Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '08

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Tütünce

Tütünce
 

Tütünün dünya üzerindeki tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Bir görüşe göre, Amerika kıtasında M.Ö 6000 yıllarında bilindiğidir. Avrupa kıtasına ve Osmanlı’ya geliş zamanı ise yaklaşık 500 yüz yıl öncesine dayanmaktadır.1492 yılında Christopher Clombus’a yerli Kızılderililer tarafından , hediye olarak sunulan kurutulmuş tütün , sonradan gemiciler tarafından Avrupa’ya taşınmıştır

Tütün yaraların üstüne basmada, diş ağrılarında, acıları dindirmede ilaç olarak, bazı dinsel törenlerde de tütsü olarak kullanılmış.

Osmanlı döneminde 1862 yılında ithalatı yasaklanmış, tekel haline getirilmiş, Cumhuriyet yönetimi ile birlikte devlet tekeline alınmış.

Burada, uzun uzun bilinen zararlarından dem vurup aynı konuyu pişirip ortaya koymak yerine, ( Arsenikmiş, kansermiş, böcek veya fareye zehir imiş, isiymiş, pasıymış, bunları içenler iyi biliyor.) içmeyenlere bir damla mesaj verebilmek.

“Biz çocukken kavruk kavruk, yanmış bitki gibi kokusu vardı.Şimdi öyle değil.” dedim, Tütün Eksperine , O da ; “ Her şeyde olduğu gibi tütün yetiştirilmesinde ve muhafazasında da kimyasallığa dönüldü; ilaçlama, gübreleme, ve rekabet ortamı içinde katılan diğer kimyasal katkı maddeleri…” dedi.

Geçenlerde konuşuyoruz, Elli yaşlarında biri, son üç beş yıldır sigara içiyor, o da seyrek tek tük. Bir rahatsızlığından ötürü Doktora gitmiş. Muayene neticesi, Doktor sigara içip içmediğini sormuş, Arkadaş, anlatmış durumu, öyle uzun süre içmediğini söylemiş.

Doktor, ” Yok demiş , sen uzun yıllar sigara içmiş olmalısın, ciğerler onu gösteriyor.” demiş. Bizimki yine itiraz etmiş. “Hayır öyle uzun yıllar olmadı.” deyince Doktor, “O halde sen pasif içicisin.Anlat bakalım, ne işle meşgulsün, nerelerde takılıyorsun?”

Arkadaş, “Lokantacıyım” deyince

Doktor, “Lokantan kaç metre kare?” diye sormuş

“Yüz metre kare.” cevabından sonra, ”Kapalı , ayrı mekanın var mı lokantanın içinde, sigara içenlerle birlikte misin?” demiş.

“Evet birlikteyim” cevabından sonra , “Sigara içen her üç kişiden sonra, sen dördüncü kişi olarak sigara içmesen dahi, onlardan daha çok etkileniyorsun o yüz metre kare yerinde.”

Peki 15-20 metre karede sigara içenlerle aynı yeri paylaşanlara kim ne diyebilir? Ne demeye , ne hakkımız var? Sağlık onların , can da..

Bu çağda, bu zamanda mı? Evet, bu günde, bu zamanda.

Emre Aköz’den okuduğum sigara ile ilgili kısmı buraya aktarmadan edemeyeceğim;

“ABD’deki Harward Üniversitesi psikologlarından Steven Pinker’in Newyork Times gazetesi için kaleme aldığı makalesinde bazı ipuçları buldum.Pinker, meslektaşı Paul Rozi’nin bir araştırmasına atıfta bulunuyor. Rozin, zaman içinde bazı davranışların ‘ahlaki’ hale getirilirken, bazılarının ahlaki alanından çıkarıldığını söylüyor.

Son yıllarda ‘ahlakileştirilen davranış’lardan biri de sigara tiryakiliği… Eskiden bir insan hoşlanmadığı veya sağlığını korumak için sigara içmezdi. Yani sigara kişisel bir tercih meselesiydi.Dumana maruz kalanların sigara içmiş gibi etkilendiğine ilişkin bulgular ortaya çıktı. Bu bilginin yayılmasıyla birlikte sigara içmek tercih meselesi olmaktan çıktı ve ahlaki sorun haline geldi.Yani, başkalarının olduğu mekanda sigara içmek, ‘ahlak dışı bir davranış’ olarak kabul edildi. Çünkü, tiryaki ötekine kötülük ediyordu.’

 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..