Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Türk halkının hayatı bu kadar ucuz mu?

Türk halkının hayatı bu kadar ucuz mu?
 

Son günlerde yurdumuzda meydana gelen trafik kazalarında ölenlerin sayısı inanılmaz boyutlara ulaştı. Gün geçmiyor ki ölümlü bir trafik kazası haberi duyulmasın!

Milliyet Gazetesi’nde 18 Temmuz 2006 tarihinde yayınlanan bir haberde; son 9 gündeki trafik kazalarında 168 kişinin can verdiği, 785 kişinin de yaralandığı; İsrail tarafından 6 gündür aralıksız olarak bombalanan Lübnan'daki savaşta ise 195 kişinin öldüğü bildirilmektedir.

19 Temmuz 2006 tarihinde aynı gazetede yayınlanan başka bir haber ise trafik terörünün dehşet verici boyutlarını gözler önüne sermektedir. Bu habere göre; Türkiye’de son üç ayda meydana gelen trafik kazalarında ölenlerin sayısı bin 30 kişiye ulaşmış!

İnanılmaz! Dehşet verici! Aynı zamanda da utanç verici!
Bu göstergeler ilkellik ve çağ dışılık ifadesidir.

Yetkililer, yaz aylarında yoğunluk nedeniyle trafik kazalarının arttığını bu nedenle vatandaşları kurallara uymaları, aşırı sıcaklarda yola çıkmamaları ve sık mola vermeleri konusunda uyarmışlar.

Bizde bahane çok! Yaz ayları, bayram tatilleri, hafta sonları…
Bahaneler bitmez, bitse de yeni bahaneler yaratırız!
Hiç kimse yolların kan gölüne dönmesinin nedenini kendisinde aramıyor.
Ne yazık ki direksiyonun başına geçen pek çok sürücü kendisini dünyanın hâkimi zannediyor!

Kaç ülkede araçların arkasında neredeyse atasözü (!) olarak algılanan şu cümlelere rastlanır acaba?

“Tek rakibim THY (Türk Hava Yolları) !”
“Rahmetli de sollardı!”
“Sollama beni sollarlar seni!”
“Yolların fatihi!”
“Kim tutar seni!”
Bir de reklâm sloganı var; “Yollar ağladı bee!”

Ulusal sigortalarımız ise her ülkeye parmak ısırtacak sloganlardan oluşmaktadır. Neredeyse bütün araçlarda yazılı veya asılıdır:

“Allah korusun!” (Sen gaza bas Allah korur nasıl olsa…)
“Canı veren de Allah, alan da!” (Bundan kimsenin şüphesi yok ama …)
“Çoğunluğu Arapça yazılmış besmeleler ” (Allah ona trafik canavarlığı görevi vermiş, besmeleyle başlıyor!..)
“Ecelle de yarışsak kazanacağız’!” (Kimin kazandığı belli oluyor…)

Trafik konusunda ne yazık ki halkımız eğitilemiyor. 2–3 ayda verilen ehliyetler araç kullanımı için yeterli değildir. Ehliyet kursları ile ilgili düzenlemeler yıllardır yapılamamıştır! Araç kullanma ehliyeti için eğitim seviyesi ilköğretim düzeyine indirilmektedir!

Halkımız kadercidir. “Benim başıma gelmez” zihniyeti yerleşmiştir. Uzmanlar tarafından trafik kazalarının en büyük üç nedeni; aşırı hız, hatalı sollama ve alkollü araç kullanımı olarak belirtilmektedir. Araç kullanırken cep telefonu ile konuşmanın ise alkollü araç kullanmaktan daha tehlikeli olduğu belirtilmektedir. Direksiyon başında hemen herkes cep telefonu ile konuşmaktadır.

Vurdumduymazlık, saygısızlık, en önemlisi de kural tanımamazlık tam manasıyla yerleşmiştir. Cezaları artırmak yeterli değildir. Önemli olan sürücüleri her konuda eğitmektir. Yalnız sürücüler yetmez, yayaların da eğitilmesi gerekmektedir.

21. yüzyıl Türkiyesi’nde yollarda zikzak çizen, bir elinde cep telefonu, bir elinde direksiyon, saygısız ve duyarsız sürücülerin; görevlerini tam olarak yapmayan trafik polislerinin; otobanlarda, kırmızı ışıkta ve üst geçit varken alttan karşıdan karşıya geçmeye çalışan vatandaşların sebep olduğu dehşet verici manzaralara bir son verilmelidir.

Kurallara uymak ve başkalarına saygı çok zor olmasa gerek.
Türkiye savaşta değildir. Bu kadar insan savaşlarda bile ölmüyor.
Herkesi, her kesimi trafik kazaları konusunda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Yetkilileri de göreve!

 
Toplam blog
: 516
: 1080
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1955 Ankara doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. İstanbul'da uzun yıllar..