Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '09

 
Kategori
Futbol
 

Tribün çöküyordu, oradaydım, hayati tehlike atlattım.

Tribün çöküyordu, oradaydım, hayati tehlike atlattım.
 

Orada bir kişinin canına bir şey olsaydı, sorumlu kim olacaktı acaba?


“Elbette iyi olan kazansın, futbol kardeşliktir düsturu bozulmasın amma ve lakin benim pek fazla umudum yok artık” demiştim. “İkisinden de bir cacık olmaz" demiştim ya. (http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=173331) Az bile demişim. İkisinden hiçbir şey olacağı yokmuş. Ha “fight club” filan işletebilirler derseniz sözüm olmaz.

Maçtan sonra ben demiştim şeklinde övünecek, böbürlenecek, kendimi bir şey sanacak değilim. Benimkisi içten gelen bir his idi ve ne kadar haklı olduğumu sağolsun futbolcular kanıtladı, ben onların yalancısıyım.

Sizler televizyonlar yıkılma tehlikesi geçiren tribün çatısını gördünüz, işte ben o tehlikenin içerisindeydim, VIP tribününde tam da o taraftarların üzerine doluşarak yıkılmasına sebep olacakları derme çatma çatının altındaydım. Çatırtı sesi geldiği anda geriye doğru kaçmaya başladık. Kaçmaya başladık ama kaçacak yer mi var. Sağolsun yöneticiler çok iyi tedbir almışlar, küçücük yeri (daha güzel tabiri var bunun ama kullanamıyorum işte) tribün yaparak ve arkasında ani bir harekette kaçabilecek bir yer de yapmayarak onlarca kişiyi tehlike altına atmışlar.

Üst tarafa gitmeye uğraşıyoruz ancak üst taraftaki insanların gidecek yeri olmadığından bir sıkışıklık, bir hengame, bir panik oluşuyor. Haydi benim elim-ayağım tutuyor, yaşım da genç diyelim. Peki orada kızlar, kadınlar, çocuklar, yaşlı insanlar da vardı onlara ne olacak. Can havliyle herkes kaçışıyor, Allah’a şükür o çatı göçmedi de, bir facianın eşiğinden döndük.

İnternette bu haberdeki yorumları okuyunca daha da üzüldüm, daha da utandım insanlıktan. Diyor ki; “çökseydi keşke, günlerini görselerdi.” Pardon arkadaşlar. Çökseydi alt tribündeki insanlar ezilecekti. Üsttekiler belki hafif yaralanıp kurtulacaktı ki, neden öyle olsun. Neden kimsenin canı yansın.

O hareketin sebebini neden sormuyorsunuz kendinize, takımınıza, ahlaklı futbolcunuza…

Evet, ahlaklı futbolcunuz diyorum, çünkü yukarıdaki keşke çökse diyen FB’li bir insan. İnsan olduğunu varsayıyorum. Sadece yorumu okudum, görmedim kendisini. Biz orada can pazarlığındaydık.

O insanların o çatı denen yere çıkmasının iki sorumlusu var…

Birincisi o seyirciye “hayalarını” tutarak gösteren ve tahrik eden Volkan adlı futbolcu, ikincisi de öylesine uyduruk bir yer yapanlar. Evet o Volkan denilen futbolcu(!?) maçtan sonra çıkıp bir de utanmadan konuştu. Neymiş efendim, onların stadında hiç böyle şeyler olmuyormuş. Affedersin de kardeş, orada karşı takımdan hiç kimse seyirciye edep yerini, hayalarını göstermiyor… Daha kötüsü sonrasında senin gibi pişkinlik de yapmıyor. Seni hatırlıyoruz. Merak etme, her türlü olayını da biliyoruz. Zaten bir bak bakalım, en çok kart gören futbolcular sıralamasında kaçıncı sıradasın…

Böyle bir maçtan sonra maç yorumu yazacak derman da kalmadı. Sabah uçağı ile memlekete döndüm, maçın stresi, yorgunluk, uykusuzluk derken ancak kendime gelebildim. Bu saate kadar moralimin düzelmesini, sinirimin geçmesini bekledim. Bir şey değiştiği yok ama ben yaşadıklarımı sizler de bilin diye yazıyorum işte.

O son dakika da Lugano ahlaksızlık yapmasa (bir futbolcuya arkadan saldırmak, kafa atmak ahlaksızlıktır, yiyorsa önden buyur) olaylar bu denli büyümeyecekti. Hakem efendi en başından Sabri’yi oyundan atsa (daha ilk yarıda) bu kadar gerilmeyecektik. Artık şu Sabri’yi futbolcu diye takımda tutmasınlar lütfen. Sahaların en efendi futbolcusu Emre Aşık onun yüzünden suçsuz yere kırmızı kart gördü, yediği dayak da cabası kaldı, yine aynı şekilde Semih ve Arda gereksiz yere gerildiler, birbirlerine saldırdılar, ki her ikisi de milli takım için en önemli iki oyuncu.

Neresinden tutayım neresini yazayım bilemiyorum ki. Aklıma geldiği gibi rastgele yazdım işte. Psikolojime verin…

Maçın en rezilleri: Lugano, Volkan, Sabri, Emre Belözoğlu
Maçın adamı: Fırat Aydınus (kariyerini bitirdi belki de)
Maçın ilgisizleri: Lincoln, R.Carlos (kavga sırasında orta sahada ikisi sohbet ediyordu, profesyonellik bu olsa gerek)


Maçın Şiiri:
Biz kimiz… Biz kimiz…
Biz karakteriz…
Biz sahaların efendisiyiz.
Biz tahtaların tırtılıyız.
Biz biziz. Biz bize benzeriz.
Biz Volkan’ın hayalarıyız
Sabri’nin rüyalarıyız
Biz Emre’nin kol böreği, can simidiyiz
Biz Luganonun dipçiğiyiz.
Biz suyuz, su gibiyiz, sahaya gireriz.
Şişede durduğu gibi durmayanız
Biz Arda’da sinir, Semih’te kriziz.
Biz siziz. Biz biziz. Beraberiz.
Biz neyiz. Biz neredeyiz…

Murat HACOĞLU
13 NİSAN 2009

http://www.murathacioglu.com/
http://www.siirlerinefendisi.com/

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..