Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapacak komutan ve moral kalmamış!

Yargının TSK’ ya karşı operasyonları o kadar etkili olmuş ki; terörle mücadele etmek için ‘’oralara’’ gönderilecek komutan bulmak bile gittikçe zorlaşıyormuş…

Aynı durum hava ve deniz kuvvetleri içinde geçerliymiş… Görev yapacak subay ve astsubay bulmak gittikçe zorlaşıyormuş…

Uzun tutukluluk süreçleri, gelişigüzel tutuklamalar bunda etkenmiş…

Ayrıca yargının operasyonları Ordu da moral bırakmamış… Eski genel kurmay başkanı bile terör örgütü kurmaktan tutuklu olur muymuş? Olursa da ordunun moralinin bozuk olması doğalmış…

Bunları ben söylesem yazsam büyük ihtimal başım derde girer… Ancak bunları söyleyen bu ülkenin Başbakanı… Hani kendisine ‘’sultan’’ yakıştırması yapılan Başbakan… Bence bir şeyler karışmaya başladı: Timsahın gözyaşları ya da yaratılan canavardan korkmaya başlamak değil bunlar…

Suriye’nin generallerinin kaçmasından daha vahim bir durum var ortada… Esad bile bu kadar şikayet etmiyor çünkü… Suriye savaşına hazırlık mı acaba bu şikayetler demeye başladım? Öyle ya bu moral yapısı ile girilecek,  girilmesi düşünülen savaşa… Yoksa kimsenin adalet peşinde olduğuna inancım kalmadı benim…

Ordu şakşakcısı değilim ben… Çok hatalar yapmıştır Ordu… Ancak yüzde doksan dokuzu yaptığı işi ‘’görev’’ diye yapmıştır… Yüzde bir için koca komuta kademesi terör örgütü kurmaktan içerde tutulamaz… Hem de yargılama süreci cezaya dönüşmüşse vicdan kabul etmez bunu…

Orduya yapılan bu operasyonlar bir dönemi hatırlattı bana; 2.Mahmut dönemini… Yeniçeri ocağı kaldırılırken/kaldırıldıktan sonra yaşanılanlar… Ordusuz kalan ya da ordusu zayıf kalan Osmanlı Kendi valisinden, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’dan yardım istemişti… Fakat Osmanlı Paşaya vaat ettiklerini vermeyince Ali Paşa isyan etmiş, Osmanlı ordusunu bozguna uğratmış, hatta Kütahya’ya kadar Anadolu’da ilerlemişti… Osmanlı’da Ali Paşaya karşı Rus’lardan yardım istemişti… Rus donanması da 150.000 kişiye yakın orduyla Anadolu yakasına yerleşerek Osmanlıyı kendi valisine karşı korumuştu…

Sonuç olarak: Aklın alamayacağı topraklar elden gitmiş, tavizler verilmişti…

Ülkeler ordularını elbet denetim altında tutmalı… Ancak ordularını da korumalıdır… Korumak zaten hak ettiği saygıyı göstermek değil midir?