Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '16

 
Kategori
Futbol
 

Türk futbolu ve sistemsizlik

Türk futbolu ve sistemsizlik
 

Aslında Mustafa Denizli kendi tabiriyle tüm kariyerini tehlikeye atarak bu görevi bence kendisine yakışmayacak şekilde kabul etmişti. Zira Mustafa hoca gibi kariyerli hocaların sezon ortasında pek takım aldıkları görülmez.

Mustafa hocanın 3 aylık G.Saray macerası yönetimin kendisinden ve kamuoyundan sakladığı büyük sıkıntalardan (UEFA mali kriterleri) habersiz, kendisine verilen transfer vaadleri ile aslında umutlu başlamıştı. Kendisine yardımcı hoca seçmemesi, devre arasında transfer yapılamaması, kadro istikrarsızlığı, oyuncuların mevkilerinin sürekli değiştirilmesi, en önemlisi yönetimin tutarsızlıkları kulubü bu hale getirmiştir. Maalasef yönetimler sistemsizliğin cezasını bireylere kesmeye devam ediyor.

UEFA Finansal Kontrol Kurulu Yargı Komisyonunun 1 yıl süreyle G.Saray’ı Avrupa’dan men etmesi gözleri kulüplerin mali yapısı ve yönetiliş biçimine çevirdi. G.Saray’ın mali yapısı nedeniyle men edilmesi Türk futbolu için hiç de yabancı bir durum değil. 3 yıl önce BeşiktaşGaziantepspor ve Bursaspor da aynı problemle karşı karşıya kalırken, 3 kulüp Avrupa kupalarından birer yıl men cezaları aldı. UEFA, 2014'te ise Galatasaray ve Trabzonspor'a 200 bin avro para cezası verdi. UEFA, geride kalan 2014-2015 sezonunda Spor Toto Süper Lig'de mücadele eden 6 kulübe (Kasımpaşa, Gaziantepspor, Eskişehirspor, Mersin İdmanyurdu, Kayseri Erciyesspor ve Balıkesirspor) lisans vermedi. İşin garip tarafı ise kulüplerimiz maddi anlamda ciddi gelirler elde ediyorlar.

2010'da yapılan ihalede rekor kırıldı ve Süper Lig'in yayın geliri yıllık 321 milyon dolara çıktı. Bu meblağa özet görüntüler için yapılan ihale bedeli de eklenince, kulüplerin yıllık toplam geliri yaklaşık 450 milyon dolar oldu. Böylece Süper Lig, Avrupa'da en fazla yayın geliri elde eden 6’ncı lig oldu. Ayrıca Türkiye, Spor Toto Süper Lig'de forma giyen oyunculara uyguladığı yüzde 15'lik gelir vergisi oranıyla, Avrupa'da futbolculardan en düşük vergi alan 2’nci ülke konumunda (1’inci ülke yüzde 10 ile Bulgaristan). İsveç yüzde 56,9'luk oranla en yüksek vergi uygulayan Avrupa ülkesidir. Buradan görüldüğü üzere gelir-gider dengesinin en iyi olduğu bir ülkede kulüplerin mali yapıları neden bu kadar kötü? Fatih İşçeber’in dediği gibi kulüpler fakirleşirken birileri zengin mi oluyor? Durum böyleyken TFF ne yapıyor? Sadece seyrediyor. Kulüplerin mali durumunu kontrol etmek adına, Ulusal Kulüp Lisans Sistemi'nin 2011'de hayata geçirdi ancak nedendir bilinmez 2012’de sistemdeki mevcut cezalar kaldırıldı.

Peki ne yapılmalı? Türk futboluna yeni bir sistem gerek. Artık puan silmek, küme düşürmek, kayyum atamak, borçları kamu bankaları üzerine almak da çözüm değil. Gelirleri çarçur eden ve hesapsız borçlanan yönetim anlayışının, bir daha geri gelmeyecek biçimde futbolun dışına atılması gerekir. Kulüp Lisans Sistemi, UEFA'daki kadar sert ve titizlikle uygulanmalı. Bununla birlikte kulüpler yasası bir an önce devreye sokulmalı ve yöneticiler, icraatta bulundukları dönem borçlarıyla sorumlu tutulmalı. Ayrıca kulüplerin vergi ve SGK borçlarının silinmesi uygulaması da derhal kaldırılmalı. Futbolun içinde bulunan futbolcular ve antrenörler maalesef sistemde karar noktasında yer almıyorlar. Kulüp yönetimlerinde futbolun içinden gelen bireylere (futbolcu, teknik direktör) yer verilmeli.

Kısaca futbolumuzu futboldan anlayanların yönetme zamanı gelmiştir. Sorgulanmayan ve hesap sorulamayan yönetimler sayesinde ülkemizde geçmişi parlak ama şimdilerde 2 ve 3’üncü liglerde tutunmaya çalışan birçok kulubümüz var. Kocaelispor, Sakaryaspor, MKE Ankaragücü, Malatyaspor vb. birçok kulüp maddi sıkıntılar çekerken onları buraya düşüren yönetimler nerede?            

 
Toplam blog
: 28
: 650
Kayıt tarihi
: 14.02.16
 
 

1975 Samsun doğumluyum, Anadolu üniversitesi işletme bölümü mezunuyum. Kamuda çalışıyorum. Trabzo..