Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Haziran '09

 
Kategori
Babalar Günü
 

Üçüncü pazarlar

Haziran ayının üçüncü pazar günü... Kırkikinci kez, hüzünle yaşadığım Babalar Günü...Belki de, bu yüzden haziranların üçüncü pazarlarındaki can sıkıntılarım, kim bilir?...

Ne kadar çaba harcasam da; dayanamayıp hüzünleniyorum. Göz pınarlarıma doluşuveren damlacıklar, pıtır pıtır düşüveriyorlar göz yaşı olup. Neden mi?...Seni çok özledim de ondan baba!...Senin sevginden şefkatinden yoksun; zorlu ve acımasız geçip giden kırkiki yıl...Evet tam kırkiki yıl önce yitirdik seni...Ayrılıkların en dayanılmazıydı gidişin. O; kahrolası trafik kazası, sensizliğin acımasız başlangıcı oldu...Biz sensiz kalıverdik!...

Trafik kazalarıyla ilgili pek bir şey değişmedi bunca yıldır. Trafik ışıkları aynı renk ve parlaklıkta ama yetmiyor. Kimse fark etmiyor kırmızıyı yeşili...Trafik kuralları, eğitim, para pul, vicdan azabı, ölüm korkusu; hiç bir şey etkilemiyor; hız tutkunu beyinleri...Öldürme yarışını kimse frenleyemiyor. Ve her yıl artıyor trafik canavarlarının sayısı...

Seni kaybettiğimiz o kazanın olduğu güne kadar bana verdiklerin ve öğrettiklerin; up uzun bir ömre sığdırılamayacak kadar çok...Her şeyden önce; kendi yüreğinden benim yüreğime serpiştirdiğin sevgi tohumları inanılmaz güçlüymüş baba. Çünkü ben; yüreğime serpiştirdiğin sevgi tohumlarının sıcaklığı ile büyüttüm çocuklarımı. Hani hep derdin ya! “sevgisiz bir dünya olmaz!...” diye... Ve sen; yüreğinde sevgi çiçekleri açabilen nesiller bıraktın ardında...Çocuklarımın ve torunlarımın gözlerinden yansıyan sevgi ışıltılarını keşke görebilseydin. Ama eminim sen hissediyorsundur!...

Hoşgörü dağarcığın öylesine dopdoluymuş ki! Ben de nasibimi almışım. Acılara tebessümle yanıt vermeyi başarabiliyorum...Çocukluk yıllarımda düşüp ağladığım zaman yaralarımı temizleyip acımı dindiren sen olurdun. Zamanla insan, yaralarına tuz basmayı da öğreniyor. Her türlü acıya katlanıp, zorlukların üstesinden gelmek de yaşamın rengini oluşturuyormuş meğer...İnsan; düştüğü zaman kendisi kalkabiliyormuş...

Onurlu, dürüst, çalışkan olmayı da sen öğrettin...Hiç kimsenin hakkına el uzatmamayı...Kazanılmış üç kuruşun, bulunmuş on kuruştan daha değerli olduğunu...Küçüklerin sevilip büyüklerin sayılması gerektiğini...İbadetin ve yardımın gizliliğinin değerini...Yerinde, ölçülü ve az konuşmanın güzelliğini...Karanlıkta esnerken ağzımı kapatmam gerektiğini...Satır aralarının anlam ve değerini...Ve yaşamın tüm güzelliklerini hep sen öğrettin...Sen; benim okuyup bitiremediğim yaşam kılavuzum; mezun olamadığım mektebimdin baba...

Tanrı’ya şükürler olsun ki; senin evladın olarak dünyaya gelmişim. Bu nedenle; kendimle gurur duyuyorum canım babacığım. Bu gururu bana yaşattığın için teşekkürler...Mekanın Cennet, ruhun huzur içerisinde olsun...
 
Toplam blog
: 161
: 735
Kayıt tarihi
: 26.01.08
 
 

1955 yılının, aydınlık Nisan sabahlarından birinde; 22 Nisan sabahı duyulmuş ilk avazlarım… Üsküdar ..