Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Toprağımın ilk sevdası

Toprağımın ilk sevdası
 

Özlemlerimiz vurur kederli kalplerimizi her vakit. Annemizin sıcak kucağına özlemdir bu çoğu zaman ya da babamıza olan sitemdir. Bir yakarış ve çoğu zaman da haykırış.

En acı ve en dayanılmaz olanı ise sevgiliye olan özlemdir. Aşkla özlemek, aşıkken özlemek kadar yakıcı hiçbir şey yoktur. Kor ateşler yutmak gibidir. Düğümlenir yaralanmış boğazımız ve kıvrandığımız yerin soğukluğu iliklerimize kadar işler. O vakitlerden birinde ağızdan dökülenler ise çaresizliğin ve hasretin resmi gibidir. Kara kalem çalışması gibi; renksiz ama bir o kadar da gerçek. Bir tuale değil ama beyaz bir kağıda; acı, sevgi, hasret ve kavuşma umuduyla satır satır resmedilir:

Alnımın tam ortasında koca bir sessizlik,
Şakaklarımda tenine hasret bir fikrin ayak sesleri...
sıcaklığına özlemle kıvranıyor;
kıvrandıkça üşüyorum; hüznüm ıslatıyor kirpiklerimi.

Asi ama kırılgan bir şiir geçiyor aklımdan;
Seni anlatamıyor, hemen vazgeçiyorum.
Bildiğim tüm kelimelere dert yanıyorum telaşla ardından;
Hiç biri beni anlamıyor, onları da aynı telaşla terkediyorum.

Bir şarkı çalıyor dudaklarımda; seni daha çok özlüyorum.
Özledikçe dinliyorum; hüznüm sel oluyor yanaklarımda.
Özledikçe yorgun düşüyorum.
Sözleri yorgunluğum, sözleri hayalin olup dolaşıyor şakaklarımda.

Şaraba benzetiyorum sonra; ama aşkı değil hayalini.
Seni hayal ettikçe sarhoş oluyorum.
Hayalin, şarap olup özlemle yakıyor düğümlenen boğazımı.
Özlemin ölümüm oluyor; oracıkta kesiliyor nefesim.

''Özlemin ölümüm; ama yeni bir aşkın doğuşu oluyor sanki.'' Her özlem ayrı bir aşk... Her özlem yeni bir umut... Her ölüm yeni bir yaşam gibi.

Aşıkken daha umutludur insan özlediğinden ötürü; Sonunda ona kavuşmak vardır. Yaşamak da bu kavuşmanın ta kendisidir aslında. Tabi özleyince değil kavuşunca anlıyor olmalı.

Şimdi gene alnımın tam ortasına çöreklendi sessizlik.
Ne yapacağımın özlem ve umutla harmanlanmış sessizliği...
özleminin soğukluğu vuruyor hırpalanmış kalbime.
ben özledikçe daha çok üşüyorum.

Sonra adına aldanıp gökyüzüne bakıyorum;
Yüzlercesi var senden ama sen yoksun.
Bir iç çekişle buğusu da soğuyor camın;
İsmini defalarca yazdığım.

Uyku geliyor göz kapaklarıma oturup.
Sonra gülüşün beliriyor beni uyutmak istercesine.
Senin gülüşün geliyor; ona sarılıyorum.
Sarıldıkça içim ısınıyor, sarıldıkça ağırlaşıyor bedenim.
Sarıldıkça ağırlaşıyor kalbim; seni biriktirircesine.


Zozanlarda bir çalının sırtında çocukluğumu koşturmak,
Cilo'ya selam durup özgürlüğe koşmak gibidir.
Toprağımın ilk sevdası; seni sevmek Kürtçe yaşamaktır.
Seni sevmek özgürlüğün soyadıdır.

Hayatın akışına kürek çekerken, küreğimizle itip kenara attıklarımızı; sevgiyi, sevdayı, aşkı bulmamız ve bizim yaratılışımızdaki en esrarengiz ama en anlamlı duyguları tekrar hatırlamak ve yaşamak dileğiyle. Sevmek, sevgiyi özlemekten daha anlamlı ve onurludur; sevmeleri yakalayın.


http://www.yuksekovahaber.com/index.php?islem=yazar&id=592


 
Toplam blog
: 19
: 772
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

İstanbul'da oturuyorum. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Tabi bu iktisadi ..