Türkçenin seramik ustası Hulki Aktuç 'tan "Yoldaşım 40 Yıl "

Çok sevdiğim ve etkisinden kurtulamadığım "Bir Çağ Yangını" adlı romanın yazarı usta edebiyatçımız sevgili Hulki Aktunç ve genç edebiyatçılarımızdan ve sinemacı Rıza Kıraç cumartesi akşamüzeri Galapera'daydı.

Rıza Kıraç'ın edebiyat ustamız sevgili Hulki Aktunç ile yaptığı söyleşiler, Say yayınlarından YOLDAŞIM 40 YIL adıyla okurlara sunulmuştu. Ben de kitabı bayramın son günü kitapçılarda aramış bulmuş ve sabaha değin soluksuz okumuştum. İşte bu kitap üzerinden gidilerek 40 yılın bir değerlendirmesi yapıldı söyleşilerle.

Benim en başına yetişemediğim bu güzel söyleşide, sonradan duydum ki Hulki Aktunç güzel bir şiirini de okumuş" "Hayalkar Hüseyin Terzihanesi" adlı öyküsünden ve konçerto eşliğinde Semih beyin bestelediği...

Güzel bir bellek tazeleme oldu benim için. 40 yıllık dönemi Hulki Aktunç'un hatıraları, yaşadıkları ve çıkarsamaları üzerinden sorup soruştururken, kitabı okuma sürecinde, çok pek çok ortak duygumuz, düşüncemiz olduğunu keşf etmenin verdiği bir güvenli sevinçle katıldım konuşmalara. Daha önce de yazdım. Kadıköy Çarşısında kimbilir kaç kere karşılaştığımız yol vermek için kibar sözcüklerle birbirimizi selamladığımızı hayal etmiştim geçen ay tanıştıktan sonra Aktunçlarla. Kitabı okuduktan sonra Acıbadem'in o güzelim bahçelerinde belki de Küçük Çamlıca yolunda kimbilir kaç kez karşılaşmış olacağımızı düşündüm. Özellikle Mühendis Mektebinin bahçesinde 73 lerde çekilen çiçekli, ağaçlı kır fotoğrafındaki o güzel çifte, Aktunçlara bakınca.

Severim böylesi yoldaşlıkları okumayı. Benden çok eskilere giden anılar hiç bilmediğim geçmişi canladırıp kavramama yardımcı olurken, paylaştığımız dönemlerden bahseden anılar sonunda bende hüzünlü bir tortu bıraksa bile, okurken burada olduğu gibi aynı semti pek çok şeyleri paylaşmanın ve şahitliğin verdiği sevinci duyarım hep. Pek çok sorular yazarım kitaba. Ama söyleşi anında hepsini sormak demek 3 saatlik söyleşi süresinde tüm dinleyenleri esir almaktan farksız olacaktır. Bir kaçını sorabilirim...

İstanbul'da doğup büyüyen ve askeri ortaokuldan sonra askeri lise için kurası Erzincan'a çıkan o çok bilinçli, akıllı çocuk tam 40 yıldır sürdürdüğü edebiyat yolculuğunu anlatıyor YOLDAŞIM 40 YIL adlı söyleşi kitabında. Aslında "YOLDAŞIM 40 YIL" ile ilgili bir tanıtım yazısı yazarsam, Cemal Süreya' nın Hulki Aktunç için söylediği " Türk dilinin seramik ustası " sözcükleri ile başlarım yazıya diye düşünmüştüm. Hatta başlığı da öyle atarım diyordum. Sonra akşam eve döndüğümde ne göreyim. Sayın Doğan Hızlan hem de o günün Hürriyet gazetesindeki köşesinde:

"Türkçenin Seramik Ustası" başlığını atmamış mı? Çok sevindim kendi seçimim adına.

Kimler yoktu ki Galapera'da. En başta Hulki Aktuç'un eşi değerli yazar Semra Aktunç, İzmir ve İstanbul'da pek çok etkinlikde karşılaştığımız sevgili yazar Reyhan Yıldırım, "Gelinbaşı" adlı kitabı epeyce konuşulan ve okunan gencecik bir yazar Seray Şahiner, yine bir başka genç yazarımız "Aşk Bir Kadın Hastalığı " adlı yapıtı ile geçen hafta Galapera'ya da konuk olan Didem Elif, genç bir şair Derya Önder, şiirseverlerin ve şairlerin çok sevdiği Yasakmeyve şiir dergisine emek veren yazar, şair Mahir Karayazı, Ocak 2009 itibari ile Karakalem dergisinde yazmaya başlayacak genç ama deneyimli bir yazar Kadir Aydemir ve isimlerini bilmediğim daha nice edebiyaçı ve edebiyatsever dost ve sevgili öykücü şair Jale Sancak, İnternet'deki "Mavi Melek Edebiyat Dergisinin" editörleri sevgili Melek Öztürk ve sevgili Hasan Uygun, alçı ve sargılar içindeki kolu ile etkinliğe katılan Kör Fotoğrafçılar Projesinin çalışkan koordinatörü Nuri Kaya, çiçeği burnunda bir felsefeci olarak çok anlamlı okumaktan keyif aldığım felsefe metinleri yazan sevgili Tuğçe Ayteş ve pek çok dost. Bir de benim Galapera'yı ve Jale Sancak'ı tanımama neden olan kitap dostu, edebiyat sever okur, dost Ersin Bey.

Güzel bir söyleşi idi. Diyorum ya okumalısınız YOLDAŞIM 40 YIL'ı. Arkadan devamı çalışmalar da gelecek. Söylemedi demeyin. Hulki Bey Bir Kadıköyoğlu'na ait yazıyor şimdilerde...

Kitabımı imzalayan sevgili dost Hulki Aktuç'un sözcüklerini, yaşamım boyunca aldığım armağanlardan en değerlilerinden biri olarak belleğimde de saklayacağım.

Seviyorum ben Galapera'yı. Şimdiye değin karşılaşma ve konuşma üzerine hayaller kurduğum, hayallerimin gerçekleştiği sıcacık bir kültürel mekan GALAPERA.

Duyurmak için çok geç olacak ama bugün (14 Aralık) Aslı Erdoğan söyleşisi vardı Galapera'da.

Oya Baydar' ın KAYIP SÖZ adlı romanı üzerinden gerçekleşecek söyleşi de 20 Aralık Cumartesi GALAPERA'da.

21 Aralık Pazar günü de Yavuz Ekinci belgeseli izlenecek ve ardından söyleşi olacak.