Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye Türkler'in midir?

"Türkiye Türklerindir." 

Bu ifade herhalde tanıdık gelecektir. Uzun zamandır Hürriyet Gazetesi'nin, gazetenin baş köşesinde duran bir sloganı. 

Bu sözün iki niteliği olduğu ileri sürülebilir: 

Birisi, etnisiteye vurgu yaptığı için ırkçıdır. 

Diğeri ise aslında yurt bağımsızlığını ima ettiği için özgürlükçüdür. 

Hiç kuşkusuz Hürriyet, bu sözü bu anlamda kullandığını söyleyecektir. 

Ama söz kendi başına alındığında, yani, onu kullananın ve okuyanın niyetinden ayrıldığında, dilin salt kendi gösterge düzeni içinde bakıldığında, ırkçı çağrışımı çok daha güçlüdür. Cümlenin gerisinde yatan (Barthesçı anlamda) mitos şudur : Yurdunu korumak ve özgür olmak için etnik kökene ve onun etrafında birliğe sahip olman gerekir. 

Bu hiç kuşkusuz ırkçı bir söylemdir. Irkçılık sadece kendi ırkını diğer ırklardan daha üstün görmek olarak düşünülmemelidir. 

Irkçılık bir yapıda merkezi unsur olarak ırkı ya da etnik kökeni koymaktır da aynı zamanda. 

Bu iki tür arasında bir nüans olabilir, ama ırkı temele ve merkeze alma anlamında ikisi de kardeştir. 

Yani Hürriyet'in bu sözü iyicil olarak değerlendirdiğini söylemesine iki şekilde karşı gelinebilir: Birisi, bu söz, sözü söyleyenin niyetini aşan bir anlama sahiptir. İkincisi ise, zaten bir metin çözümleme yöntemi ile bunun altında bir ırkçı temayül yattığı açıktır. 

Ulus-devletçilik dünya yüzeyinde bir çağdır. Siyaset teorisinde 150-200 yıllık bir bir zaman dilimine bağlı olarak tespit edilen modernitenin siyasal toplum düzeni anlayışıdır. Bunu, elbette, nazizm gibi kafatasçılıktan, faşizm gibi otoriteryenlikten ayırmak gerekir. Ama etnisiteyi, bütün modifiyelerine rağmen, temele koymaktadır. 

Dünya artık şu ilkelere yavaş yavaş gelecektir: Etnik kökenin iki temel unsuru dil ve toprak ise, bir dili konuşabilen herkes o dilin etnik kökeninden sayılmalıdır. Bir toprakta yaşayan herkes o toprağın sahibi olarak görülmelidir. 

Bunu Türkiye'ye uyarlarsak; Türkçe konuşan herkes Türk'tür. Türkiye, Türkiye'de yaşayan herkesindir. 

Dil kültürdür. Dili bilen kültürü şu ya da bu ölçüde bilmektedir. Etnik köken bir kültürden daha ötesi olamayacağına göre o kültürün dilini konuşan herkes o kültürdendir demek olur. Toprak ise toprağı yaşatanındır, yani orada yaşayanındır. Başka hiç kimsenin değildir. 

Kültürün ve toprağın anonimleşmesi bu kavramların siyasallaşmasını da ortadan kaldıracaktır, o zaman insan daha da insanlaşacaktır. Hiç kuşkusuz, dünya, bu yeni dünya düzenlerini de görecektir. 

Eleştiri: insanın daha da insanlaşması düşüncesi de, görünüşte iyicildir, ama aslında sorunludur. Çünkü insanoğlu için mutlak bir ilerleme ve daha ileriye, olumluya gitme düşüncesini ve bunun otoritesini içerir. Esasında hiçbir şeyin hiçbir yere gittiği yoktur, mutlak doğruluk ve iyilik ya da insanlaşma yoktur, her şey bir oyundur. Oyunlar biter, yeni oyunlar daha iyicil sloganlarla savunulur. Ama aslında bu da, kuzu postuna kirmiş kurt numarasıdır. Çünkü bu iyicil slogan kendi oyun düzenini kurmak amacından başka bir şey olamaz. Tarih birbiri ardına hiçbir teleoloji gütmeden birbirini kesen, içine alan, birbirini iten ya da sıra düzen içinde giden ya da paralel olan oyunlar düzenidir. 

 

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..