TSK'nın açıklamaları ve mağdurlar...

Savcı Zekeriya Öz, “Asker bize yardımcı olmasaydı, bu soruşturmayı yürütemezdik” diye bir laf edince midem bulanmadı dersem yalan olur. 

Düğün değil bayram değil misali… 

Savcı Öz’ün böyle bir sözü etmesinin arkasındaki gerçek nedir? 

Sene 2007 Nisan ayı… Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine konulan bir E-Muhtıra… Seçilecek Cumhurbaşkanının özellikleriyle ilgili sözde Silahlı Kuvvetlerin görüşü… Zamanın Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın bizzat kaleme aldığı bir muhtıra… 

Sene 2011 Nisan ayı… Yine Türk Silahlı Kuvvetlerinden bir açıklama… Bu kez de aylardan beri içeride ‘darbe yapacakları’ gerekçesiyle tutulan askerlerle ilgili… Yani Balyoz Davası ile ilgili bir açıklama… 

-“ Türk Silahlı Kuvvetleri, görevli ve emekli 163 personelinin tutukluluk halinin devamını anlamakta güçlük çekilmektedir..” 

Günaydın!.. 

Yeni mi aklınız başınıza geldi? 

Güya TSK devam eden yargı sürecine müdahale anlamına gelebilecek davranışlardan kaçınarak açıklamayı yapmış! Türk Silahlı Kuvvetleri, yargılamayı etkilemeyecek şekilde, çeşitli defalar açıklamalar yaparak, ilgili makamları bilgilendirerek, yapılan seminerin ne olduğunu, nasıl yapıldığını, neleri kapsadığını ve kimlerin hangi emirlerle katıldığını tereddüde yer bırakmayacak şekilde izah etmişmiş. Benzer hususlar, savcılık makamlarınca görevlendirilen bilirkişi raporlarında da açık bir şekilde yer almaktaymış.

İyi, hoş, güzel de bu açıklamayı, Balyoz Davası açıldığında, ilk tutuklama furyası sırasında veya daha sonraki furyalar sırasında, o da olmadı; 3 yargıcın 163 emekli ve muvazzaf askeri, mahkeme salonuna kilitleyip 5 saat tuttukları sırada niye yapmadınız? 

Veya şöyle soralım: Zekeriya Öz’e her türlü kolaylığı gösterip, arkasından da tutuklu yargılanan sanıkların neden tahliye edilmediklerini anlayamadığını söylemek, ne kadar inandırıcı?

TSK adına ‘’seçim öncesi’’ yapılan açıklamaya, mahkemenin ‘tahliyelere ret’ talebi de ekleniyor. 

TSK eğer hukuka bu denli düşkünse, şimdi bunları yapmak yerine, kendisinden soruşturma izni isteyen Özel Yetkili Mahkemelere “Elinizdeki deliller nelerdir” diye neden sormaz? Bu soruların cevabını almadan da, personelini hiçbir güce yem etmemeliydi. 

TSK’nın bu açıklaması akıllara başka soruları getiriyor. Evet, bu açıklama hem inandırıcı değil, hem de AKP’ye hizmet etmekten başka hiçbir işe yaramıyor. 

Hatırlayınız; ne zaman TSK konuştu, bu; yol, su, elektrik ve oy olarak AKP döndü… 

TSK’nın açıklamasının zamanına dikkat ettiniz mi? 

TSK siyaset sahnesinden çekildikçe, iktidar partisinin elindeki mağduriyet malzemesi azalıyor. Ama ne hikmetse, tıpkı 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesi olduğu gibi, TSK yine harekete geçip, güya personelini koruyormuş görünümü altında, AKP’ye malzeme sağlayarak, AKP’nin değirmenine su taşıyor.

Bu açıklamanın karşısında, CHP ve MHP’nin harekete geçerek, TSK’nın zamansız “Hukuk işlemiyor” içerikli açıklamasına tepki göstermesi gerekiyor. Ve özellikle de TSK’yla aynı karede, aynı görüşler çerçevesinde görünmemesi gerekiyor. 

Seçimlere çok az bir zaman kalmışken, CHP ve MHP yükseliş trendini yakalamışken, CHP ve MHP; TSK’nın AKP’nin ekmeğine yağ süren açıklamalarına sırtlarını dönmeleri ve görmezden gelmeleri gerekiyor. Hele hele Cumhuriyetin Bekçiliği gibi bir göreve soyunan TSK’ya asla taviz vermemeleri gerekiyor. 

Sonuçta; bu soruşturmaya gereken izni verenin ve “yardımcı olan”ın bizzat TSK olduğu, Zekeriya Öz tarafından açıklandı. 

Sahi TSK şimdi kimi kime şikâyet ediyor?