, demokrasinin anlaşılmaya çalışıldığı 1950’li yıllar, ikinci dünya savaşının korkusundaki 1940’lı yıllar, Türk Ulusunun var olmaya çalıştığı 1920’li yıllar ve batı ile ekonomik açıdan aramızın açıldığı, borçlanmaların başladığı 1800’lü yıllar. Sevgili okurlar bu topraklarda yaşayan bizlerin morali yüzyıllardır hiç düzelmemiş. Yakında düzelme ümidi var mı? Belki birkaç nesil sonra.

Moral, insana yaşama sevinci veren bir salgı. Kısa yaşantımızda kuşkusuz moralli günlerimiz de oluyor. Siyasetten, kavga ve gürültülerden uzaklaştığımız vakit, kendimizi doğaya bıraktığımızda, müzik, kitap ve diğer sanatsal faaliyetlere kendimizi verdiğimizde, zamanımızı sevdiklerimize ayırdığımızda mutluluğu ve morali yakalar, o faydalı salgıyı vücudumuzda hissederiz. Şöyle bir söz vardır “Keşke hiç büyümesek, çocuk kalsak” diye. Niçin mi, İnsan büyüdükçe morali daha çok bozuluyor da ondan sanırım.

Son söz olarak toplumun moralini kim yüksek tutmalı? diye sorsam. Cevabı herhalde bizi yönetenler olacaktır. Bu işe soyunan siyasi iradenin “Benim de moralim bozuk” demeye hakkı yok. Toplumun moralini düzeltemeyenler kısaca ”başarısız” dır.