Tüm Savaşlar İllegaldir

Bir dünya hayal edin. Savaş başlatmanın illegal olduğu, ülkelerin birbirinin bağımsızlıklarına ve sınırlarına saygı gösterdiği bir Dünya. Savaşlar ile ülkelerin sınırlarını genişletmeye çalışmadıkları ya da diğer ülkeleri sömürge haline getirmedikleri veya o ülkeleri topraklarına katmaya çalışmadıkları bir Dünya. Ülkelerin birbirlerini parçalamak için diğer ülkelerdeki ayrılıkçı akımları desteklemedikleri birbirlerinin toprak bütünlüğüne saygı duydukları bir Dünya.

Aslında biz öyle bir Dünya da yaşıyoruz. 1929’da imzalanan ve dünyadaki devletlerin çoğunun imzaladığı Kellogg-Briand Paktı tüm savaşları illegal kabul ediyor. Ve bu antlaşmayı imzalayan ülkeler birbirleri arasındaki sorunları tümüyle barışçı yollar ile çözeceklerini kabul ettiler.

Bu antlaşma bir Dünya savaşı çıkmasını engelleyemedi. Ancak Almanya 2. Dünya savaşını kaybettikten sonra bu antlaşmaya dayanarak Almanya’nın üst düzey yetkilileri illegal bir savaş başlattıkları için yargılandılar.

1920’de kurulan İsviçre’nin Cenevre şehri başkentli Milletler Cemiyeti’nin hedefi tüm savaşları sonlandırmak ve savaşlara dayalı sınır değişikliklerini ve ülkelerin fethini sonlandırmaktı. Üye olan devletler buna saygı duyacaklarını bildirdiler. Bu birlik İngiltere ve Fransa merkezli bir birlikti. ABD hiçbir zaman üye olmadı. Rusya, Japonya ve Almanya birliği terketti. Ve nihayetinde Milletler Cemiyeti başarısız oldu ve bir dünya savaşı başladı.

1945’te Birleşmiş Milletler kuruldu. Başkent ABD’nin Newyork şehrine taşındı. BM’nin merkezinde 5 daimi üye var. ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere. Bu ülkeler dünya barışının korunmasından sorumlu. Bir nevi dünyanın Jandarmaları. Bu ülkeler dünyanın en büyük askeri harcamalarını ve silah satışlarını yapan ülkeler. BM büyük oranda başarılı oldu. Bir dünya savaşı çıkmadı. Ülkelerin birbirlerinin sınırlarına saygı göstermesi ve savaşların azaltılması sağlandı.

Diyebilirsiniz ki her zaman savaş çıkıyor. Bu söylemlerin gerçekler ile ne ilgisi var. Aslında öyle değil. Gerçekler ile ciddi bir şekilde örtüşüyor. Örnekler üzerinden tek tek açıklayalım.

ABD Vietnam’a savaş açtı mı? Hayır. ABD 1965 yılında Vietnam iç savaşına müdahele etti. Komünist kuzey Vietnam ile Kapitalist güney Vietnam birbirleri ile savaşıyor idi. ABD güney Vietnam’ı desteklemek için Vietnam’a asker çıkarttı. Tabi savaş sonunda Kuzey Vietnam savaşı kazanınca ABD Vietnam’dan çekildi.

Rusya Afganistan’a savaş açtı mı? Hayır. Rusya 1979 yılında Afganistan iç savaşına müdahele etti. Komünist merkezi yönetim ile kırsaldaki mücahitler savaşıyor idi. Rusya komünist yönetimi desteklemek için Afganistan’a müdahele etti. Ancak kırsalda Mücahitlerin direnişini kıramadı ve geri çekildi.

Irak 1990 yılında Kuveyt’i işgal etti. Ancak bu işgal ABD ve koalisyon güçlerinin müdahelesi ile sonlandırıldı. Irak’ın savaş yolu ile sınırlarının genişletmesine izin verilmedi.

Bu kurallar eşliğinde birkaç ülke sınırlarını genişletti. ABD bazı pasifik adalarını topraklarına kattı. Ancak bu ülkeler de Referandum gerçekleştirildi. Ve bu ülke halklarının rızası ile bu gerçekleştirildi. Türkiye ise Hatay Cumhuriyeti’ni ilhak etti. Ancak bu Hatay Cumhuriyeti’nin yaptığı referandum sonucu gerçekleşti.

Ermenistan Azerbaycan’ın Karabağ ve çevresindeki bazı topraklarını işgal etti. Ancak burada uluslarası hukuk Azerbeycan’ın yanında yer alıyor. Tüm dünya haritalarında işgal altındaki bu topraklar Azerbaycan’ın toprakları içerisinde gösteriliyor. Dünya’daki hiçbir ülke Ermenistan’ın bir oldu bitti ile sınırlarını genişletmesine göz yummuş değil. Uluslar arası hukukun da hiçbir şekilde Ermenistan’ın bir savaş ile sınırlarını genişletmesini kabul etmesi mümkün değil. Ermeniler ise Karabağ’ı bağımsız bir devlet olarak tanınmasını sağlayıp uluslar arası hukukun engellerini aşmaya çalışıyor. Bu konuda ise bir ciddi bir ilerleme kaydedebilmiş değil. Dağlık Karabağ Cumhuriyeti sadece BM üyesi olmayan üç ülke tarafından tanındı. Bu ülkeler Transdinyester, Güney Osetya ve Abhazya.

Fas Batı Sahra’yı 1982 ile 1987 arasında topraklarına kattı. Muhtemelen bölge kimsenin umrunda olmayan bir çöl parçası olduğu için ABD ve müttefikleri eşliğinde Kuveyt savaşına benzer bir kurtarma operasyonuna sahne olmadı. Ancak Dünya Devletleri Fas’ın bu bölgedeki hakimiyet iddiasını kabullenmiş değil.  Fas için en büyük tepkiyi Afrika Birliği gösterdi. Fas’ı Afrika birliğinden çıkardı. Afrika Birliği haritasında ilginç bir şekilde Batı Sahra dahil tüm Afrika ülkeleri var, sadece Fas yok.

Tümüyle barış içinde bir Dünya mümkün mü? Niçin olmasın. Hatta bunun için hukuksal altyapımız da mevcut.  İnsanlık olarak bir üçüncü dünya savaşı çıkmasını önledik. Ancak bölgesel savaşların çıkmasını önleyemiyoruz. Bazen bu savaşlar da diğer ülkelerinde müdahele etmesi ile, farklı taraflarda durması ile bu çatışmalar şiddetini arttırıyor. Aynı şuan Suriye de yaşandığı gibi.

2000’li yıllara girdiğimiz zaman bölgesel savaşlarında sona ereceği tümüyle barış içerisinde yaşayacağımız bir Dünya umuyor idik. Sonrasında çıkan birçok savaş bu umutlarımızı boşa çıkardı.

Tek teselli olabileceğimiz nokta Birinci Dünya Savaşının öncesi ve başladığı dönemin aksine ülkeler, politikacılar savaş taraftarı değil. Buna rağmen savaşlar çıkıyor. 

İsrail-Filistin çatışmalarında ve Suriye iç savaşında, Devrimci Güçler ve Esad yönetimi, tarafların herbiri savaşı karşı tarafın başlattığı iddiasında.

Tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen savaşın yanlış olduğunun genel kabul gördüğü hatta illegal olduğunun uluslar arası yasalar ile sabit olduğu bir Dünya da yaşamamız gelecek adına umut verici.

Kaynaklar

1- “When the World Outlawed War” David Swanson

2- http://en.wikipedia.org/wiki/Kellogg%E2%80%93Briand_Pact

3- http://en.wikipedia.org/wiki/League_of_Nations

4- http://www.youtube.com/watch?v=pBa361BB8hU

5- http://en.wikipedia.org/wiki/UN

6- http://www.mdjunction.com/forums/dysfunctional-families-discussions/general-support/3593441-prayers-for-world-peace

7- http://en.wikipedia.org/wiki/Western_Sahara

8- http://tr.wikipedia.org/wiki/Vietnam_Sava%C5%9F%C4%B1

9- http://tr.wikipedia.org/wiki/Afganistan#Sovyet-Afgan_Sava.C5.9F.C4.B1