Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '16

 
Kategori
Tarih
 

Türkiye'nin 782 günlük "devlet başkanı" deneyimi

Türkiye'nin 782 günlük "devlet başkanı" deneyimi
 

GEÇMEYE HAZIRLANDIĞIMIZ  SİSTEM İLK “BAŞKANLIK” DENEYİMİMİZ DEĞİLDİR. TÜRKİYE’MİZ GEÇMİŞ YILLARDA 782 GÜN “DEVLET BAŞKANI” YÖNETİMİNDE KALMIŞTIR.

O GÜNLERİ ANIMSAYALIM.

12 Eylül 1980 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri yaptığı darbeyle emir komuta zinciri içinde ülke yönetimine el koymuştur.

Darbeyi yapan cunta, kuvvet komutanları ve Genel Kurmay Başkanı’ndan oluşmaktaydı.

Darbe bildirisinde[1], eylem, İç Hizmet Kanununun verdiği Türkiye Cumhuriyetini koruma ve kollama görevine dayandırılmıştır. Eylemin dayandırıldığı kanunu çıkarmış olan TBMM ise lağvedilmiştir.

Ülke yönetimine bütünüyle el koyan Genel Kurmay Başkanı ve 4 kuvvet komutanından oluşan 5’li cunta “Milli Güvenlik Konseyi” adını almış ve Konseyin başkanlığına Kenan Evren’i getirmişlerdir.

13 Numaralı MGK bildirisiyle MGK Başkanı Kenan Evren “Devlet Başkanı” unvanını almıştır.[2] 19 Eylül 1980 tarihli bu bildiriden itibaren Kenan Evren’in resmi unvanı “Kenan Evren – Orgeneral Devlet Başkanı Genel Kurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı” şeklinde kullanılmaya başlanmıştır.

Bu andan itibaren yasama faaliyetleri “MGK Bildirileri” şeklinde Milli Güvenlik Konseyi’nce yürütülmeye başlanmıştır.

Yürütme faaliyetleri ise Devlet Başkanı Kenan Evren’in başkanlığında MGK ve Bülent Ulusu başbakanlığında MGK tarafından atanan bakanlar kurulunca yerine getirilmiştir.

Kenan Evren’in “Devlet Başkanı” sıfatı; 9 Kasım 1982 tarihinde yürürlüğe giren Anayasa’nın 1. geçici maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyetinin 7. Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte ortadan kalkmıştır.

MGK tarafından çıkarılan 27 Ekim 1980 tarih 2324 sayılı kanunla Anayasa’daki yasama yetkileri MGK’ne, Cumhurbaşkanı yetkileri MGK başkanına verilmiş, MGK bildiri ve kararlarının mevcut Anayasa ve yasalara uymayan kısımlarının anayasa-yasa değişikliği hükmünde olacağı kanuna bağlanmıştır.[3]

Belirtilen düzenleme uyarınca anılan dönemde hiçbir yasama-yürütme faaliyeti yargısal veya başkaca herhangi bir denetime tabi olmamıştır.

Yasama ve yürütme kararlarında tek fren-denge sistemi, belki, kararların tek kişi tarafından değil, her biri kuvvet komutanı olmalarından aldıkları güçle belli bir etkiye sahip olmaları gereken/beklenen cunta üyelerinin ortak akıl süzgecinden geçmiş olması ihtimalidir. Kararların bu şekilde bir müzakere-istişare süzgecinden geçerek alındığına dair herhangi bir belge ise mevcut değildir.

12 Eylül uygulamalarının yol açtığı hukuksuzluklar ve acılar o günden bu güne gündemi işgal etmeye devam etmiştir.

Belirtilen dönemdeki yasama ve yürütme faaliyetlerinin dönem yasalarına göre olmasa bile evrensel hukuk ilkelerine göre “suç” teşkil edebilme ve bir gün hesap sorulabilme ihtimali de gözetilmiş, cunta tarafından 1982 Anayasasının geçici 15. maddesiyle dokunulmazlık zırhına bürünülmüş ancak bu koruma 12 Eylül 2010 referandumuyla kabul edilen Anayasa değişikliğiyle son bulmuş, anılan tarih itibariyle hayatta olan cunta üyeleri Tahsin Şahinkaya ve Kenan Evren yargılanmışlardır. Sağlığında yargılaması biten Kenan Evren darbe suçundan mahkum edilmiştir.

Başkanlık sistemini tartışmaya başladığımız şu günlerde yararlanılması dileğiyle…

Kenan IŞIK

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..