Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '09

 
Kategori
Doğa Sporları
 

Türkiye'de artık "bisiklet bir ulaşım aracı olmalıdır."

Türkiye'de artık "bisiklet bir ulaşım aracı olmalıdır."
 

45. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turun sonunda yorumumuz şöyle oldu.

Bu turun iki gerçek yüzü bulunmaktadır. Birincisi Türkiye’nin tanıtımı açısından mükemmel bir organizasyon olmuş. Geçen yıl düzenlenen turun bir benzeri olduğnu gibi kıyı kentlerimize turist çekebilmek için en güzel tanıtımı bu şekilde yapılabilirdi ancak. Yapanlara ne kadar teşekkür etsek azdır.

İkincisi böyle turların başarılı olabilmesi için Türkiye’den de bir milli bisikletçimizin bu yarışçılarla yarışıyor olabilmesi gerekmektedir. Ancak ne var ki tanınmış bisikletçileri buraya getirip yarıştırmakla birlikte kendi bisikletçilerimizi dereceye girip podyuma çıkmalarını sağlamaktır. Ama nerede. Bu olmadığı müddetçe turu başarılı kılamayız.

Geçen günlerde Cumhurbaşkanlığı bisiklet turunu etaplarda anlatırken Erol Işık arkadaşımız bana şu yorumu getirmişti..

<ı>”Nedense ülke olarak bisiklet sporunda çok başarılı olduğumuz söylenemez. Aklımda kaldığıma göre Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi bisikletçisi Rıfat Çalışkandı. Zamanında, şimdi Cumhurbaşkanlığı bisiklet turu olarak koşulan Marmara bisiklet turunu kazanmıştı. Bir de ithal bisikletçilerimizden Ali Hüryılmaz vardı. Ondan sonra hiçbir isim aklımda kalmadı. Başarı olmayınca isimler de akılda kalmıyor doğal olarak. Bisiklet sporuyla ilgili bilgilerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür eder, 400 üncü blogunuzu kutlarım. Selamlar, esen kalın.”

<ı>

Neden acaba hiçbir Türk Bisikletçisini bu platformlarda göremiyoruz. Aşağıda görüldüğü gibi Sarı mayo sahibi Daryl Impey’in arkasından o kadar zaman sonra yarışı bitirebilmişler. Bizimkileri kötülemiyorum elbette ki iyi bisikletçilerdir ancak bisiklet sporunu spor olarak ve ulaşım aracı olarak milletçe bakmadığımız müddetçe sonuçun böyle olması normaldir.

Sıra

No

Adı Soyadı Takımı Soyadaı

Zaman

1

117

IMPEY Daryl BAR RSA

29 Sa 19'32"

69

191

MARMARA Ugur TUR TUR

+1 Sa 16'41"

86

193

KAL Mirac TUR TUR

+1 Sa 36'59"

87

195

SERT Serhat TUR TUR

+1 Sa 37'06"



Bu çok derin bir konu. Ve ben derim ki yalnızca bizler olimpiyata ülkemize madalya getirebilecek sporcu yetiştiremiyoruz ki bisiklette de başarılı olalım. Bir tutturmuşsuz futbol. Futbol için canımızı bile veririz de yeteri kadar bu dalda başarılı mıyız? Başaralı olamayız. Çünkü biz günlük yaşamaya alışmış insanlarız. Başarı çabuk gelsin isteriz. Ta ilk okul düzeyinde başarılı olmaya aday gençlerimize destek vermeyiz. Diğer branşlarda olduğu gibi bisiklette de bu böyle olunca başarı olmaz.

Bununla birlikte artık futbol dışında da başta ata sporumuz olan güreş olmak üzere diğer branşlara da el atma zamanı gelmiş hatta geçmiştir.

Şimdi gelelim bisiklete. Halen sınıf geçme hediyesi olarak gördüğümüz bisiklet toplumumuza ulaşım aracı olarak yerleştiği an her şey değişecektir. Yeter ki bisiklete binenler gönüllü olsun ve çığ gibi artsın.

Eğer bisikleti bir spor olarak baktığımızda bizde övüneceğimiz profesyonel bisikletçilerimiz oluşacaktır.

Internet sitelerinde yakaladığım bazı arkadaşların mesela Sezai Oktay arkadaşımıza çok teşekkür ediyorum ve Internet de olduğu yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ulaşımda Bisiklet Kullanımı Nasıl Özendirilir.

Bisikletin faydalarını biliyoruz. Bisikletin kent içi ulaşım için çok iyi bir seçenek olduğunu da biliyoruz. bisikletli ulaşımın çevreye, ekonomiye, sağlığa yararları her yerde yazılıyor, anlatılıyor. Bisiklet kullanımının teşvik edilmesi, yaygınlaşması için bir takım tedbirlerin alınması gerektiği resmi raporlara bile giriyor. Bisiklet dernekleri bisiklet yolları, parkları istiyor. Peki, dinleyen var mı? Yok. Neden? Çünkü, bisiklete binen yok.

<ımg alt="" hspace="0" src="http://www.velespit.com/content_files/html/ay1.jpg" align="baseline" border="0">

Şu habere http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4299402&yazarid=18 göre İstanbul’da en az 400.000 yetişkinin bisikleti olması lazım. Peki, İstanbul'da spor, gezi veya ulaşım amaçlı bisiklete düzenli olarak binen 1.000, hadi 4.000 kişi var mıdır acaba? On binlerce bisikletli yollara çıkmadıkça sizi kim ciddiye alır? Hangi siyasetçi, kent yöneticisi, bakan, milletvekili, v.s. sizi dinler? Niye kent yönetimleri ha babam yol, kavşak yapmaya çalışıyor? Sadece İstanbul’da her gün 300 mü, 600 mü ne araba trafiğe çıkıyor. Trafikte sıkışan feryadı basıyor. İlgililer de vatandaşın feryadına yetişmeye çalışıyor doğal olarak.

Diyeceksiniz ki düzgün bisiklet yolları, park yerleri, bisiklete ayrılmış banliyö vagonları falan olsa insanlar bisiklete biner. Doğru; ama bunların olması için önce elde dişe dokunur bir miktar bisikletli olması lazım ki... belediyeliler ve yetkili kişiler bisiklet yolları yapsın.

Diyelim ki elde kent içi ulaşım problemini ciddi olarak çözmeye çalışan bir hükümet veya belediye var. Yine bunlar, akıllı insanlar oldukları için otomobiller yürüyebilsin diye habire yollar, kavşaklar yapan insanlar olmasınlar. Ayrıca, bisikletin toplu ulaşım araçlarıyla eşgüdümlü olarak kullanımını bile düşünebilecek kadar zeki olsunlar. Yani böyle bir yönetim, mesela, insanları bisiklete binmeye teşvik etmeye kararlı olsun; hatta “Ben bu millete bisikleti sevdirmezsem ne olayım” veya “Herkes ya bisiklet sürecek, ya bisiklete binecek” gibi bir iddiayla ortaya çıksın. Tabii, kapitalist demokratik(!) sistem içinde zorla güzellik olmaz. Biz sadece bisikleti teşvik edeceğiz; isteyen kullanır, istemeyen kullanmaz.

<ımg alt="" hspace="0" src="http://www.velespit.com/content_files/html/ay4.jpg" align="baseline" border="0">

İşte “Kent İçi Ulaşımda Bisiklet Kullanımının Teşvik Edilmesi Hakkında Kanun”un esasları:

1. İşe, okula, çarşıya, pazara, pikniğe, Kahve Dünyası'na veya Mado'ya özel otomobille gitmeyi engellemenin en kestirme yolu benzini -veya motorini- özel otolar için dayanılmaz pahalı yapmaktır; mesela şimdikinin dört katı gibi. O zaman insanlar, özel araç olarak -aklın yolu bir olduğundan- mecburen bisiklet kullanırlar.

<ı>Tabii o kadar insafsız olmamak lazım. Otomobil, hastaneye gitmek veya ülkenin güzelliklerinde dolaşılan unutulmaz bir yaz tatili için de gerekli. Benim önerim, her motorlu araç için plakasına yazılı bir karne (kredi kartı) olsun. Aracın kullanım şekline göre (taksi, ticari, TIR, otobüs, yat, traktör, moped, v.s.) makul bir düzeyde yıllık yakıt miktarı şimdikinden de ucuz (sübvansiyonlu) olsun. Bu miktarı aşan araçlara akaryakıt fiyatı -kademeli olarak- dört katına kadar zamlı uygulansın. Böylece hem az yakan araçların, hem de toplu ulaşım araçlarının kullanımı artar; ülke ekonomisine, çevreye büyük katkı sağlanır.

<ı>

2. Bisikletlilerin toplu ulaşım araçlarından yararlanarak uzun mesafeler alabilmelerinin sağlaması büyük şehirlerde çok önemli. Bence bu, bisiklet yollarından da öncelikli bir konu.

<ı>Trenlere, metroya, tramvaya bisiklet vagonları eklensin. Belediye otobüslerinin, servis araçlarının arka taraflarına bisiklet taşıma platformları yapılsın. Vapurlar şimdilik idare ediyor.

3. Karayolları Trafik Kanununda bisiklete ilişkin düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve bisikletlileri koruyan maddeler eklenmesi gerekmektedir.

4. İlköğretim okullarında uygulamalı “trafik ve bisiklet” dersleri olmalıdır.

5. Bisiklet üretimini, satışını, kullanımını teşvik edici mali düzenlemeler yapılmalıdır.

6. Son olarak da, bisiklet altyapısının düzenlenmesi gerekir; yani bisiklet yolları, parkları, trafik işaretleri, v.s.

Böyle bir teşvik yasası biz AB'ye girince belki çıkar (yani benim pek umudum yok). Peki bisikletseverler ne yapsın?

İşte birkaç öneri:

Her fırsatta bisikletinizle yollara çıkın; alışverişe -mümkün olduğunca- işe, okula, gezmeye bisikletinizle gidin; bisiklet gruplarına takılın; yani ortalıkta görünün, bisikletin reklamını yapın.

<ı>Bisiklet kullanmak, her ne kadar ehliyet gerektirmese de, yola çıkmak için trafik kurallarını bilmek gerekir. Biraz ustalaştığınızda trafikte bisiklet sürmek büyük keyiftir. Bağdat Caddesinde Ferrari'den daha çabuk yol alırsınız. Aşağıdaki noktalara dikkat ederseniz bisikletin reklamına faydanız olur:

<ı>

Ø <ı>Bisiklet kullanmakta ustalaşın; eliniz, ayağınız gibi olsun.

<ı>

Ø <ı>Kullanımınıza uygun kıyafetler giyin ve GÖRÜNÜN!

<ı>

Ø <ı>Kaldırımda gitmek zorunda kalırsanız, yayalara son derece saygılı olun. Bekleyin, yürüyün, kenara çekilin, yol verin.

<ı>

Ø <ı>Otomobil sürücüleriyle tartışmayın. Taciz eden araçları trafik polisine bildirin; inanın yardımcı olurlar, ciddi durumlarda telsizle duyuru yapıp ceza bile yazdırırlar.

<ı>

Ø <ı>Trafik kurallarına uyun; ışıklarda, kavşaklarda yavaşlayın.

<ı>

Ø <ı>Dikkatli olun, diğer araç sürücülerinin sizi gördüğünü varsaymayın.

<ı>

Ø <ı>Kalabalık, trafiği yavaş akan yollar bisiklete uygundur. Hele bir de kaldırım kenarına park etmiş araçlar varsa, sağ şeritte size kocaman bir yol kalır. Yalnız, bu gibi yerlerde park eden araçlara çok sokulmayın, karşınıza kapı çıkabilir(!)

<ımg alt="" hspace="0" src="http://www.velespit.com/content_files/html/ay17.jpg" align="baseline" border="0">

Yaşadığınız aksaklıkları ilgililere yazın, duyurun.

<ı>Bazen şikayetler ilginç sonuçlara yol açabiliyor. Geçenlerde iki arkadaş hızlı feribotla Pendik'ten Yalova'ya bisikletle geçtik. Bisiklet için ücret almak istediklerinde, tarifelerinde bisiklet kelimesi geçmiyor diye itiraz ettik. “Yük” dediler, ona da “Otuz kiloyu geçmiyor” diye itiraz ettik. Neyse, gidiş-geliş bisikletler için para vermedik. Ertesi hafta İznik'e gezi yapan arkadaşlar aynı yolu denediklerinde, Pendik'ten geçmişler ama Yalova'dan dönüşü becerememişler; epey bir tartışma yaşanmış. İDO'ya, Büyükşehir Belediyesine dilekçeler falan... Sonuç: İDO iç hatlarda (vapurlar hariç, onlar hâlâ kurtarılmış bölge) bisiklet 2,00 YTL, dış hatlarda 4,00 YTL, internetteki tarifeye eklemişler. Bu arada, aklınızda olsun, Kartal-Bostancı-Yalova deniz otobüsü hattı iç hat sayılıyor: Akbil (yolcu) + 2,00 YTL (bisiklet).

Sesinizi duyurun: Bisikletli toplumsal etkinliklere katılın. Okuyucu köşelerine yazın. Tanıdığınız siyasilere, kent yöneticilerine, gazetecilere bisikleti anlatın.

Bisiklet yarışlarına gidin (seyirci olarak), bisikletin ülkemizde çok ilgi gören bir spor dalı olduğu zannedilsin.

****************************

Benim de söylediğim de buydu.. İnsanlar ilk önce kendilerine bir bisiklet alacak ve yollara çıkacak. Bisiklete binenlerin sayısı gittikçe artacak. Bu nasıl olur? Birbirimizi görerek olur ve “o binebiliyor da ben neden binmeyeyim” şeklinde olur. Binenlerde binmeyenlere anlatarak olur ancak. İşte beni örnek alabilirsiniz. Ben de İzmir’de yıllarca bisiklete binen büyüklerimden örnek aldım. Ve çok mutluyum. Sizde mutlu olabilirsiniz.

Bir gün, bisikletlilerin otomobillilerden daha çok görüldüğü kentlerimiz olması dileğiyle.

Not: Bu bloglar bisikletin Türkiye'de ki gelişimi için yazılmaktadır. Bisikletliler için bisikletli yolların ve yanlızca üzerinde bisikletlilerinde geçebileceği günlerin olması temenisiyle.

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..