Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Türban ve anadilde eğitim ısrarları…

Belki bazı kişiler pek kızacak, sinirleneceklerdir lakin ileri demokrasiye geçtik diye rahatça fikirlerimi ifade etmek istemekteyim, umarım yanlış anlamamışımdır “ileri demokrasi” ifadesini!

Benim gibi yaşı kırkı geçmiş olanların söyledikleri, yazdıkları bir gerçek var: Türkiye’de böyle bir problem yoktu, ne olduysa son yıllarda oldu!

Ege’de “zar” denilen kara çarşaflar vardı, çocukluğumdan hatırlarım kırsal alanlarda kullanılırdı, sonradan yok olup gitmişti…

Dışarıya çıkarken bu giysiyi giyenler, yine pek iyi hatırlıyorum ki evine, bahçesine gelen erkek cinsi misafirlerden rahatsız olmaz, yüzünü, gözünü kapamazdı!

Ortalardan da yok olmazdı…

Yani, haremlik selamlık tarzı bir amacı yoktu, sanıyorum ki sadece bir alışkanlıktı; yoksa değişim göstermesi mümkün olmazdı!

******

Son yıllarda türban konusunda yadsınamaz bir ısrar var!

Oysa, türban bizim toplumumuzda var olan bir şey değildi; yemeni bağlardı kadınlar, tülbent de diyebilirsiniz; saçını saklamaktan öte, kötü koşullardan saçlarını korumak içindi!

Perçemleri ve örgüleri o örtüler altından, yanından çıkardı; saç teli değildi yani dertleri!

Rahmetli anneannem de uzun bir yola çıkacaksa eşarbını takardı, ancak gelin görün ki komşuları ile görüşmelerinde, erkek-kadın ayrımı olmaksızın, eşarbına el uzattığına şahit olmadım!

Bir aksesuardı, belki de…

Bir alışkanlık ya da…

Bu yüzden hiç sorun olmadı ya!...

******

Peki… Düşünelim bakalım, neden sorun olmaya başladı?

Aslında sorun yoktu, niye sorun olarak ortaya atıldı desem…

Mesela, yirmi yıl öncesiydi, sinemaya gitmiştik oğlumun babasıyla, sevgilimdi o zamanlar…

Tam filme odaklanıyoruz, önümüzde bir çift, mümkün değil gözünü almak!

Türbanlı bir genç kız, yanında bir erkek, biz de sevgiliyiz, el ele tutuşup gelmişiz; anlatması ayıp düşer!

Tam ara veriliyor, çiftimiz bir anda birbirine yabancı oluyor, film başlıyor, onların samimiyeti artıyor!

Çok azdı o zamanlar bu görüntüler, şimdi fazlalaştı!

Türban kişisel bir tercih değil de, ondan!

******

En anlamadığım da budur: Şahsen ben Allah’a inanırım ve onun yarattığını sorgulamam!

Mesela neden kaşlarımızın olduğunu bilirim, neden kirpiklerimizin yaratıldığını…

Nazik gözlerin terden, tozdan neden korunması gerektiğini…

Benden daha çok Allah’a inandığını savunan, her bir lafında adını ağzından düşürmeyenlerin Allah’ın yarattığı şekli, gerçekleri reddetmelerini ve de ısrarla bunu Allah adına yaptıklarını ifade etmelerini anlayamıyorum!

Mesela, hiç mi düşünemiyorlar, Allah cinsiyet ayrımı yapar mı?

Yapacak olsa, kadınlar zaten saçsız doğardı!

Neden her kadının ve adamın saçı var, saç ne işe yarar?

Neden adam kolunu sakınmazken kadın sakınmalıdır?

Fıldır fıldır kısa kollu gömlek ile geziyorken erkek Allahın sıcağında, yanındaki kadın hem kafasını bağlamış, hem de kollarını örtmüş; cehennemde yanmasın diye!

Allah bu kadar adaletsiz midir?

Hiç sanmam!

İnsanın adaletsizliğinden başka bir şey değildir!

******

Gelelim Kürt diline… Taleplerine…

Kırklı yaşlarını geçenler bilirler, yazar ve söylerler ki: Türkiye’nin böyle bir problemi yoktu, ne olduysa son yıllarda oldu!

Bizler Kürt, Türk, Arnavut, Boşnak, Laz, Rum ayrımı yapmadan geçinip giderken ne oldu?

Yirmi yıl önce başına türban takıp da sinemada sevgilisiyle karanlıklar içinde fazlasıyla kendini ifade edip, ışıklar yandığında farklı bir görüntü sergilemesiyle aynı durumdur, bence…

Türban takmak hakkımdır diyerek karanlık noktalarda türbansız gibi davranmak nasıl ki bireysel bir samimiyetsizlik ise, anadilimizde eğitim görmek istiyoruz, bu kadar basit demek de bir samimiyetsizliktir!

******

Türban ile öğretimini sürdürmek isteyen ve kendi dilinde eğitim görmek isteyenlerin bir sonraki aşaması kamuda var olmalarıdır; peki… Kamuda hem türbanlı kişiler, hem Kürtçe konuşanlar var olursa, ki bu ısrarların nedeni bence budur, Türkiye Cumhuriyeti’ni gerçek anlamı ile sahiplenenlerin durumu ne olacaktır?

******

Bu ısrarlar kimlere ne çıkar sağlayacaktır ve de en önemlisi demokratik, laiklik ve Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete inananlar, sahip çıkanlar ileri demokraside kendilerine nasıl bir yer bulacaktır?

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..