Türkiye'de Hayat Emeklilere Güzel....

“Türkiye biz emekliler için tam bir emekli cenneti olmuş, bu ülkede hayat emekliler için sudan ucuz…” dediğimde dudak büküp burun kıvıranlara sözüm. İddiamı biraz daha ileri götürüyorum. Hayat bedavadan bile bedava… Bırak bedavayı, bir emekli olarak gel, bu ülkede ye, iç, yat, gez, toz, üstüne bir de para kazanıyorsun dostum Otto… 

Evet, Otto… Ben Hans. Duydum ki, geçen sefer gönderdiğim ve kayda geçsin diye Türkiye’den yayın yapan Milliyet Blog adındaki sitede Türkçesini de yayınladığım[1] mektubumda emekli ikramiyesini de alarak buraya gelmesini önermem  üzerine Leon dostumuz benimle epey alay edip eğlenmiş…  “Nerdeymiş o keşin bolluğu” diyesiymiş. Kendisinin bu tavrına alındım. Onunla muhatap olacak değilim, ama belki sen konuyu kendisine izah etme ihtiyacı duyarsan diye biraz detay hesap yapacağım.

Bak dostum. Biliyorsun, Eylül ayının başında Türkiye’ye geldim. Yeni emekli olmuştum. Emekli ikramiyemi nerede değerlendireceğime henüz karar verememiştim.

Lafı fazla dolandırmayayım. Buraya geldim, dediler ki buranın milli parası olan Türk Lirası bizim paramız Avro karşısında çok büyük değer kaybetti son bir ay içinde… Yükselişe geçmeden önce TL’na geçen kazançlı çıkar…

Öyle mi? Öyle…

Benim öyle kimseden saklım gizlim yok. Alnımın teriyle kazandığım her şey ortada. Birikmişim ve emekli ikramiyem, hanımın, çocukların nakitleri filan… toplam 1 milyon Avro paramız var. Senden saklayacak değilim.

Bankalarda, döviz büfelerinde  kurlara baktım, 4 Eylül, günlerden Salı… Bizim Avro’ları 7 lira 65 kuruştan bozuyorlar… Gözümü kararttım, bir milyon Avromuzun hepsini bozdurdum. 7 milyon 650 bin lirayı aldım, günlük faize yatırdım. Vadeliye yatırsam, bir yıl beklesem yüzde 25 filan faiz veriyorlar, sabretsem tam köşeyi döneceğim de, hele riske girmeye gerek yok dedim.

Efendime söyleyeyim…

İşte daha bir ay bile olmadı. Dün, günlerden yine Salı, 2 Ekim… bu salılar bana uğurlu mu geliyor nedir? Çarşıda geziyorum… Öyle ağzım açık bir döviz büfesinin önünden geçiyorken gözüme çarptı, baktım, Avro’yu 6 Lira 98 kuruştan satıyorla, iyi mi?

Hemen bankaya gittim, paramla Avro alacağım dedim.

Geçen 28 gün içinde parama 125 bin TL faiz de tahakkuk ettirmişler, olmuş 7 milyon 775 bin küsur….

Hepsiyle Avro aldım. 6 Lira 98 kuruştan hemde… O Leon denen şapşal belki inanmaz, aşağıda linkini de veriyorum, buraların piyasa verilerini içeren sitenin adresini, baksın bakalım işlem yaptığım tarihlerdeki döviz kurlarına [2] … yine de inanmazsa, uğraşma… laf mı anlatacağız o kalın kafalıya… Neyse, değiştirmeyeyim konuyu…

Ne diyordum?

Ha… bütün paramla Avro aldım.

Tam 1 milyon 113 bin sekizyüz küsur Avro…

İnanmıyorsun değil mi dostum… Ama gerçek. Bir ay bile geçmeden 1 milyon Avroma tam 113 bin Avrodan fazla getiri elde ettim. Bir aydan az süre içinde tam % 11… Bu faizi Almanya’da 10 yılda kazanamam… Burada kazandım… Hesap ortada…

Şimdi o başlangıçtaki 1 milyon Avromu tekrar Almanya’daki bankalara yatırıp kârımı da burada Türkiye’de yiyeceğim. Yaklaşık 113 bin Avro burada 750 bin lira gibi bir para yapıyor ki, bu kadar parayı burada bırak emeklileri, çalışanlar bile rüyalarında görse hayra yormaz. Yatır faize, yıllık 150 bin lira faiz ediyor ki, onu bile yemeyle bitiremezsin…

Valla, aynen böyle…

Boşuna mı diyorum, Türkiye tam bir emekliler cenneti… Hayat burada biz Alman emeklileri için bedava bile değil… Üste para veriyorlar demem bu yüzden…Sen de en kısa sürede al emekli ikramiyeni gel…

Selamlar sevgller dostum Otto, Paul’e de selam söyle, Leon’a da her şeyi bir güzel izah et…

Auf wiedersehen…

Lieber Hans…

Not: Bu mektup tamamen  hayal mahsulüdür. Hepsini ben uydurdum. Mektup içeriğinde belirtilen döviz kurları da gerçek olmasa, uydurma olduğu zaten her halinden belli… Sizce de öyle değil mi?

Kenan IŞIK