Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '08

 
Kategori
Güncel
 

Türban özgürlük değildir!

Türban özgürlük değildir!
 

Yorumsuz...


Nüfusun %2.5’inin (türban takanların genel nüfusa oranı) laikliğe, cumhuriyete, demokrasiye meydan okumasıdır.

Türban özgürlük değildir!

Devlet erkinde söz sahibi olanların belli bir gurubun, etnik kökenin, derneğin, cemaatin, dinin vb. sözcülüğüne soyunmalarının; onlar için özel(!) düzenlemelere kalkışmalarının kabul edilebilir, anlaşılabilir yanı yoktur.

Her türlü peşin hükmünüzden sıyrılarak lütfen şu soruyu cevaplandırır mısınız? Bir genç kızın, saçını nasıl tarayacağı, başörtüsü takıp takmayacağı, ne giyeceği konusunda karar vermesi kadar şahsî ve özel bir şey olabilir mi? Demokratik bir toplumda insanların nasıl giyineceği konusunda yasaklar getirilip baskı yapılabilir mi? Bu sorulara 'evet' cevabını veriyorsanız, hiç şüpheniz olmasın ki, siz bir faşistsiniz.”(Hasan Celal Güzel)

İlginçliğe bakar mısın sayın okuyucu? Türkiye Cumhuriyetin’de Milli Eğitim Bakanlığı yapmış köşe yazarı(!) öyle güzel soru yöneltiyor ki hayır demeniz olanaksız. Bu yazıyı okuyan biri düşünür azıcık zekası var ise. Şu Türkiye öyle berbat bir ülke ki; polis, asker başını örten hanımları karakola derdest edip işkenceye çekiyor. Hapse atıyor! Filistin askılarında sallandırıyor, elektrikli denemelere vb. işkencelere çekiliyor zavallı kadınlar!

Genç kız başını örtmek istiyor! Dokuz yaşında, on bir yaşında kızlar “özgür” iradeleri ile türban takmak istiyorlar! Babaları, tarikat şeyhleri, dinden geçinen keneler karar veriyor on yaşındaki kız çocuğunun örtünmesine. Kızlara ise özgürce karar vermek kalıyor. Ne kadar özgür? Yanıt net ve açık! Örtüneceği türbanın rengini seçebilir! İş markaya gelince seçme şansı olmadığı malum, “ailesinin” ekonomik gücüne bağımlı! İşte bu noktada özgür değil! Para konuşuyor…

Bizim özgürlük düşkünü liboşlar, cumhuriyet ile kavgalı yarı aydınlar nedense ekonomik eşitsizliğe söz etmiyorlar ama iş kadına gelince örtüneni iyidir diye düşündüklerinden olacak türban söz konusu olunca şark bülbülü kesiliyorlar.

Avrupa insan hakları mahkemesinden derslerini aldılar zamanında. Baktılar iş çıkmıyor uygun zamanı, zemini bulduklarını düşünerek yine dolap beygiri gibi aynı yerde dolanmaya başladılar.

Çağdaş devlet her inanca eşit uzaklıkta olmalıdır. Hukuk devletinde, demokratik devlette belli bir guruba, cemaate göre uygulama getirilemez! Gündeme düşen son tartışmalara ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, "Basın Bildirisi" başlığıyla yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

"Siyasi partilerin; Cumhuriyetin laiklik niteliğinin değiştirilmesi amacını güdemeyecekleri gibi bu amaca yönelik faaliyetlerde, beyanlarda bulunamayacakları, bu kuralı göz ardı etmenin laiklik ilkesinin korunmasını imkansız kılacağını keyfiliğe yol açacağını, Devletin sosyal veya ekonomik veya siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa dini esas ve inançlara uydurmak amacıyla veya siyasi amaçla veya siyasi menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla dini veya dini hissiyatı veya dince kutsal tanınan hususları alet ederek propaganda konusu yapamayacakları, istismar edemeyecekleri kötüye kullanamayacakları, aksine faaliyet ve beyanların din ve dince kutsal sayılan şeylerin istismarı sayılacağını, Türkiye Cumhuriyeti Ülkesi üzerinde milli veya dini kültür veya mezhep veya ırk veya dil farklılığına dayanan azınlıklar bulunduğunu ileri süremeyecekleri, Türk Dilinden veya Kültüründen başka dil ve kültürleri korumak geliştirmek veya yaymak yoluyla ülke üzerinde azınlıklar yaratarak millet bütünlüğünün bozulması amacını, bölünmez bir bütün olan ülkede, bölgecilik veya ırkçılık maksadını, Türkiye Cumhuriyetinin dayandığı devletin tekliği ilkesini değiştirmek amacını, güdemeyecekleri bu yolda faaliyetlerde bulunamayacakları, bu kuralları görmezlikten gelmenin azınlık yaratılmasını ve devletin tekliği ilkelerini zayıflatacağı, Dil, ırk, din ve mezhep ayrımı yaratmak bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzeni kurmak amacını güdemeyecekleri, bölge, ırk, belli kişi, aile, zümre veya cemaat, din, mezhep veya tarikat esaslarına dayanamayacakları, diğer halde demokratik devlet düzeninin korunmasının olanaksız olacağı, Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetlerin devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamayacağı, Anayasa ve yasalarda hüküm altına alınmış, ayrıca yaptırımları gösterilmiştir." http://www.milliyet.com.tr/2008/01/17/son/sonsiy42.asp?prm=0, 42628349


Herhalde yeni anayasa tartışmalarının ısıtıldığı bu günlerde ortaya atılan eski konu ülkenin nabzını yoklayıp her zaman olduğu gibi “taslak” veya “fikir” diye geçiştirilecek. Yerel seçimlere de “türban mağduruyeti” ile girilmesi amaçlanıyor ise tam bu noktada iki deyim ile örneklemek iyi olur. Anadolu’da derler ki; “Her zaman papaz pilav yemez.” Yada “Hayvan terli, yemez.”… Halk yutar mı bir daha "mağdur" edebiyatını?...

Yazımın başlığı eski bakan’ın sorusuna kendi verdiği yanıttan yola çıkarak “türban dayatması faşizm’dir.” .http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=86123Link’ini verdiğim yazım 14.01.2008’de yayınlandı. Söz konusu yazımda da konuyu işlemiştim.

Yine bu yazıyı bitirirken söylemeden geçemeyeceğim. Türban konusu bu ülkenin gündemine “dinden geçinen siyaset esnafı” ile uzun erimli projelerin sonucunda girdi. Kimsenin dini inancına kimse karışmaz, karışmamalı.

Siyasi bir tercih ve dayatma ile ülkede aynı konuyu tedavüle sürmek akıl tutulmasının aymazlığa varan son noktasıdır. İktidarı cumhurbaşkanlığı seçiminde destekleyen MHP’nin türbanı daha ateşli savunmalarının gerekçesinin, yerel seçimlerde AKP’nin elinden türban silahını almak olduğunu söylediklerinde dehşete düştüm. Demek cumhuriyetin değerleri, laiklik , yerel seçim kazanmak için feda edilebilir!

Yargıtay Başsavcısı’nın konu ile ilgili basın bildirisini mutlaka okudunuz.

Ve hemen konuyu kaşıyan cepheden açıklama geldi; “Fikir özgürlüğü vb..”.

İki ileri, bir geri!

Her şey % 2.5, iki buçuk için!

http://www.milliyet.com.tr/1999/05/10/haber/hab01.html

***

Meraklısına not: “AKP çevrelerinden biz şu ana kadar "türban" konusunda ne duyduk? Ne duyacağız?" Kurumsal mutabakat ararız" cümlesini duyduk...Başka? http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=8043667&yazarid=131

"Türban sadece yüzde 2.5'un meselesidir" cümlesini duyduk...”(A.Hakan, Hürriyet.)

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..