Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '14

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Türkiye’de yönetimin yanlışı nedir; Ağaç Hareketi nasıl bir düzen getiriyor?

Türkiye’de yönetimin yanlışı nedir; Ağaç Hareketi nasıl bir düzen getiriyor?
 

Yıllardır değişmeyen Türkiye siyaseti hepimizin malumu. Aç açıkta kimse kalmasın. İşler yolunda gitsin. Devlet vatandaşın yanında olsun. Sorunlarımızı çözelim. Barış olsun… Allah kahretsin! Bunların hiçbirisinde ülkenin ilerlemesi yok. Adama 500 lira maaş versen de aç kalmayabilir. İnsanların aç ve açıkta kalmaması bir ülkenin ilerlemesi olarak görülür mü?

Türkiye’nin geri kalmasının nedeni bu anlayıştır. Ağaç Hareketi bu rezil anlayışı yıkmak amacını güdüyor. Barış olmazsa savaş olsun; lanet olsun! Ama lütfen bu memlekette artık bir şey olsun! Bu anlayışı değiştirmek de çok zor. Çünkü halkımız da inanıyor. Devlet vatandaşın yanında. Sen aç, devlet aç, yanında olsa nolur!

Ağaç hareketi işte öyle yok barış olsun, kimse aç ve açıkta kalmasın gibi kıytırıktan, beş kuruş etmez, acizlerin politikalarını reddeder. Türkiye’yi alıp götürecek.  Ben yarın kurtulacaksam bugün aç yatarım. Benim ülkemin bütün insanları yatar. 

İdare anlamına gelen yönetimi kesinlikle reddediyoruz. Yeniçağın devleti büyük işleri başarmak için kurulmuş görev timidir. Öyle eli cebinde, eli belinde, koltuğa yaslanmış kişileri yeni düzende göremeyeceksiniz. Gününüzün 6 saati (09.00–15.00 arası) bizim. 50 milyon yetişkinin bu 6 saatte alnından ter oluk oluk akacak. Ama geri kalan 18 saatte de krallar gibi yaşayacaksınız.

Ben insanıma ayda 600 lira bağ kur maaşı, 800 lira asgari ücret vermeye utanırım. Ülkenin imkânları buysa daha fazla imkân yarat. Bu, geçerli bir mazeret olamaz ki. Senin devlet olarak görevlerinden biri de daha fazla kazanmaları için insanlara imkân, yol, yordam göstermektir.

20 milyon kişi fiilen sadece üretim sektöründe çalışacak. 20 milyon kişinin ürettiğini düşünebiliyor musunuz? Oysa sizin tüm çalışanınız bu kadar. Belki de üretim sektöründe çalışanların sayısı 5 milyon falan. Belki de 5 milyon üretiyor, 75 milyon yiyor.

Bizim düzenimizde 11 milyon kişi görev ve hizmet birimlerinde çalışacak. Yani düşün halkımız sıcak sudan soğuk suya elini sokmayacak. Her şey vatandaşın ayağına gelecek. Onlar fatura yatırmayla şunla bunla uğraşamazlar. Çünkü ben onlara sabah 9 ile öğleden sonra 3 arasında 6 saatlik bir görev vereceğim. 50 milyon kişi canını dişine takacak. Öyle bir eli yokmuş, gözleri görmüyormuş, yaşlıymış yok. Herkes gücünün yettiği oranda mutlaka bir şey yapacak. Öyle sırtüstü yatıp dilenci maaşına talim etmek yok. Hele de fakirken çalışmıyorum diyenin yandı çırası. 

Ekonomik durumu belli bir gelirin altında olanlara devlet bütün gücüyle destek olacak.  Karısını da kocasını da yaşlı babasını da çalıştıracak, evine bol para girmesini sağlayacak. Sadece düşünce, plan, projenin doğru olması yetmez, azimli olmak da gerek. Ağaç Hareketi düzeni ülkenin insanlarını çalışmaya, üretmeye, girişimde bulunmaya teşvik edecek, gerekirse zorlayacak “Çalışmak isteyen var mı?” Hadi lan sen de! Evde çocuğu çoluğu aç duracak, beyefendi kahvede piştilik oynayacak.  Ağaç Hareketi düzeninde geçim durumu belli bir aylık kazanç yahut da varlık ölçüsünün altında kalanlar çalışmaya mecbur. Millet çalışmayınca devlet ne yapsın. Biz 50 milyon insanımızı ülkemizin dağlarına salıp işte vatanınız işte siz, vatanınızı ihya edin kendiniz de zengin olun gelin diyeceğiz.

Bizim düzenimizde yardım destek mestek yok. Zaten gerçekten bakıma muhtaç olana devlet bakacak. Dilencilik suç. Dilenecek durumdaysan gel sana ben bakacağım. Her param yok diyen dilenci olmaz. Paran yoksa çalış. Ben sana iş bulacağım. Sokaklarda dilenen insanlar bir (1) yıl hapisle cezalandırılır.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..