Türk Milli Takımının 1-0 Yendiği İzlanda nasıl bir ülke?

Türk Milli takımı dün akşam İzlanda Milli Takımını yenerek Euro 2016’ya gidiyor.

İzlanda iyi bir takım.

Uzun boylular, iyi mücadele ediyorlar.

Dün akşamki maçın başlarında, millilerimiz iyiydi, top genelde bizdeydi, oynama yüzdesinde de öndeydik.

Peki ya ikinci yarı, ileriye geçemiyordur. Top geliyor ileri uçta çeviriyorduk, galip gelmiş bir takım nasıl top çevirir onun gibi top çeviriyorduk.

Sonuçta maçı kazandık.

Euro 2016 ya gidiyoruz.

Ama oynanan futbolu bir çok kişi beğenmedi.

Elbette heyecan vardı, stres vardı.

Ama bunlar, bahane değil.

Ders çıkarmamız gereken durumlar var.

İzlanda eskiden çok iyi bir takım değildi.

Düzeltmiş kendini.

Son FIFA sıralamasında 23. sırayı işgal eden İzlanda, bundan 4 sene önce aynı tabloda 124. sıradaydı.

UEFA ülkeleri arasında sadece San Marino, Andorra, Malta, Lüksemburg ve Kazakistan’ın önünde yer alıyorlardı.

Euro 2016 eleme grupları kuralarına da 5. torbadan girdiler ancak Eylül ayında oynanan maçlar sonunda liderliğe oturarak turnuvadaki yerini ev sahibi Fransa’dan sonra garantileyen üç ülkeden biri olmayı başardılar. Bu, aynı zamanda tarihlerinde katıldıkları ilk resmi uluslararası turnuva olacak. Reykjavik’te, bize karşı 3-0 kazandılar. Dünde kazanabilirlerdi. Ama şans bizden yana idi.  

İzlanda nasıl bir ülke?

Ülkenin % 63’ü kutup bitki örtüsü olan tundrayla kaplı ve sıcaklık çok düşük

Ülkenin neredeyse yarısı volkanik çöl.

% 15’i buzul ve ekilebilir alanının yüz ölçüme oranı % 1.5 civarı. 

İzlanda’da soğuk hava ve sert rüzgârlar yüzünden futbol oynamak zor bir olay.

Bu yüzden Dünya üzerindeki en kısa sezona sahip bir ülke.

Ancak Mayıs ve Eylül arası futbol oynayabiliyorlar.

Tundra iklimi sahaları çimlendirmeyi zorlaştırıyor.

Sahanın olmaması ve iklim koşulları yüzünden futbolcular kış sezonunda haftada 1-2 idman yapabiliyor. Rüzgâr, kar ve buzu defetmenin yolu sahanın üzerini kapatmak gerekiyordu. Böyle salonlar yapıldı. Adına da Reykjaneshöllin denildi. Resimde bir örneği görülüyor. Bu salonların en önemli özelliğiyse ise işletme biçimi idi. Belediyelerin yaptığı bu salonlar Türkiye’de olduğu gibi kiralama yöntemiyle sırf kulüplerin hizmetine verilmedi. Tüm halka açıldı. Öğrenciler, çocuklar, kadınlar, futbola meraklı herkes kulüplerin kullanmadığı dönemlerde salonları kullanabililiyorlardı.

İzlanda’nın nüfusu da çok az.

Toplam 330 bin.

Bir çok ilimizin nüfusundan bile daha küçük.

Avrupa şampiyonalarında boy gösteren en küçük ülke durumunda.