Türkiye Cumhurbaşkanı Gül’e ültimatom !

Bugünlerde trilyonluk dava için yargılanıp yargılanamayacağı tartışılan Sn. Cumhurbaşkanına DTP. Milletvekili Emine Ayna’dan bir de kesin uyarı geldi. Demokratik Toplum Partisi bugün İstanbul Çağlayan Meydanı'nda "DTP'yi susturma, silahları sustur" diye bir miting düzenledi. Her zamanki gibi zehir zemberek laflar edildi. Emine Ayna ve Sabahat Tuncel yine baş rollerdeydiler.

DTP İst. İl Başkanı Halil Aksoy, "Bu süreç yakıcı bir süreç. Ama Kürt sorunu olduğunu kabul etmeleri de iyi. Bunun çözümü için bazı şartlar var. Hükümet bize PKK'ya ve Öcalan'a mesafeli 'dur' diyor. Sen böyle düşünüyorsun diye ben uymak zorunda değilim. Barışın iki tarafı olur ve iki tarafında muhatapları olur. Muhatap PKK ve Öcalan'dır. Biz bu yolda gerekirse canımızı veririz"

Sabahat Tuncel, "Türkiye'de önemli bir şans yakalandı. 29 Martta Kürtler tercihini yaptı.” diyerek yerel seçimlerde aldıkları belediye başkanlıkları ile sanki büyük bir zafer elde etmişlercesine Kürt sorunu dedikleri sorunlarının terörist başını muhatap almakla çözülebileceğini.

Emine Ayna ise Cumhurbaşkanına seslenerek 'İyi şeyler olacak' demekle iyi şeyler olmuyor. Çözüm istiyorsanız muhatap almak zorundasınız.” diye ağız birliği ile konuştular.

Bu sözler Türkiye Cumhurbaşkanına adeta bir tehdidi yansıtıyor. Bu ne cüret? O makama ne cesaret ile böyle hitap edebilirler? Bunlar kimdirler ya?

Benim vatandaşım olamazlar. Bu memleketin suyunu içen, burada doğup büyümüş insanlar, bu kadar hain olamazlar. Bunlara bu cesareti veren kimlerdir? Yoksa bunların bildikleri ama bizim bilmediğimiz gizli bir şeyler mi var? Bu konuşmaları nasıl yapıyorlar? Kimlerin güvencesindedirler?

Mitingdeki bayrakları gördüğünüz zaman burasının İstanbul’un göbeği olduğundan şüpheye düşüyor insan. Sanki Kürdistan.

Gün geçmiyor ki bu vatanın bölünmez bütünlüğü için teröristlerle çarpışan askerlerimizden polislerimizden bir şehidimiz olmasın. Bu canlar boşa mı gidiyor? Bu kanlar boşa mı akıyor?

Mitingin yapıldığı saatlerde Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, polis aracına bombalı saldırı yapıldığı duyuruldu televizyonlardan..

Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Amirliği'nde görevli polis memuru Ufuk Şentürk caddeden geçtiği esnada kimliği belirsiz kişiler tarafından aracına atılan el bombası ile ağır yaralanarak Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne kaldırılmış. Haberi üzüntü ile aldık. Lânet olsun. Kalleşler...

Böyle kalleşçe yapılan eylemlerden zevk alan, bunlarla koca bir milleti yıldıracaklarını sanan Türkiye Cumhurbaşkanına tehdit edercesine seslenen, halkı kışkırtan bu DTP Milletvekillerini susturacak bir merci yok mudur ya?

PKK bayrakları ve terörist başının resimleri nasıl oluyor da ellerde serbestçe dolaşıyor?

Burası Türkiye ve bizim bir tek bayrağımız var o da ay yıldızlı bayrağımızdır. Parti bayraklarını anladık diyelim, ya öbürleri ne oluyor. Terörist başının posterini açıp, PKK lehine slogan atmalar nasıl yasal oluyor? (Sanki şehit ailelerine nispet yapıyorlar.)

Bunlar dokunulmazlıklarından yararlanıp, üstüne üstlük efeler gibi tehditler savurarak nasıl ortalıklarda dolaşabiliyorlar?

İnsan neredeyse böyle demokrasiye isyan eder hale geliyor. Bu nasıl demokrasidir böyle? Bir yanda polisle çatışmak mahalleleri kapatmak, yakıp yıkmak, devlet malına zarar vermek, bombalar patlatıp, masum insanların canlarına kıymak ve sonra da hak huk demek.

Ak parti'li Abdurahman Kurt, bir beyanatında Kürtlerin kavga gibi arayışları olmadığını belirterek, "Ama, maalesef geçmişten bugüne gelen bazı anlayışlar var. Bunlara geçen gün hep birlikte şahit olduk. Bir uzman çavuş Diyarbakır'da okul basıp bacak kadar çocuğu vurdu. Bu zihniyetin bölgeden gitmesi halinde şiddet ve terörün olmadığı bir demokratikleşme sürecini çok sağlıklı yaşama şansımız vardır" Bitmesi gereken şey şiddet, terör ve kardeş kavgasıdır. Cumhurbaşkanın bunu çözmesi gerek” diye konuşabiliyor.

*****

Bu vekile sormazlar mı? Ya biz mi çıkarıyoruz kavgayı, terörü?

Bütün Kürt vatandaşlarımızı bu olayların içine sürmenin anlamı nedir?

Tüm Kürtleri sen aynı kefeye nasıl koyarsın?

Cumhurbaşkanı nasıl çözecek bu dediğiniz sorunu? Vatanı bölerek mi?(Sayın Cumhurbaşkanı bir lâf attı ortaya zaten kimse de bir şey anlamadı ya.)

“Uzman çavuşun yaptığını elbette onaylayacak değiliz çok yanlıştır. Böyle yapmamalıydı.”

Peki, PKK yandaşlarının yaptıklarını bize nasıl mazur göstereceksin vekil bey ha! İyi ki bir fırsat geçti elinize artık günlerce buna senaryo yazıp durursunuz.

Diyorsun ki;

"Ama, şunu görmek gerekir. Türkiye'de bir kısım insanlar bu sorunlarla birlikte yaşayıp bunu yönetmek istiyor. Çünkü bunların bir kısmı gerek uyuşturucu, silah kaçakçılığıyla ilgili birçok olayın yanı sıra, bu sorundan maalesef siyasal ve ekonomik rant elde ediyor. “

Bak bunda haklısın. Senin görevin bunları bilmeyenlere anlatmandır. Ortamı germek değil, vatanı sevdirmek, değerini bilmelerini , yaptıklarının hata olduğunu öğretmektir.

Kaçakçılığa gelince;

Sınırların iyi denetlenmemesinden ve bazı kansızların üç beş kuruş rüşvete bunlara göz yummasından ileri geliyor. Habur sınır kapısında olanları tiksinerek izledik. Bu adamlara öyle üç beş ay değil, ömür boyu ceza vermelidir aslında.

Bu mitingde CHP de nasibini aldı. Emine Ayna ;

“Sayın Baykal sen Kürt sorununa, terörist sorunu diye bakarsan bir oy bile alamazsın. CHP'de bir Kürt sorunu programı yapmış ama bu çözüm getirmez.” dedi.

Ey! Emine Ayna! Sen bu raporu hiç inceledin mi acaba?

İncelemek işine gelmez çünkü. Zira sizin istediğiniz ayrı bir Kürt devleti kurmak vatanı bölmek. Ama yağma yok. Vatan bir bütündür parçalanmaz. Bunun için bizlerde canımızı seve seve veririz.

Sen gücün yetiyorsa toprak ağalığını, şeyhleri, şıhları çağ dışı kalmış töreleri kaldır, doğu ve güneydoğudaki kadınlarımıza haklarını tanıt da, öyle geç karşıma. Allah iflah etsin sizleri başka ne diyeyim?