Türkiye’yi değil, sizi test ediyorlar Sayın Başbakan, anlamadınız mı?

Başbakan, AKP Grup toplantısında tribünlere seslenirken şöyle diyor…

“…Türkiye yeni yetme, köksüz bir devlet değildir, bir kabile devleti hiç değildir. Kimse Türkiye ile aşık atmaya, Türkiye’nin sabrını test etmeye kalkmamalıdır. Türkiye’nin dostluğu ne kadar kıymetliyse, düşmanlığı da o kadar şiddetlidir. Türkiye’nin dostluğunu kaybetmek bile başlı başına büyük bir bedeldir…”

Bu sözler birçok kez uluslar arası ilişkilerde kendini test ettirmemiş olan Sayın Başbakanın ağzından çıkmamış bir söz olarak bakarsak, başından sonuna kadar çok doğru bir söz.

Söz, bizim başbakanımızın ağzından çıktığı için çok da dikkate alınmıyor. Çünkü benzer sözleri birçok yerde söyledikten sonra arkası gelmeyince, değeri kalmıyor.

Başbakan Davos’da “Van minut” dedi mi?

Dedi…

Sonra n’oldu? Sonrası hepimizce bilinen bir gerçek, dediği ile kaldı, sonuç değişmediği gibi, son olay da kuşku yok ki o sözün cevabı gibi…

Türk milleti olarak evet, dostluğumuz kıymetlidir, düşmanlığımızdan ise korkmak gerekir, tarihimiz böylesi olaylarla doludur.

Dün, İsrail ile ilişkiler konusunda itirazlarımız olurken “Neymiş İsrailliymiş, neymiş Yahudi’ymiş, ne yazık ki köhnemiş ideolojik yaklaşımlar bunlar... Paranın İsraillisi, dini, ırkı, vatanı olur mu? Üstelik bunlar buraya geldiğinde, koskoca gemiler gelecek, alışveriş yapacaklar, paralı bu insanlar, bırak gelsin” dedikten sonra, bugün grup toplantısındaki yine bildik tavırlarla karşı çıkmanızın bir anlamı, yaptırımı olmaz. Olmadığı bir yana, kimse sizi dikkate bile almaz.

Savaş çığırtkanlığı yapacak değiliz…

Arap dünyası bizi sırtımızdan hançerlerken, biz de Allaha şükür Müslüman’dık, onlar da…

Bugün onlara sahip çıkarken, onlar da Müslüman, biz de Müslüman’ız Allaha şükür…

Tarihe dönüp baktığımızda, kimleri savunduğumuzu, kimlere arka çıktığımızın bilincindeyiz. Ama bunları, yine tarihten gelen “Asil” yapımızın gereği yapmamız gerektiğinin de bilincindeyiz.

Başarı, olayı bu hale getirerek sonuca varmak değil…

Başarı, Türkiye’nin bugün ki düştüğü duruma düşürmeden, hesap kitap yaparak, sonuçlarını kestirmeye, geleceği görmeye çalışarak bitirmektir.

Devlet olarak Kızılay gibi bir yapıyı kullanıp, insani yardım malzemelerini Türk Bayrağı çekilmiş ve Türk Bandıralı gemiye yükleyerek Gazze’ye götürmek hiç aklınıza gelmedi mi?

O zaman sıkıysa İsrail yaklaşsaydı senin “Kızılay” aracılığı ile gönderdiğin insani yardım malzemesi yüklü Türk Bayraklı ve bandıralı gemine.

Adı Türkçe, ama gemi senin ülkenin değil…

İçinde yaklaşık 600 den fazla insan var, hepsi Türk değil…

Türkiye olarak sen sahip çıkıyorsun, ama senden başka olaya sahip çıkan yok…

Evet, bunların hiçbiri de İsrail eşkıyasının eylemini haklı çıkarmaz, zaten “Haklı” diye de söylemiyorum.

Ama Sayın Başbakan…

Siz, Kasımpaşalı tavrınızı sergileyeceksiniz, İsrail az geldi, dünyaya “Van minut” diyeceksiniz diye de Türk Milletinin onuru ile oynatmaya hakkınız yok ki…

Şunu iyice bilmenizde yarar var…

Dünya’nın “Türk Milletini” test etmeye ihtiyacı yok. Ama sizi test ediyorlar, bunu bilesiniz.

Bir İngiliz generali “Türk askeri ile savaşmayan bir ordu, savaş yaptım demesin” diyor. Demek ki “Türk Ordusunu” da “Türk milletini” de bütün dünya test etmiş, sonucunu da tarihin sayfalarına en güzel biçimde yazmış.

Tarih; 2011 yılında sizin de “Test sonuçlarınızı” kayda geçirecektir…

Az kaldı…

02 HAZİRAN 2010