Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Ufuk Güldemir'in Yolu

Ufuk Güldemir'in Yolu
 

''Hayatı dolu dolu yaşadım...
Her yolu baştan sona dolaştım
Ve dahası çok daha fazlası,
Hepsini keyfimce yaşadım.''

Fonda, Paul Anka'nın sözleri, Frank Sinatra'nın sesiyle klasikleşen ''My Way'' şarkısı çalıyordu. Acıyı paylaşmak, son görevi yerine getirmek için bir arada bulunan insanlar, karşıdan bir şeyler söylemek istercesine düşünceyle bakan yakışıklı adamın, elleri cebinde, yürürken çekilmiş resmine ve o resmin hemen altında artık nefes almayan bedeninin bulunduğu tabuta bakıyorlardı, nemlenen gözlerini silerken.

Siyah giymişti mikrofon olmasına rağmen sesi zor duyulan, genç gazeteci. Meslektaşı, patronu, örnek aldığı insanı kendi cümleleri ile anlatırken, boğazında düğümlenen yumruya, titreyen sesine, engel olamıyordu. '' Ufuk Güldemir'in yetiştirdiği gazeteciler adına konuşma yapmam istendi. Ama ben bunun çok zor olduğunu biliyorum. Çünkü Ufuk Bey'in yetiştirdiği gazeteciler kendileri adına başkasının konuşmasını istemezler. O yüzden ben kendi adıma konuşmak istiyorum......Bu törende O'nun bana aldığı Smokini mi giysem, takım elbise mi? diye düşündüm. Sonra smokin'le ilgili yazısını açıp okudum...Cenaze töreninde smokin giymek yoktu. Esaslı bir insandı biliyorsunuz. Ama biçimin de esasın bir parçası olduğunu bize öğretti. Smokini giymedim düşündüm.....'' Duraksayarak, sesi titreyerek, yutkunarak sözlerini tamamlarken artık gözyaşları serbestti genç gazeteci ve genel yayın yönetmeni'nin.

Siyah giymişti elleri boş kalan, güzel kadın. Sessizce, konuşma yapanları dinlerken kimbilir neler geçiyordu aklından. Artık geçmiş olan güzellikler mi, resimlerde kalan gülüşlerin özlemi mi? Kim bilebilir o acıyı yaşamayandan başka.

''Varlığına doyamadık, yokluğunuza hiç alışamayacağız. Bize emanetlerinize, kalbimize yazdığımız anayasamıza sahip çıkacağımıza bu değerli topluluk önünde söz veriyoruz''....Hıçkırığın engellediği cümleler ancak bu kadarına izin veriyordu, tamamlanamayan konuşmada.

''Ben hayatı keyfimce yaşadım ''diyordu şarkıda ama ya sevdikleri? hayatına yer etmiş, gündüz rakip, gece arkadaş olanlar, çok yakınında bulunma şansı yaşayanlar doyabilmişler, keyfince yaşamışlar mıydı sevinci,hüznü, hayatı. 51 yılın gülüşü, güzellikleri, ''haber hayattır'' koşturması içinde dolu dolu geçen yıllar...

''Yüzleştim yaşadığım her şeyle,
Ve ayaklarım hep yere bastı.
Keyfimce yaptım her şeyi,
Sevdim, güldüm, ağladım....''

Kaybetmekten payımı fazlasıyla aldım !
Ve şimdi...Gözümün yaşları dinerken,
Hepsini gülümseyerek hatırlıyorum,
Şöyle bir düşündüm de geçmişi

Bütün bunlar.
Utanç duymadan anlatılır mı?
Utanç mı?
Hayır hayır bu ben değilim!
Ben hayatı keyfimce yaşadım...

Güle güle hayatı seven, keyfince, dolu dolu yaşayan yakışıklı adam..Güle güle başarılı, ilkeli gazeteci, hızlı haberci, iyi öğretmen.. İnanıyorum ki, keyifle yaşadığınız hayatta emekle ve özveriyle açtığınız yolda izleriniz hiçbir zaman yalnız kalmayacak..Güle güle Ufuk Güldemir... Güle güle.



Blog not : Ölümde erken ya da geç yoktur. Her ayrılık acı verir, her ölüm zamansızdır. Verilen mücadele yenilgi değildir. Tıpkı, ''Bir yıldır tedavi gördüğü pankreas kanserine yenik düştü'' sözü gibi. Neye yenik düştü, kim veya kimlerle yarışıyordu da yenilen Ufuk Güldemir oldu. İtirazım var, ''kansere yenik düştü '' sözüne, mücadele içindeki insanların morallerinin bozulmasına.


resim kaynağı:www.haberturk.com sitesidir.

 
Toplam blog
: 126
: 2338
Kayıt tarihi
: 01.08.06
 
 

Kompozisyon derslerini biraz daha fazla önemsediğim, uzun cümleler kurmaya başladığımdan bu yana sev..