Türkiye'de Tarım Öğretiminin 166. Yılı Kayseri'de kutlandı

Her yıl 10 Ocak tarihinde Ziraat Fakülteleri ve Ziraat Mühendisleri Odası teşkilatları tarafından  ülkemizin dört bir yanında Tarım Öğretiminin Başlaması Yıldönümleri coşkuyla kutlanmaktadır. Bu güzel gelenek yalnızca ziraat mühendisleri ve teknik elemanların ülkemize yaptığı üstün hizmetleri anıp geçmişi yâd etmekle kalmaz, geçmişten geleceğe bir değerlendirmenin de yapılmasını sağlar. Tarımsal eğitimin kalitesi, tarımla ilgili kesimleri yanında, toplumumuzun tamamını ve gelecek nesillerimizi de yakından ilgilendirmektedir.

Bilindiği gibi tüm dünyada tarımın önemi giderek daha iyi anlaşılmaktadır. Tarım, insan yaşamının maddi temelini oluşturan gıdanın üretilmesi ve insanlığa arzı gibi yüce bir hedefe hizmet edenlerin sektörüdür.

Dünya nüfusunun artması, Çin ve Hindistan gibi ülkelerde refah artışına bağlı olarak tüketimin artması, küresel iklim bozulması sonucu kuraklık, sel ve taşkın gibi doğal afetlerin daha sık görülmesi, mücadelesi zor olan hastalık etmenlerinin yayılması ve tarımsal ürünlerin biyodizel, biyobenzin ve hidrojen şeklinde enerji üretiminde kullanılmaya başlanması bitkisel ürünlere ve hayvansal gıdalara talebin giderek artmasına neden olmaktadır.

Tarımsal üretim modelini şekillendiren ekolojik faktörlerin girift yapısı; yeterli ve kaliteli ürün almaya çalıştığımız bitki ve hayvan materyalinin genetik ve fizyolojik bakımdan kompleks oluşu; yeterli ve kaliteli gıdayı arz etmeye çalıştığımız insanoğlunun bedensel, duyusal ve toplumsal yapısındaki çeşitlilik ve dinamizm tarımsal üretimin geleneksel yöntemlerle sürdürülemeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır.

Tarım, geniş bir bilgi birikimi gerektiren, ileri teknolojiden yararlanma esasına dayalı, insan ve doğa ilişkisini dengeleyen, değişen ekonomik koşullara uygun olarak sürdürülmesi gereken önemli bir sektördür. Tarımda yeni bilgi ve teknolojinin üretilmesi ve çıktılarının toplumsal hayatta yer bularak anlam kazanması eğitim, araştırma ve yayımdaki başarı ile yakından ilişkilidir. Bu açıdan bakıldığında, tarımla ilgili fakültelerin, bölümlerin ve önlisans düzeyindeki eğitim programlarının önemi açıkça görülmektedir.

Ülkemiz tarımsal yatırımlara önemli destekler ve ekonomik kolaylıklar sağlamaktadır. Buna bağlı olarak tarımsal yatırımlar artmaktadır. Kayser’li girişimciler de şüphesiz bu teşviklerden ve desteklerden yaralanmaktadır, yararlanmalıdır. Ancak, daha önceki tecrübeler, teknik personel desteği almaksızın kurulan tarımsal işletmelerin, bitkiyi, hayvanı, mikroorganizmayı, toprağı, suyu ve iklimi bilmeksizin, yalnızca işletmecilik bilgileri ile uzun süre ayakta kalamadığını göstermiştir. Tarımsal işletmelerde, işletme planlaması yapabilecek, bitkisel ve hayvansal üretimde sürekliliği sağlayacak, alternatif düzenlemeler yapabilen, canlı ile çalıştığı içi çevresel etkileri ve üretim risklerini değerlendirecek bilgi birikimine sahip teknik danışmanların istihdamı ve gözetimi mutlak gereklidir. Aksi halde, işletmenin ömrü kısa olmakta, sürdürülebilir bitkisel ve hayvansal üretim yapılamamaktadır.

Gelecek 10 Ocakları, tarım sektörünün ve tarımsal öğretimin önemli sorunları aşılmış olarak, tüm ülkemizde daha aydınlık ve daha müreffeh şartlarda kutlanmasını diliyorum.

Saygılaımla

 Prof. Dr. Ali İrfan İlbaş

Dekan