Toto Cotugno konseri

1943 doğumlu İtalyan şarkıcı, besteci ve söz yazarı Toto Cotugno dün akşam İstanbul Arena’ da, yaş ortalaması yüksek olan sevenleriyle buluştu. Sezen Cumhur Önal’ ın davetiyle sahneye çıkan sanatçı, yaşına rağmen incecik görüntüsünde, değişen saçlarının rengi ve azlığına rağmen dopdolu sesiyle harika görünüyordu. Beyazların üstüne giydiği gri ceket hoş durmasına rağmen, başına taktığı takkenin ne amaç güttüğünü anlayamadım ama yakışmıştı.

Aşk şarkılarından oluşan besteleriyle dinamik ve canlıydı. Ray Charles, Dalida gibi dünyaca ünlü şarkıcılara verdiği şarkılarıyla izleyicileri benim istediğim kadar coşturamadı. Genç seyircilerin yeterince tanımadıkları, şarkılarla ilgili anıları olmadıkları için birinci saatten sonra kalkıp gidenlerin sayısı fazlaydı.

Venedik’in aşk şehri olduğunu ama İstanbul’dan sonra geldiğini söylediği anda insanlar coştular. Türkiye’nin suyunu içiyorum dediğinde, arkamızda oturan biri “İstanbul’un havasını kokladı ya kurtulmaz artık hele suyu da içti, işi bitti” demesi çok hoşuma gitti.

Kadınlar için ayrı, erkekler için ayrı şarkılar sundu. Sevgiliye serenatlar yaptı. Sevgililer el ele tutuşup öyle dinlediler şarkıları. Gitar ve piyano çalarken, kendinin de çoştuğunu görmek hoştu. “L Italiano” şarkısı tanıdık ritimlerden olduğu için insanlar kıpır kıpır olmaya başladı.

Şarkı aralarında konuşurken fark ettiğim bir şey de adam konuşurken de şarkı söylüyor gibiydi. Konuşmaları burada bulunan tüm aşıkların aşkı sonsuza kadar devam etsin diye çevrildiğinde herkes yanındakinin omzuna sarıldı, birbirini öptü, ellerini sıktı. Lasciatemi cantare (Laşatami kantare) çalmaya başladığı noktada herkes bu şarkıyı bekliyor gibi canlı ve hareketliydi. Yaşına rağmen inanılmaz dinamik, vücut dili ve anlatımı ne yaptığını bilen şekilde ve uyumlu, sıcak, biraz bizden biraz uzaktan, biraz içimizden biraz anlaşılmaz, ama iyi bir besteci, sonsuz gibi gelen, hiç bitmeyecek kadar güzel sesli, iyi bir şarkıcıyı seyretmek keyifliydi. Zaten konser atmosferlerinin o biraz dünyadan uzak havasını sevdiğim için ve sözlerini bilmediğim halde müziğin dermanlığını da iyi bildiğim için hele hele aşk şarkılarının insanları nasıl güzelleştirdiğini gördüğüm için çok keyif aldım.

İzleme imkanı doğarsa kaçırmayın derim. Ve özellikle konuşurken sesindeki tınıları dikkatli dinleyin ben hiçbir şey anlamadım ama dingin oldum ve sanki bir doktorun hayat hakkındaki reçetesini dinlemek gibi güven vericiydi. Tekrarı var mı bilmiyorum ama giderseniz iyi seyirler diliyorum.