Türkiye, ABD, AB , Ortadoğu ve terör ilişkileri

Türkiye'nin dış politikasında izlenen çok yönlü değişiklik , Amerika'yı ve Avrupa Topluluğunu iyice rahatsız etti.

Son günlerde dış basına yansıyan açıklama ve sunulan görüşler bu doğrultuda.

Türk dış politikasında, özellikle Arap ülkeleri ile yürütülen sıcak ilişkilerle birlikte, Filistin'e karşı sağlanan Türk kamuoyu desteği, Amerika ve İsrail'e karşı aynı kamuoyunda antipati doğması, İsrail Filistin sorununda Türkiye'nin açıktan Filistin yanında yer alması ve İsrail'e karşı oldukça sert tutumlar göstermesi, Hamas'a yaklaşım politikaları , Türkiye'nin İran lehine ve BM kararına karşı oy kullanması gibi dış politikadaki hareketler, başta ABD olmak üzere, AB'nin önde gelen ülkeleri arasında Türkiye hakkında yeni değerlendirmelerin yapılmasına yol açtı.

Türkiye'nin dış politikadaki tutumunda, işlerine gelmeyen yerlerde, malum ülkeler her zaman ellerinde bulundurdukları, Güneydoğu-PKK ve Ermeni klasik kartını oynadılar. Son zamanlardaki PKK teröründeki tırmanışın nedeni bu olaylarla birlikte ele alındığında düşündürücü. Amerika'daki iki Ermeni vatandaşın Türkiye aleyhine açtığı veya açtırılan davayı son örneklerden biri olarak görmek gerekir.Türkiye kamuoyu bunları bilmekte ve tavrını ona göre değiştirmektedir.

Türkiye'nin tek başına, Amerika'dan izinsiz politika yürütmesi istenmemekte, aksi durumda, içte ve dıştaki sorunlar Türkiye'nin başına balyoz gibi indirilmektedir.

Irak'ın yeniden yapılandırılması, Afganistan'a asker gönderilmesi ve NATO ortaklığı Amerika Türkiye işbirliği olarak sayılmaktadır. Teröre karşı ortak mücadeledeki işbirliği ise uygulamada nasıl olduğu görülmekte, Türkiye'deki terör şiddetini gittikçe artırmaktadır.

Avrupa Birliğine uyum amacıyla her ne kadar yasal düzenlemeler yapılmış ise de Türkiye'nin AB ve Ortadoğu arasında bir kimlik bunalımı geçirdiği düşünülmekte ve eski politikalarına geri dönmesinin beklenildiği ima edilmektedir.

Bu değerlendirme ve olaylara bakıldığında terör, Demokles'in Kılıcı gibi Türkiye'nin başında sallanıp duracaktır. Bu gün PKK adıyla, yarın başka bir adla. Çünkü, bu küresel dünyada, demokrasi projeleri adı altında, emperyalizmin yapılanmak üzere, kullandığı yeni gücün terör olduğu görülmektedir.

Hüseyin Seyfi