Tuzla tersanelerinde seri cinayet

-2001’de 1 işçi.
-2002’de 5 işçi.
-2003’te 3 işçi.
-2004’te 5 işçi.
-2005’te 8 işçi.
-2006’da 10 işçi
-2007’de 12 işçi
-Ve 2008’in ikinci ayındayız, 6 işçi.
-Nemi olmuş, sayılarını yıllara göre verdiğimiz işçilere?
-Tuzla tersanelerinde, iş kazalarından dolayı yaşamını yitirmişler!
-Pardon.
-Sadece “yaşamını yitirmişler” demek iyimser bir yaklaşım olur.
-Tuzla tersanelerinde seri cinayete kurban gitmişler.

* * * * *

-Tuzla tersanelerindeki çalışma hayatı, anlıyoruzki, iş güvenliğinden ber taraf edilmiştir.
-Tüm sektörlerde olduğu gibi, işçinin yaşamı hiçe sayılmıştır.
-Kimse işçinin yaşamına mal olan çalışma koşullarını değiştirmek gibi bir eğilimin içerisinde olmamış.
-Günümüz kapitlist mantığının doğasında yatan bir gerçektir.
-Düşük maliyetli, yüksek verimlilik..
-İşçinin yaşamı risk altındaymış, kimin umrunda.
-Kim takar birkaç kenar mahalle insanın yaşamının yok olmasını.
-Hiçbir önemi yoktur!
-Önemli olan daha fazla kâr elde etmektir.
-Daha fazla kâr elde edebilmek adına, her yol mübahtır.

* * * * *

-Mesela taşeronlaştırma!
-Nedir taşeronlaştırma denen illet?
-Taşeronlaştırma mantığı ile yapılan üretimlerin, doğal soncudur iş cinayetleri.
-Ve taşeronlaştırma işçiyi alabildiğine sömüren bir mantık olarak günümüze damgasını vurmuştur.
-Ve vurmaya devam etmektedir.

* * * * *

-Hemen bir örnekle konuya açıklık getirelim.
-Taşeronlaştırma neyin ürünüdür?
-Bir defa bunun yanıtını vermek gerekiyor.
-“Esnek çalıştırma ve rekabet edebilirlik sisteminin bir ürünüdür” taşeronlaştırma.
-Ve bu gün Tuzla tersanelerinde orta boy büyüklükte bir tersane, 10 bin tonluk bir tankerin inşasını yapabilir.
-Ve bu gibi işleri alan tersaneler, almış oldukları işi, belli bir sürede iş veren firmaya teslim etmek zorundadır.
-Dolayısı ile 10 bin tonluk bir tankerin inşası, Tuzla tersanelerinde, ortalama 6 ay gibi bir zaman diliminde bitirilmektedir.

-6 aylık zaman dilimi süresince, tanker inşasını, ortalama 50 dolayında irili, ufaklı taşeron firma yapmaktadır.
-Ve her taşeron firmanın bünyesinde, ortalama 20 personel çalıştırılmaktadır.
-Asıl işi alan firma ise, en fazla bünyesinde, 100 tane kadrolu personel çalıştırmakta.
-Dolayısı ile toplamda 1000 kişilik bir işçi ile yapımı gerçekleştirilen tanker inşasında, bir çok taşeron firmaya bölünen işçiler, sendikal faaliyete yönelememektedir.
-Haklarını bölünmeden dolayı alamamaktadır.

* * * * *

-Yani daha açık bir ifade ile taşeronlaştırmanın yarattığı sorunlar, şu şekilde kendisini göstermektedir.
-Denetimsizlik.
-Sigortasız çalıştırma.
-Düşük ücret.
-Kötü malzeme kullanımı.
-Ambulans ve sağlık ekiplerinin bulunmaması.
-Sonuç; ölümler.

* * * * *

-Hani siz inanmayın öyle göstertmelik denetimlere.
-Kimi tersanelere göstertmelik idari para cezaları kesilir.
-Anlamsızdır kesilen cezalar.
-Komiktir.
-Zaten Türkiye’de hemen her işveren, iş müfettişleri ile ense tokat ilişki içindedir.
-Çalışma Bakanı ne diyor?
-“Denetimleri yapabilmemiz için, 250 ek iş müfettişi almamız gerekiyor.”
-Meseleyi basit bir denetim anlayışına oturtmak, en hafifinden, insanları aptal yerine koymaktır.
-Bu gün yaşananlar gündemde olduğundan yaklaşım bu seviyededir.
-Gündemden düştüğü anda her şey aynı tas, aynı hamam.
-Aynen eskisi gibi sürüp gider.
-Mantık tektir ve son derece nettir.
-Düşük maliyetli yüksek kârlılık.
-Bu zihniyet değişmediği sürece, her tersanenin başına bir müfettişte dikseniz nafile.
-Ve kaldı ki bu gibi denetimleri başarılı bir şekilde yürüten müfettişler olmayacak mı?
-Kuşkusuz olacaktır.
-Can güvenliği var mıdır, namuslu ve dürüst iş müfettişlerinin?
-Bunlar ister istemez insanın kafasını kurcalayan hususlardır.
-O yüzdendirki sistemi top yekün sorgulamak gerekiyor.
-Ve daha bir derine giderek, çalışma yaşamı ele alınmak zorunda.
-Sadece Tuzla tersanelerinde değil.
-Tüm sektörlerde çalışma yaşamı ele alınmalıdır.
-Detaylı bir şekilde incelemeye tabii tutulmalıdır.